Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Zirveyle “zirve”ye çıktık
 
İstanbul zirvesi, bundan sonra hiç bir somut sonuç çıkarmasa bile Türkiye adına büyük başarıdır. Bunca yıldır sadece lafını ettiğimiz “lider ülke” konumuna yönelik atılmış belki de ilk somut adımdır.
 
Ankara
NTV-MSNBC
 
24 Ocak—  Hem ABD’ye bu kadar “eli mahkum” olacaksınız, hem bu kadar kafa tutacaksınız, üstelik ABD’yi “küstürmemeyi” başaracaksınız. Gül Hükümeti şu ana kadar “bıçak sırtı” bir politikayı “gül gibi” yürütmeyi başardı.

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  Dün akşam Başbakan Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış’ı 5 Ortadoğu ülkesi dışişleri bakanıyla ortak açıklama yaparken görünce aklıma Erbakan geldi;
       “Herhalde” dedim “Şimdi kendi kendine hayıflanıyordur; biz G-8 dedik, İslam ülkeleriyle işbirliği dedik diye başımıza gelmeyen kalmadı, şimdi benim talebelerim alkışlanıyorlar.”
       Haksızlık gibi görünebilir ama değil, çünkü bir kaç önemli fark var...
       Bir kere Gül Hükümeti, Erbakan’dan farklı olarak AB yanlısı olduğunu net biçimde ortaya koydu. Yani sırtını Avrupa’ya dönüp İslam ülkelerine yönelmedi. Ayrıca bu kez İslam ülkeleriyle işbirliği arayışlarının tartışılmaz bir amacı var; savaşı önlemek...
       İşte bu iki nedenle kimsenin Gül Hükümeti’nin İslam ülkeleriyle yakın işbirliğine “N’oluyor, bunların amacı ne?” diyecek hali yok.
       
ABD’YE KÜSTÜRMEDEN KAFA TUTMAK
       Başbakan Gül, Ortadoğu turuna çıktığında pek çok kişi gibi ben de bunun bıçak sırtı bir politika olduğunu düşünmüş ve yazmıştım. Arap ülkelerini ortak bir politikada buluşturmanın zorluğu ve savaş sonrası gelişmeleri düşününce, ABD’yi karşımıza almanın riski gözönüne alındığında, Ortadoğu turunun da başarı şansı düşük görünüyordu.
       Ancak, şu aşamaya kadar Başbakan Gül bu bıçak sırtı politikayı hasarsız sürdürmeyi başardı.
       Evet, bu bir başarıdır.
       Başarıdır çünkü; Ortadoğu ülkeleri çok uzun yıllardır ilk defa böylesine karmaşık bir sorunda bir masa etrafında biraraya gelip, kavgasız döğüşsüz ortak bir noktaya ulaşmayı başardılar. Üstelik bu kadar kısa bir sürede.
       Bunu akıl eden ve başaran Türkiye’dir.
       Başarıdır çünkü; Türkiye bunca borçlu olduğu, uluslararası sorunlarda desteğine ihtiyaç duyduğu ABD’yi kızdırma riskini göze almış, nitekim kızdırmış ama küstürmemeyi başarmıştır.
       Bu zirve hazırlıklarının yapıldığı süreçte bir yandan da ABD ile dişe diş bir pazarlık süreci yürütülmüş, ABD’nin taleplerinin minimum düzeye indirilmesine uğraşılmış ve büyük oranda da hedefe ulaşılmıştır.
       ABD’nin çok kızdığı, dün yapılan açıklamalardan bellidir. Fransa ve Almanya’nın terslemeleri İstanbul Zirvesi’yle birleşince ABD’li yetkililer soğukkanlılıklarını kaybetmiş, “Herkes karşı çıksa da, kimse destek vermese de biz Irak harekatını gerçekleştireceğiz” çıkışını yapmışlardır.
       Ancak ABD’den Türkiye’ye yönelik tek bir ters açıklama yok. Çünkü Ankara, bir Irak harakatında vazgeçilmez olmanın da avantajını kullanarak, ABD’yi küstürmeyecek adımları atmayı başarmıştır. Üstelik İstanbul Zirvesi’nden çıkacak bildiriyi ABD aleyhtarı bir metne çevirme çabaları da boşa çıkarılmıştır.
       Başarıdır çünkü; Avrupa Birliği’ne de Türkiye’nin bölgedeki önem ve gücü konusunda çok net bir mesaj verilmiştir. Ortadoğu’yla, İslam dünyasıyla Avrupa arasında kimin anlamlı bir köprü oluşturabileceği konusunda güzel bir örnek verilmiştir.
       Başarıdır çünkü; herşeye rağmen bir Irak harekatı olursa Türkiye’nin savaş sonrası şekillenmelerde ciddi bir söz hakkı olabilecektir. Zirvede bu hak önemli ölçüde kazanılmıştır.
       
AMA YAPILACAKLAR BİTMEDİ
       Önümüzdeki sürece zirve açısından bakarsak, sonuç alınıp alınamayacağı artık Saddam’a kalmıştır. Bir savaşı engellemek artık Saddam’ın atacağı adımlara bağlıdır.
       ABD cephesine gelindiğinde Türkiye, bugüne kadar sürdürdüğü temkinli politikada ısrar etmek zorundadır.
       Bir savaş olursa Türkiye dışında kalamayacaktır. ABD için Türkiye’nin tavrı Almanya ve Fransa’nın tavrından çok daha önemli ve belirleyicidir. Çünkü Irak’a yönelik bir savaşın kaderini her anlamda Türkiye’nin tavrı belirleyecektir. Bu nedenle, ABD Türkiye’nin desteğini almak için her türlü baskıyı yapmaktan kaçınmayacaktır. Türkiye’nin buna dayanması çok mümkün değildir. Savaş sonrası senaryolarda Türkiye’nin alacağı rol de düşünülürse Ankara’nın bu savaşın dışında kalamayacağı ortadadır...
       Ancak Türkiye “saldırgan ülke” sıfatını almasına neden olacak adımları da atmamalıdır. Konumu mutlaka savunma ile sınırlı kalmalıdır. ABD’ye mümkün olabilen en az desteği vererek bu işten sıyrılmasını bilmelidir.
       Yani bıçak sırtında yürüyüşümüz aynen devam etmektedir.
       

ÜMİT SEZGİN / NTV-CNBC-e Ankara Haber Müdürü
       
 
       
   
MSNBC News Ali Coşkun yeni Öksüz mü?
MSNBC News İşte "B" planı: Chirac'ı üzmeyin, Fischer'i güldürmeyin!
MSNBC News Kopenhag bir son değil başlangıç
MSNBC News Ya Erdoğan Başbakan, ya Gül Genel Başkan...
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları