Home page
Haber Menüsü


Yazara e-posta göndermek için tıklayınız.
 
Erdoğan ve kavga
 
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, Cumhuriyet resepsiyonunda, “Başbakan’ı ben seçerim” demesi üzerine başlayan tartışma, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Yozgat’tan verdiği yanıtla alevlendi.
 
Ankara
NTV-MSNBC
 
31 Ekim—  Sezer’in, Anayasal yetkisini anımsatmasının yerinde olduğu konusunda herkes hemfikirdi. Buna kimsenin bir itirazı da olamazdı. Ancak Sezer’in, “Cumhurbaşkanı, başbakan seçimini yapmayacak da milletvekili bile olmayan bir genel başkan mı yapacak?” şeklindeki sözlerinin hedefi doğrudan AKP Lideri Erdoğan’dı.

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  Sezer’in bu ikinci cümleyi söylemesine gerek olmadığını ve bunun yanlışlığını dün değerlendirmiştik.
       Konunun Erdoğan cephesine bakıldığında, kendisinin Sezer’den hemen sonra, “Şık olan müzakeredir” şeklindeki sözlerini de olumlu değerlendirmiştik. Ayrıca AKP Genel Sekreteri Ertuğrul Yalçınbayır’ın dün partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında konuya oldukça serinkanlı yorum getiren değerlendirmesini ve açıklamasını izledik. Yalçınbayır, AKP’nin ülkeyi yönetenlerin işini zorlaştırmayıp kolaylaştıracağını özellikle vurguladı.
Şükrü Küçükşahin: Sezer gerginlik yaratmaz
Ancak gelin görün ki Recep Tayyip Erdoğan meydanlara çıkınca Yalçınbayır’ı hemen yalanladı.
       Daha önce de birkaç kez vurguladım. Erdoğan, sinirlenince sertleşiyor. Vurguladığım bir şey daha vardı. İktidara geleceğine inanan bir parti, rakipleri ortamı ne kadar gererse gersin, sinirlerine hakim olmalı, yumuşak bir üslup kullanmayı yeğlemeli. Çünkü, kim iktidar olursa olsun, en güçlü hükümetler de dahil, kavga ile ancak bir yere kadar gidebilirler ve de sadece kendi işlerini zorlaştırırlar.
       
SEZERLE KAVGA DEVLETLE KAVGADIR
       Türkiye’nin ihtiyacı kavga değil, uzlaşma; kriz değil, iştir. Türkiye’nin önünde büyük sorunlar var; Avrupa Birliği’ne üyelikten, Kıbrıs sorununa; işsizlik ve yoksulluktan ekonomik krize kadar... İhtiyaç, bu sorunlarla kavga edebilecek, onları ortadan kaldırabilecek bir hükümet.
       Bunun birinci yolu da ülke içinde barışı, istikrarı, uzlaşmayı sağlamaktır. AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ın göz önünde bulundurması gereken de budur. Bu nedenle, Erdoğan’ın, Sezer’le tartışmaya girmek yerine, “Bütün bunlar 3 Kasım sonrası konuşulacak şeylerdir. Hele bir seçimler olsun” demesi daha iyi olmaz mıydı?
       Sonra Erdoğan’ın, Deniz Baykal ile yaptığı tartışmada, “CHP iktidar çoğunluğu alsa bile, Sayın Cumhurbaşkanı, sayın Deniz Baykal’ı Başbakan olarak atamayabilir” dediğini anımsayarak, tartışmayı ileri bir tarihe bırakabilirdi.
       Bunu yapmaması, Erdoğan’ın ‘geliştim’ demesine de ters... Erdoğan, sinirlenince geçmişe dönüyor izlenimi yaratıyor.
       Ya da mağduru oynamanın puan getirdiğini düşünerek, kavganın dozunu artırarak mağduriyetini derinleştirmeyi yeğliyor gibi. Ancak, bunun getireceği puanlar da bir yere kadardır.
       Siyasette kavganın yarar getirmeyeceğini en iyi bilmesi gereken kişi olan Erdoğan’ın, hele hele halk tarafından çok sevilen ve hukuka bağlılığı pek çok kez kanıtlanmış olan Sezer’le çekişmesi, bu nedenle de anlamlı değil. Devletle kavganın en önemli simgesi cumhurbaşkanı ile tartışmaktır. Bir yandan, ‘devletle kavga etmeyeceğim’ diyeceksin, diğer yandan kavganın dozunun yükselmesi için katkı sağlayacaksın.
Ümit Sezgin: Sezer’i doğru anlamak
İktidara yürüdüğüne inanan bir partinin yapacağı ilk şey, tansiyonu düşürmektir; ne kadar mağdur olursa olsun. Bugün gelinen noktada, Erdoğan’a düşen de budur. Çünkü, bugüne gelinmesinde Erdoğan’ın hiçbir payı bulunmadığını söylemek mümkün mü? Ülkeyi gerenler arasında kendisi ve arkadaşları da yok muydu? Gerginliği sona erdirmede de en büyük görev kendisine düşüyor. Bunun için de sinirlenmek değil, makul olma zamanı...
       
BU NE ACELE?
       Sezer’le Erdoğan arasındaki tartışma sürerken, Anayasa Mahkemesi de devreye girdi.
       Cumhuriyet Başsavcısı Sabit Kanadoğlu’nun AKP ve Erdoğan’la ilgili taleplerini, “Bu kadar aceleye gerek var mı?” diye, herkesin soracağı bir soruya neden olacak şekilde gündeme almaya karar veren Yüce Mahkeme’nin bu işi iki gün sonraya, yani seçim ertesine bırakması daha iyi olmaz mıydı?


       Dileriz Yüce Mahkeme yarın vereceği kararla bu aceleciğinin nedeni konusunda bizi ikna eder.
       Ne yazık ki, birkaç kez işaret ettiğimiz gibi maalesef, bu seçimleri de ağzımızın tadı ile yapamıyoruz.
       Ama, dileriz halk vereceği kararla, bütün bu sıkıntılarımızı ortadan kaldırır.
       Şimdi halkın sağduyusunu en yüksek düzeye çıkarma zamanıdır. Hep siyasetçiden yakınan halk, bu yakınmasına son verecek bir kararlılık gösterecek mi; Türkiye’nin sorunlarını çözecek, kavga etmeyecek, istikrar sağlayacak bir iktidar yaratabilecek mi?
       Üç gün sonra göreceğiz.
       
 
       
   
MSNBC News Sezer gerginlik yaratmaz
MSNBC News Erdoğan da, Baykal da sonuca razı
MSNBC News AKP'ye programlı seçim
MSNBC News Erdoğan'ın vaadleri
MSNBC News AKP ve Erdoğan'ın söylemi
MSNBC News Erteleme belirsizlik demek
MSNBC News Erteleme isteyenler moral topluyor
MSNBC News 1 Ekim kritik gün
MSNBC News Bu iş ağız tadıyla olmayacak
MSNBC News YSK demokrasi sürprizi yapsa
MSNBC News AKP'nin başına gelenler
MSNBC News Karmaşaya rağmen seçim
MSNBC News Sezer sessiz ama derinden
MSNBC News Şuracıkta 50 gün kaldı
MSNBC News Yine doğrusunu yapıyorlar!
MSNBC News Sorumluluğu üstlenmeme
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları