|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Dün akşam Başbakan Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Yaşar Yakışı 5 Ortadoğu ülkesi dışişleri bakanıyla ortak açıklama yaparken görünce aklıma Erbakan geldi; Herhalde dedim Şimdi kendi kendine hayıflanıyordur; biz G-8 dedik, İslam ülkeleriyle işbirliği dedik diye başımıza gelmeyen kalmadı, şimdi benim talebelerim alkışlanıyorlar. Haksızlık gibi görünebilir ama değil, çünkü bir kaç önemli fark var... Bir kere Gül Hükümeti, Erbakandan farklı olarak AB yanlısı olduğunu net biçimde ortaya koydu. Yani sırtını Avrupaya dönüp İslam ülkelerine yönelmedi. Ayrıca bu kez İslam ülkeleriyle işbirliği arayışlarının tartışılmaz bir amacı var; savaşı önlemek... İşte bu iki nedenle kimsenin Gül Hükümetinin İslam ülkeleriyle yakın işbirliğine Noluyor, bunların amacı ne? diyecek hali yok. ABDYE KÜSTÜRMEDEN KAFA TUTMAK Başbakan Gül, Ortadoğu turuna çıktığında pek çok kişi gibi ben de bunun bıçak sırtı bir politika olduğunu düşünmüş ve yazmıştım. Arap ülkelerini ortak bir politikada buluşturmanın zorluğu ve savaş sonrası gelişmeleri düşününce, ABDyi karşımıza almanın riski gözönüne alındığında, Ortadoğu turunun da başarı şansı düşük görünüyordu. Ancak, şu aşamaya kadar Başbakan Gül bu bıçak sırtı politikayı hasarsız sürdürmeyi başardı. Evet, bu bir başarıdır. Başarıdır çünkü; Ortadoğu ülkeleri çok uzun yıllardır ilk defa böylesine karmaşık bir sorunda bir masa etrafında biraraya gelip, kavgasız döğüşsüz ortak bir noktaya ulaşmayı başardılar. Üstelik bu kadar kısa bir sürede. Bunu akıl eden ve başaran Türkiyedir. Başarıdır çünkü; Türkiye bunca borçlu olduğu, uluslararası sorunlarda desteğine ihtiyaç duyduğu ABDyi kızdırma riskini göze almış, nitekim kızdırmış ama küstürmemeyi başarmıştır. Bu zirve hazırlıklarının yapıldığı süreçte bir yandan da ABD ile dişe diş bir pazarlık süreci yürütülmüş, ABDnin taleplerinin minimum düzeye indirilmesine uğraşılmış ve büyük oranda da hedefe ulaşılmıştır. ABDnin çok kızdığı, dün yapılan açıklamalardan bellidir. Fransa ve Almanyanın terslemeleri İstanbul Zirvesiyle birleşince ABDli yetkililer soğukkanlılıklarını kaybetmiş, Herkes karşı çıksa da, kimse destek vermese de biz Irak harekatını gerçekleştireceğiz çıkışını yapmışlardır. Ancak ABDden Türkiyeye yönelik tek bir ters açıklama yok. Çünkü Ankara, bir Irak harakatında vazgeçilmez olmanın da avantajını kullanarak, ABDyi küstürmeyecek adımları atmayı başarmıştır. Üstelik İstanbul Zirvesinden çıkacak bildiriyi ABD aleyhtarı bir metne çevirme çabaları da boşa çıkarılmıştır. Başarıdır çünkü; Avrupa Birliğine de Türkiyenin bölgedeki önem ve gücü konusunda çok net bir mesaj verilmiştir. Ortadoğuyla, İslam dünyasıyla Avrupa arasında kimin anlamlı bir köprü oluşturabileceği konusunda güzel bir örnek verilmiştir. Başarıdır çünkü; herşeye rağmen bir Irak harekatı olursa Türkiyenin savaş sonrası şekillenmelerde ciddi bir söz hakkı olabilecektir. Zirvede bu hak önemli ölçüde kazanılmıştır. AMA YAPILACAKLAR BİTMEDİ Önümüzdeki sürece zirve açısından bakarsak, sonuç alınıp alınamayacağı artık Saddama kalmıştır. Bir savaşı engellemek artık Saddamın atacağı adımlara bağlıdır. ABD cephesine gelindiğinde Türkiye, bugüne kadar sürdürdüğü temkinli politikada ısrar etmek zorundadır. Bir savaş olursa Türkiye dışında kalamayacaktır. ABD için Türkiyenin tavrı Almanya ve Fransanın tavrından çok daha önemli ve belirleyicidir. Çünkü Iraka yönelik bir savaşın kaderini her anlamda Türkiyenin tavrı belirleyecektir. Bu nedenle, ABD Türkiyenin desteğini almak için her türlü baskıyı yapmaktan kaçınmayacaktır. Türkiyenin buna dayanması çok mümkün değildir. Savaş sonrası senaryolarda Türkiyenin alacağı rol de düşünülürse Ankaranın bu savaşın dışında kalamayacağı ortadadır... Ancak Türkiye saldırgan ülke sıfatını almasına neden olacak adımları da atmamalıdır. Konumu mutlaka savunma ile sınırlı kalmalıdır. ABDye mümkün olabilen en az desteği vererek bu işten sıyrılmasını bilmelidir. Yani bıçak sırtında yürüyüşümüz aynen devam etmektedir. ÜMİT SEZGİN / NTV-CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
Ali Coşkun yeni Öksüz mü? İşte "B" planı: Chirac'ı üzmeyin, Fischer'i güldürmeyin! Kopenhag bir son değil başlangıç Ya Erdoğan Başbakan, ya Gül Genel Başkan... |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||