Home page
Haber Menüsü


Yazara e-posta göndermek için tıklayınız.
 
Yine doğrusunu yapıyorlar!
 
Önce erken seçim kararı alanların, sonradan “Biz ne yaptık?” diye uyanıp, seçimi iptal ettirme çabalarına girişmesi tam bir kara mizaha dönüştü. Hangi akıllı bu işe öncülük etti, belli değil.
 
Ankara
NTV-MSNBC
 
27 Ağustos—  Ama bu işi punduna getirmek için çalışanlar hep birlikte kendilerini gün ışığına çıkardılar. İyi de ettiler. Bugüne kadar yaptıkları gibi yine doğruyu yaptılar!

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  O nedenle bu seçimden de halkın doğrusu ile bir kez daha karşılaşacaklar. Sözlerim merkez sağın iki büyük partisine. Her seçim öncesinde olduğu gibi, bu seçim öncesinde de birbirlerini eteklerinden tutup, birlikte aşağı çekmek için yeni bir gerekçe daha buldular.
       1995 seçimlerinde birbirleri ile kavga ederek, 1999 seçimlerinde de birbirlerini aklayıp paklayarak oy kaybettiler. Doğrusu son birkaç yıldır pek kavgaya girmediler. Akıllandılar diye düşünüyorduk, bu nedenle. Ama huylu huyundan vazgeçmez. Yine kendilerini zora sokacak bir şey buldular ve meydana çıktılar. Tebrik etmek gerek onları. Nasıl büyük bir başarı ile merkez sağı bu duruma düşürdükleri konusunda kafa yormamıza gerek kalmıyor.
       Seçim erteletme çabaları anlamsız, sonucu büyük bir kaos yaratacak girişimdi. Bunu görmemek için ilkokul çocuğu bile olmamak gerekirdi. Ama birileri bu çabaya girişti. Oysa olamayacağı kesindi. Bir kere seçim kararı alınarak ok yaydan çıkarılmıştı.
       İkincisi seçime birkaç ay kalmışken, hükümeti yıkıp yenisini kurmak o kadar zor bir prosedürü gerektiriyordu ki... Bütün bunları bozup yeni bir hükümet kurmak ve bunun için de seçimi erteletmek için yola çıkmak, ancak Türk merkez sağına yakışırdı. Üstelik bu kez merkez solda mı sağda mı olduğu henüz kesinleşmemiş olan Hüsamettin Özkan da ortalığa çıkmıştı.
       Yani daha büyük ve güçlü bir oluşum var ve merkezin tümünü sıkıntıya sokan akıllılık. Neyse öyle görünüyor ki bu akıllı siyasetçilerimizin alacakları son ders 3 Kasım’da olacak ve bu ders önlenemeyecek gibi.
       
ÇİLLER-YILMAZ
       Burada öncelikle yine merkez sağın iki lideri darbe yedi. Bu girişimi ifşa eden lider DYP Genel Başkanı Tansu Çiller oldu. Kamuoyunu aydınlattı da diyebiliriz. Ama öyle bir sunum yaptı ki sanki kendileri bu işin içinde hiç yokmuş gibi. Yine inandırıcı olamadı. Bu nedenle de kendisine ve partisine bir kez daha inandırıcılık konusunda darbe vurdu.
       Yakın zaman kadar baraj sorunu görünmeyen DYP’nin, seçim yaklaştıkça baraja doğru yol almasının nedenleri de bir kez daha ortaya çıktı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a gelince. Aslında son hükümet döneminde Başbakan Yardımcısı olarak gösterdiği performans, 11 yıllık liderlik döneminin en başarılısıydı.
       Zor bir koalisyonda önemli yasaların çıkmasına öncelik etti, Türkiye’nin gündemine çok önemli konuları taşıdı; merkez sağ bir partinin lideri olarak, Öcalan’ın asılmasının ülke yararına olmadığını, vatandaşının dilinden korkan devletin çağdaş devlet olmayacağını söyledi, tabu görülen pek çok konuya el attı; ancak geçmişteki hataları ayaklarını serbest bırakmıyor.
       İşte son üç buçuk yıllık devlet adamlığında pek kırıklığı olmayan Yılmaz’ın bu son girişime karşı net duruş sergilememesi, adamlarını görüşmeler için görevlendirmesi büyük bir yanılgı olmuştur. Bu, kan kaybında olduğu gözlenen ANAP için daha fazla sıkıntı demek.
       
ERKAN MUMCU
       ANAP’tan söz açmışken Erkan Mumcu olayına da kısaca değinmek istiyorum. Çok yakından tanıdığım genç bir siyasetçi olarak, siyasi hayatımızdaki önemli isimlerden biri olacağına hep inandım. Genç bir siyasetçi olarak yeni bir çizgi oluşturmasını çok diledim.


       Mumcu, biz bu yazıyı yazarken basın toplantısı hazırlıklarını sona erdiriyor, olmalı. Artık ANAP’tan ayrılma kararını açıklamasını bekliyoruz. Yönünü AKP’ye çevirmiş gibi. Bunu seçimlere iki ay kala yapıyor. Bu da siyasi çizgisinde önemli bir kırık oluşturuyor.
       Türkiye’yi yönetmeye, ANAP’a genel başkan olmaya istekli, arzulu bir siyasetçi şimdi AKP’ye gidecek. Türk siyasetinde her şeyi anlayabiliyorum, ama hala anlayamadığım bir şey var: Bir partide siyasete girmiş, önemli görevlere gelmiş, başbakanlık, Meclis başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı adaylığı, bakanlık yapmış siyasetçilerin koltuklarından ayrılmalarından sonra parti değiştirmelerini anlayabilmiş değilim.
       Bu nedenle Yıldırım Akbulut’u da anlamıyorum, Enis Öksüz’ü de; Erkan Mumcu’ yu da Yaşar Okuyan’ı da, Köksal Toptanı da Fikret Ünlü’yü de. Acaba bir süre kenarda oturup, anılarını yazmaları daha iyi iş ve ülkeye daha önemli katkı olmaz mıydı? Herhalde ben yanlış düşünüyorum.
       
 
       
    MSNBC News Sorumluluğu üstlenmeme
MSNBC News Derviş'i yıpratma süreci
MSNBC News Derviş CHP'ye kazandırdı
MSNBC News İhtiras ve özveri
MSNBC News Merkezi toparlamak
MSNBC News Sıra seçimde
MSNBC News Şimdi göreceğiz
MSNBC News Merkez sağı da tetiklese
MSNBC News Ecevitler son şansı da harcadı
TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları