|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Eski Refah Partisi ekseninden biraz daha farklı bir seçmen ve dinleyici kitlesi oluşmuş durumda. Erdoğanın dinleyicileri arasında, Milli Görüş eksenli partilerin toplantılarındaki o alışık olduğumuz muhafazakar seçmenin dışında da önemli bir seçmen kitlesi var. Erdoğana ilgi kent varoşlarında daha fazla. Kent merkezine doğru gelindiğinde ilginin azaldığını, ilgisizliğin egemen olduğunu söylemek mümkün. Ancak, şunu da vurgulamalı; önceki seçimlerle kıyasladığımda, kent merkezlerinde genel olarak siyasete bir ilgisizlik söz konusu. Daha önceki seçimlerde, halkın olumlu ya da olumsuz tepkilerini ölçmek çok kolay oluyordu, bu kez daha çok ilgisiz bir duruş var. AKP mitingleri ile ilgili bir başka gözlemim ise tamamen şahsi bir görüş. Bilecik mitingi, bir hayal kırıklığı idi bu parti için. Ancak bu ilde iki milletvekili çıkacak. Muhtemelen biri sağ, diğeri de sol partilerden birinin olacak. Sağ için Bilecikte tek isim var, Bahattin Şeker. Bu nedenle DYP şanslı görünüyor. Yani AKPnin ilgi görmemesi çok da yadırganacak bir durum değil. Kütahya ve Eskişehirde ise meydanlar doluydu. Yine de bu doluluğun, yine önceki seçimlerle kıyasladığımda, yüzde 30lar düzeyinde bir oyu temsil ettiğini sanmıyorum. Hele hele AKPlilerin ileri sürdüğü gibi, öyle yüzde 50lerle hiç alakası yok. AKPnin meydanlardaki kalabalığı yüzde 25lerin altındaki bir oy kitlesinin temsilcisi gibi. Bunu da 1995 seçimlerinde, aynı yerlerde DYP ve ANAP mitinglerini izlemiş bir gazeteci gözlemi ile aktarıyorum. Tabi ki sonuçları 4 Kasım sabahı göreceğiz. HİTAP İYİ İÇERİK ZAYIF Recep Tayyip Erdoğanın konuşmasına gelince, meydana hakim olabildiğini söylemek gerek. Son derece basit konuşuyor, günlük hayattan örneklerle konuşmasını süslüyor. Araya, hani çaktırmadan denir ya, buna uygun dini motifler de koyuyor. Zaman zaman da eski genel başkanı Necmettin Erbakanın söylemini yakalıyor. Konuşmasının sonunda da Beraber yürüdük biz bu yollardan dizesi ile başlayan şarkının bir dörtlüğünü halka tekrarlatıyor. Yani bu da bir bakıma DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Erbakan ve Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzanın halka yemin ettirmeleri gibi bir şey. Tüm konuşmalarında mağdur; ama hizmet için, bu mağduriyetini bir kenara bırakabilecek bir söylemi esas alan Erdoğan, bir yandan popülist söylemlere girmeyeceğini belirtiyor; diğer yandan ise herkese istediği zaman emeklilik ile şeker pancarı ve tütünde eskiye dönüş sinyalleri veriyor. Projeler bazında bakıldığında ise Erdoğanın, her mitinginde uzun uzun anlattığı tek proje var. 15 bin kilometre duble yol yapma sözü. Erdoğan iki yılda bunun gerçekleştirileceğini, bu projenin ekonomiyi de canlandıracağını söylüyor. Projenin detaylarını o kadar uzun uzun anlatıyor ki, sanki mühendislik çalışması yapılmış, şantiyeler kurulmuş, müteahhitler belirlenmiş, şantiye şefleri (her ilin valisi) atanmış gibi. Bunun dışında Erdoğanı dinlediğinizde, kendisinin Türkiyenin mali piyasalarla, reel sektör, dış politika sorunları, AB, Orta Asya, Kafkaslar... başta olmak üzere diğer sorunları ile ilgili görüşlerini öğrenmeniz pek mümkün değil. ÇAY SİMİT KOZU Erdoğanın meydanlardaki en büyük kozu ise yoksulluk. Erdoğan öncelikle büyük şehirlerin merkezindeki yoksul bir evdeki görünümü uzun uzun anlatıyor. Gerçekten de herkesin tahmin edebileceği gibi, böyle bir evin Türkiyede binlerce örneğini bulmak hiç de zor değil. Aslına bakılırsa, Erdoğanın tarif ettiği tipteki evler, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile bulunabilir. Erdoğan bu manzarayı anlattıktan sonra, bir de çay simit hesabı yapıyor. Bunu da uzun uzun anlatıyor. Kısacası şu: 4 çocuklu bir aile sadece simit ve çayla beslense, aylık gideri 235 milyon lira. Bu ne biçim hak, adalet? | |||||||||
KADRO BELEDİYEDEN Son bir nokta; Erdoğan, söylediklerini gerçekleştireceğini anlatırken de, doğal olarak, örnekleri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden alıyor. Erdoğan bununla, bir yandan icraatçı olduğunu gösteriyor. Diğer yandan da kendisine yöneltilen, Belediyedeki arkadaşlarını Meclise taşıyor eleştirilerine yanıt veriyor. Konuşmasının bu bölümlerinde, İstanbuldaki hizmetleri sırasında kendisiyle birlikte çalışan bürokratlara teşekkürü ihmal etmeyen Erdoğan, Türkiyeyi yönetirken de işi bu kadro ile götürmek zorunda olduğu mesajı veriyor. Yarın da MHPnin Çankırı ve Kastamonu gezilerini izleyeceğim. MHP ile ilgili izlenimlerimiz de sonraki yazımızın konusu olacak. | |||||||||
Yargıdan kaçış kapısı olmasın Erteleme belirsizlik demek Erteleme isteyenler moral topluyor 1 Ekim kritik gün Bu iş ağız tadıyla olmayacak YSK demokrasi sürprizi yapsa AKP'nin başına gelenler Karmaşaya rağmen seçim Sezer sessiz ama derinden Şuracıkta 50 gün kaldı Yine doğrusunu yapıyorlar! Sorumluluğu üstlenmeme |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||