|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Debelenme kaptan ben gidemem!... Çocukluğumdan kalan bir söz. Belki bir şarkının mısrasıydı, belki bir tekerlemenin satırı. Hatırlamıyorum, ama neyi anlattığını iyi biliyorum; çaresizliği!!! Başbakan olduğu gün kendini gemisini fırtınalarda ustalıkla yürütecek bir kaptan olarak tanımlayan Tayyip Erdoğana baktıkça aklıma bu söz geliyor, Debelenme kaptan ben gidemem... Ne yazık ki Türkiye gemisi de hiç bir yere gidemiyor. Powellın rest çektiği günden beri Ankara şoku atlatamıyor. Şimdi ne olacak? sorusunu herkes birbirine soruyor ama kimse net bir cevap veremiyor, çünkü kimse bir cevap bilmiyor. Pek çok AKPlinin umudu ABDnin tavır değiştirip yeniden tam işbirliği talebiyle gelmesi. Bunun için de bol bol üçüncü tezkere umudu aşılanmaya çalışılıyor. Ama kimse bu umuda tutunamıyor, inanamıyor. Dışişleri eski Bakanı Yaşar Yakışın, dostu milletvekilleriyle sohbet ederken dile getirdiği stratejik hata yaptık, B planları olabileceğine hiç inanmadık nedameti gazetelere yansıyınca panik halinde tekzip yoluna gitti. Sayın Yakış boşa uğraşıyor, biz gazeteciler yalnız Yakışın değil, pek çok Bakanın böyle düşündüğünü biliyoruz, özel sohbetlerde Berbat ettik bu işi sözlerini bol bol duyuyoruz. Şimdilik yazılmamak kaydıyla söylendiği için ekranlarımıza yansıtamıyoruz. Ama bu işin faturaları kabardıkça birileri de bunların kayda geçmesini isteyecektir herhalde. KEŞKE ZARAR SADECE EKONOMİK OLSA Powellın 6 milyar dolar artık yok dediği andan itibaren herkes bu işin ekonomik faturasını konuşuyor. Bir yandan ABDden yeni bir destek koparabilmenin yolları aranırken, öte yandan destek gelmezse biz ne yapabiliriz? diye kara kara düşünülüyor. Akla gelen kaydadeğer öneriler yine bizim kulağımızı çınlatıyor. Tasarruf, tasarruf, tasarruf... Olmazsa yeni vergi... Tabii Hazreti Ömer Fonları kurup vatandaştan 100er dolar almayı öneren danışmanlar da var ama Allahtan şimdilik ciddiye alınmıyorlar. Tabii yine akla gelen bir başka kaynak Alamancılar!! Ne yaparız da bunların paralarını Türkiyeye çekeriz diye akıl yürütenlerin önünü hep Kardeşim bize güvenip para mara göndermezler itirazı kesiyor. Herneyse, iş ekonomik zararla kalsa belki bir formül bulunabilirdi, ama şimdi çok daha büyük bir fatura gündemde; Kuzey Irak... KÜRTLER SİLAHLANACAK TÜRKİYE SEYREDECEK Hava sahasını açma tezkeresinin Meclisten geçmesinden sonra ABDliler doğal olarak hemen dün gece bu koridorları kullanmak istediler. Ancak Ankaranın cevabı ABDliler için şaşırtıcı oldu; Önce bir mutabakat metni imzalayalım, nasıl kullanacağınızı kurallara bağlayalım. Ayrıca bu tezkerede Türk askerinin Kuzey Iraka gönderilmesi var. Bunu da bu mutabakat metnine koyalım! ABDnin cevabı da Ankara için yeni bir şok oldu; İkisi ayrı şeyler, siz önce hava sahanızı açın asker işini sonra konuşuruz! Dünden beri pazarlık kitlenmeye doğru gidiyor. Ankara, Ama söz vermiştiniz, mutabık kalmıştınız diyor, ABDliler Şimdilik Kuzey Irakta Türk askerine ihtiyaç yok. Siz girerseniz İran da girer diyorlar. Ne zamandan beri İran ABDnin müttefiği, ne zamandan beri NATO üyeleriyle birlikte hareket ediyor? sorularının cevabı ise havada kalıyor. Kimilerine göre Ankara böyle bir pazarlıkla ABDyi yeniden tam işbirliğini istemeye zorluyor, kimilerine göreyse Hükümet ciddi bir panik içinde. Panik tamamen Iraktaki gelişmelerin dışında kalma tehlikesi... ABD, Türkiyesiz harekata başladıktan sonra Kuzey Irakta tüm kozlar Kürt grupların eline geçti. Artık en yakın müttefik Talabani ve Barzani... Bu gruplar savaş sürecinde silahlandırılacaklar, savaştan sonra da hem söz sahibi olacaklar hem silahlar onlarda kalacak. Türkmenlerin esamesi bile okunmayacak. Yarın bu silahların Türkiyeye dönmeyeceğinin garantisi var mı? Yarın bu silahlar Türkiyeye dönerse, Genelkurmay Başkanı Org. Özkök, Ben sizi uyarmıştım, bu işin dışında kalırsak ABD ile bile çatışma noktasına geliriz demiştim derse, AKP Hükümeti nasıl cevap verecek? Elbette, iş bu kadar basit değil, Türkiye bu kadar çaresiz ve önemsiz değil. Diplomaside ve uluslararası ilişkilerde her zaman atılabilecek bir adım mutlaka vardır. Ama bu adımı atacak kaptan ne yazık ki her zaman bulunamıyor. ABD, Iraklı diplomatları sınırdışı edin, hesaplarını dondurun, yerine yenilerinin gelmelerine engel olun diyor, Ankara iki gündür verecek cevap bulamıyor. Elbette verilecek bir cevap vardır, ama bu cevabı verecek mahir kaptan ne yazık ki ortalarda görünmüyor. Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
Durum vahim ama umutsuz değil Erdoğan'a askerden acı ilaç MGK'dan beklenen!.. AKP meşruiyet arıyor Meşruiyet tartışmaları ne kadar meşru? Şimdi "sonrasını" tartışalım Tayyip Erdoğan "tamam" dedi Minimum değil yeterli destek!... Zirveyle "zirve"ye çıktık 27 Ocak sonrası Irak senaryoları Unutmayın ABD bize lazım!.. "Ucundan acık" destek olmaz |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||