|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Başbakan Abdullah Gülün Ortadoğu, daha doğru bir deyimle bölge ülkeleri turu başarılı geçmiş görünüyor. Gül, gerçekten onur veren törenlerle karşılandı, en üst düzeyde kabuller gördü. Aldığı mesajlar da tam istediği yönde: Iraka yönelik bir savaşı önlemek için bölge ülkeleri birlikte hareket edecek! Bölge ülkeleri, özellikle de komşuları Irakın toprak bütünlüğü konusunda hassasiyet gösteriyorlar ve gösterecekler. Ayrıca bölge ülkeleri Irakın doğal kaynaklarının Iraka ait olduğu ilkesinden taviz vermeyecekler. Bu üç sonuç da fevkalade isabetli ve bölgede bir savaş olsa bile sonrasına yönelik şüpheleri büyük oranda ortadan kaldıracak mahiyette. Tabii uygulanırsa!... NE KADAR GÜVENİLİR? Uygulanabilirse diyorum, çünkü Ortadoğu ülkeleriyle varılan uzlaşmaların hayata geçmesi konusunda şüphelerim var. Daha net söylemek gerekirse, bölge ülkelerine ne kadar güvenebileceğimiz son derece tartışmalıdır. Üstelik bölge ülkelerinin bu uzlaşma konularında ne kadar mutabık oldukları da henüz netleşmedi. Çünkü henüz Başbakan Gül, İran ve Suudi Arabistana gidemedi. Özellikle Suudi Arabistanın ziyaret konusunda nazlandığını biliyoruz. Şimdilik 11 Ocak gibi görünüyor. Suudi Arabistanla Türkiye arasındaki ilişkilerin Ecyad-Cenk Kalesi tartışmalarıyla başlayan süreçte hayli soğuduğunu hatırlarsak, kime ne kadar güvenebileceğimiz sorusu daha bir önem kazanır. Tüm bunlardan öte, bölge ülkelerinin aralarındaki mutabakatın ABDyi ne kadar caydırabileceği de ayrı bir tartışma konusu. AB ve BM içindeki itirazların bile Bush yönetimini inadından caydıramadığı gözönüne alınırsa, son tahlilde bölge ülkelerinin işbirliğinin caydırıcılığına bel bağlayamayacağımız ortaya çıkar. VAZGEÇMEK GEREKMİYOR TABİİ DE... Yanlış anlaşılmasın, bütün bu argümanları sıralayarak savaşı engelleme arayışlarından vazgeçelim demiyorum. Savaştan kaçınabilmek için ne gerekiyorsa yapalım elbette ama mutlaka doğru yöntemi kullanalım. Burdaki kritik nokta, girişimlerimizin ABDyi ne kadar rahatsız ettiği... Durun, hemen itiraz etmeyin, Amerikancılık falan yapmıyorum. ABD ne derse yapalım, dümen suyuna girelim gibi görüşlerim yok. Savaş yanlısı hiç değilim. Sadece kaş yapalım derken, göz çıkarmayalım diyorum. Savaşı engelleyeceğiz derken, Bölgede ABD karşıtı bir işbirliğini örgütleyen ülke konumuna düşmeyelim. ABDnin uydusu olmak ne kadar tehlikeliyse, Saddam Rejiminin destekçisi olmak da o kadar can sıkıcı. Unutmayın ABD bize daha uzuuun bir süre lazım. Herşeyden önce Kıbrıs sorunu, bizim için Irak sorunundan daha hayati önemdedir ve bu işin lehimize çözümü için ABDnin desteği şarttır... AB üyeliği konusunda, ABDnin dozu iyi ayarlanmış desteği son derece yararlı ve gereklidir. Ve tabii herşeye rağmen ABD Irakı vuracaksa, sonrasında ABDnin müttefi olmak, Saddamın müttefiki olmaktan herhalde daha iyidir. Ayrıca bölge ülkelerinde pek çok grup ve kişinin, Türkiye ve Gül için Gelmiş buraya ABDnin taşaronluğunu yapıyor demeye hevesli ve hazır olduğunu da unutmamak gerekir. Lafı uzatmaya gerek yok. Başbakan Abdullah Gülün bölge ülkeleriyle teması bıçak sırtı bir politikadır. Ayağınız kayarsa ya Saddamın kucağına düşersiniz ya da ABDnin... Bu adımları atmayalım demiyorum ama risklerine de hazır olalım. Ümit SEZGİN / NTV-CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
"Ucundan acık" destek olmaz Kim değil, neden öldürdü? Ali Coşkun yeni Öksüz mü? İşte "B" planı: Chirac'ı üzmeyin, Fischer'i güldürmeyin! Kopenhag bir son değil başlangıç Ya Erdoğan Başbakan, ya Gül Genel Başkan... |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||