|
Onlar sorumluluğu üstlenmeme psikolojisi ile, sadece ve sadece farklı olma davranışı içinde görünüyorlar. Hiçbir zaman, hiçbir konuda taraf olma veya risk alma özellikle bulunmadığından, taraf olanları eleştirerek ekmek parası kazanıyorlar. Yani onlar da, hani o çok eleştirdikleri siyasetçilerle kıyaslayarak söyleyelim, milletvekilliğini meslek olarak gören siyasiler gibi, herkesi ve her şeyi eleştirmeyi meslek edinmişler. Bir yandan milliyetçilik, liberalizm, sosyal demokrasi başta olmak üzere tüm ideolojik tanım ve siyasal görüşleri aşağılıyorlar, diğer yandan da hem oldukça liberal yaşıyorlar, hem de nasıl bir siyasal görüş yandaşı olduklarını açıklıkla ortaya koymuyorlar. OYLARINI HADEPE VERECEKLERMİŞ... Onlar için tek unsur var; karşıtlık. Şimdi yeni bir moda başladı. Özellikle solda görünen bazı aydınlar için: Oyumuz bu kez HADEPe. İyi güzel de niye? Çünkü, bugüne kadar bütün partiler denenmiş, bir tek HADEP kalmış. O nedenle bu kez HADEPe oy vereceklermiş. Hadi oradan... Hani şöyle deseniz; Ben, bu ülkede Kürtlerin ezildiğini düşünüyorum, sırf bu nedenle oyumu HADEPe vereceğim sizi o zaman haklı da bulabilir, anlayabilirim de. Ama sırf diğerleri değil de HADEPe vermek ne demek. HADEPin bu ülkede, barış, dostluk, gelişme, ekonomik ve siyasal istikrar, büyüme, demokrasi... için ne önerileri, ne projeleri var. Çok şey yapmanıza da gerek yok, HADEP yöneticileri ile az biraz konuşun yeter. Hiç yanlış anlaşılmasın, HADEP bu ülkede olması gereken ve yasalara göre kurulmuş, herkesin de oy vermekte serbest olduğu bir parti. Parti olarak hiçbir itirazım yok; aksine saygım var. Ama, Sırf diğerleri olmasın da... mantığına karşı sözlerim. Yine yanlış anlaşılmasın, oyunu sırf bu nedenle HADEPe vereceklere de saygım var. Ancak ama onları anlamıyorum, anlayamadığım için de bu aydınlarımızın hani çok eleştirdikleri siyasetçiler var ya, onlar gibi kandırıkçılık yaptıklarını düşünüyorum. Ama, sadece sorumluluğu üstlenmeme psikolojisi ile hareket etme, Ben bunlara oy vermemiştim deme hakkını elinde tutup, eleştiri bombardımanını sürdürmek için bunu yapıyorlar. Bu arada henüz hiçbir siyasi parti seçim programını vaatlerini açıklamış değil. Bu yapılmamışken aydın kişilerin programlarına bakmadan oy verecekleri partileri açıklamaları da ne kadar doğru o da ayrı bir konu. O zaman katı parti taraftarlarıyla bu aydınlar arasında ne fark var? MİLYONLARCA PARTİ OLAMAZ Kİ Hepimiz sandık başına gideceğiz ve oyumuzu vereceğiz. Belki de hiçbirimizin aklına tam olarak yatan parti yoktur. Ama parti dediğimiz şey de böyle değil mi? Herkesin kafasına uygun parti kurulsa, milyonlarca parti olması gerekir. Bütün dünyada da işler böyle yürüyor. Eş veya sevgili seçer gibi parti seçemiyoruz. Bize daha yakın olanı veya bize uzak olanları belirleyip ona göre oyumuzu veriyoruz. Peki oyumuzu verdik diye eleştiri hakkımız olmayacak mı? Tabii ki var ve bu hele hele aydınlar için daha da geçerli. Aydın; önce eleştiri demektir. Ama ben bunu sadece eleştiri olarak almıyorum. Şu anda iktidarda olan partilerden hiçbirine oy vermedim, ülkeye büyük krizler yaşattılar; ama buna rağmen son iki yılda yapılan tüm reformlara olumlu baktım ve hükümetin bu konudaki tutumunu destekledim. Yarın, oy verdiğim parti iktidara gelebilir. O zaman da eleştiri hakkımı saklı tutmayacağım. Çünkü yok böyle bir şey. SEÇİM ERTELETME OYUNLARI 3 Kasımda seçime karar verenler, şimdi kaytarmaya çalışıyor. Hem de ortalıkta görünmeden, suçu başkalarına atmaya çalışarak. Özellikle DYPnin oyun planı ilginç. Tansu Çiller açıkça başbakanlığı istiyor ve AB için seçimlerin Aralık ayına da bırakılabileceğini söylüyor. Aralık hiç inandırıcı değil, eğer Çiller Başbakanlığı alırsa, ilk hedefi seçimleri normal zamanında yaptırmak olacaktır. Yani 2004. Ancak ok yaydan çıktı; bu saatten sonra kurulacak bir hükümet ne kadar güçlü ve inandırıcı olacak onu iyi hesaplamak gerek. | |||||||||
Türkiyeyi daha büyük kaoslara sürükleyecek tüm senaryolar hem sıkıntı yaratır, hem de zaten dipte olan siyasetin itibarını çukura gömer. Eğer böyle bir şey yapılacaksa, öncelikle açıklıkla gerekçeleri ortaya koysunlar, milleti inandırsınlar; eğer inandırabilirlerse. Ama hem gizli kapaklı olacak, hem de bu işin sahibi ortalıkta görünmeyecek... Yapılmak istenen ne, anlayan beri gelsin. Seçim yapılırken de Türkiye AB için önemli adımlar atabilir. AB için önemli iki bakanlık artık bağımsız isimlerde; Adalet ve İçişleri. Mesut Yılmaz da Başbakan Yardımcısı olarak, seçim ortamına rağmen gidip temaslarını sürdürüp, pazarlıklarını yapıp geliyor. Yani bence AB gerekçe olamaz. Yasalar çıkarıldı, şimdi önemli olan uygulama. Bunun için de bürokrasiye yüklenmek yeterli olacaktır. Sivil toplum örgütleri de bu konuda özenlerini yitirmezse, seçim AB için engel olmaktan çıkar. Seçimi erteletmeye de gerek kalmaz. | |||||||||
Derviş'i yıpratma süreci Derviş CHP'ye kazandırdı İhtiras ve özveri Merkezi toparlamak Sıra seçimde Şimdi göreceğiz Merkez sağı da tetiklese Ecevitler son şansı da harcadı Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||