Şuracıkta 50 gün kaldı

Yazara e-posta göndermek için tıklayınız.

On günlük bir tatilin ardından döndüğümüz Ankara’da karışık bir tablo ile karşılaştık. Bu karışıklığın nedeni, kim hangi gerekçeye dayandırırsa dayandırsın, yaklaşan seçimde ortaya çıkacak tablo.

Ankara
NTV-MSNBC


11 Eylül— Tablo geniş ölçüde AKP ve CHP’nin görüntüleri ile dolu olacak. Halen Meclis’in onda dokuzunu oluşturan partiler ise büyük ölçüde bu tablonun içinde yer alamayacak. Bu durum partileri paniğe sürüklüyor; olay ölüm kalım noktasına getiriliyor.

Partiler her şeyden önce şöylesine haksızlar; bu tablo, seçim kararı alındığında da bilinmeyen bir tablo değildi ki. Bu sonuç bekleniyor, siyasilerin veya liderlerin bunu görmemesi de mümkün değildi.

BU SEÇİM YAPILMALI
Bu nedenle seçimi erteletme çabaları destek bulmuyor, aksine halkın siyasete güvenini daha da azaltıyor, özellikle merkez sağ partilerin tabanındaki erezyonu daha da artırıyor.
Seçim erteletme çabalarının küskünler hareketine dayandırılması da çok ciddi bir sıkıntı. Çünkü, böylesine kritik bir süreçten geçen Türkiye’nin yönetimini, farklı partilerden ve farklı dünya görüşlerinden oluşan küskünlere bırakmak pek çok tehlikeyi içinde barındırıyor. Öncelikle bu durum değiştirilmeli.
Ancak, her şeyden önce seçimin mutlaka yapılması gereğini vurgulamak şart. Onun ardından da, eğer kendilerine şans tanınmayan milletvekillerinin harekete geçmesi ile seçim ertelenecekse burada da liderler yiğitçe ortaya çıkmalı.
Yiğitlik gerek; çünkü halkın yüzde 90’ının seçim istediği bir ortamda böylesi bir çıkış ancak bizim yiğit siyasetçiler tarafından gerçekleştirilebilir.
Bunun avantajı da şu olacak:
Hiç değilse küskünler değil, liderler kontrolünde bir hareket olabilecek. Liderler öyle arkalarda falan saklanmasın, ortaya çıksın seçimi erteletmek istediklerini söylesinler, onlara destek verecek küskünlerle birlikte ne yapacaklar hep birlikte görelim!

YENİ HÜKÜMET
Seçimi erteletme çabaları ile birlikte yeni hükümet arayışı da söz konusu. Ama burada da gariplik var. Veya burada da siyaset kurumuna olan güveni yere seren bir durum var.
Seçimlere 2 aydan kısa bir sürenin kaldığı şu günlerde, yeni bir hükümet kuruluşunu isteyenler, her şeyden önce halkın karşısına alternatif modelleri ile çıkmalıydı.
Ama bunu yapmayıp, “hükümet çekilsin” demek pek de akıl kârı değil. Hükümetin çekilmesini isteyen güçlü bir irade varsa, onlar bir araya gelip alternatif hükümet modellerini oluşturup, halkın karşısına çıkmalı.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın çıkışında bu anlamda bir gariplik var. Varsayalım ki, Mesut Yılmaz, MHP konusunda haklı; ama o zaman önce Avrupa Birliği’ni destekleyen partileri bir araya getirmek gerekmez miydi?
Bunu yapmadan hükümeti çekilmeye zorlamak, sonuçta kendisini yeni bir açmazla karşı karşıya bıraktı.
ANAP’ın çekilmesi hükümetin çökmesini sağlamıyor. Bu durumda bir başka parti ANAP’ın yerini alabilir. Veya, hükümetin gensoru ile düşürülememesi durumunda, MHP ve DSP, ANAP’ın bakanlıklarını paylaşarak da yoluna devam edebilir. Bu durumda hükümetin AB kanadı tamamen göçmüş olur.
Kim ne derse desin, AB için Yılmaz ve ANAP’ın hükümette bulunması şart.
Bu tamam da, Yılmaz’ın da halkın karşısına sağlıklı alternatiflerle çıkması gerek.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, uyum yasalarını Anayasa Mahkemesi’ne götürme kararı ile ilgili basın toplantısını ben de izledim. Doğrusu o zaman ben de bir konuya dikkat çektim.
Bahçeli’nin çıkışında üzerinde durulması gereken asıl unsur Anayasa Mahkemesi’ne gitmek değildi. Ondan da önemlisi, Bahçeli’nin Anayasa Mahkemesi karar verene kadar AB konusunda hükümetteki konumlarını bu sürece bağlayacak olmalarını açıklamasıydı.
O gün kimse bu sözlerin üstünde durmadı, Yılmaz, konuya bu yönüyle ancak dün dikkat çekti.

SORUN GÜVENSİZLİK

Öyle görünüyor ki, MHP, AB yasalarının uygulamaları konusunda pek çok güçlük çıkaracak. Bu çerçevede AB’yi isteyen partilerin gerekli önlemi alması şart. Seçim sonrası yeni hükümetin kurulması Aralık ayına sarkacağına göre, yeni hükümet bu açıdan da yararlı olabilir.
Ancak bütün bu haklı gerekçeler bile, ciddi bir hükümet alternatifi yaratmadan ortaya çıkmayı haklı kılamaz.
Ama orada da özellikle DYP ve ANAP arasında ve bu iki partinin iki lideri arasındaki ciddi güven krizi aşılamıyor.
Güvensizlik atılan adımları aciz bırakıyor, sonuçta iki parti de yara alıyor. Birbirlerine güvenebilseler, ya da güvenilen siyasetçi olduklarını kanıtlasalar sorun böyle çatallanmayacak da. Neyse, şu küskünler başarıya ulaşmazsa,önümüzde sadece 50 güncük kaldı.



		Sorumluluğu üstlenmeme Derviş'i yıpratma süreci Derviş CHP'ye kazandırdı İhtiras ve özveri Merkezi toparlamak Sıra seçimde Şimdi göreceğiz Merkez sağı da tetiklese Ecevitler son şansı da harcadı Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında • Gölcük’te kaza: 6 asker şehit oldu • Erdoğan ile Başbuğ her hafta görüşecek • Baykal’dan kuvvetler ayrılığı uyarısı • Dink cinayetindeki suistimaller bu kitapta

	NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u

	Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz? hayır 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 kesinlikle

NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
• Microsoft Internet Explorer
• Windows Media Player kullanın