|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Baykal az farkla da olsa bu tartışma programından önde çıktı görünüyor. CHP lideri; Türkiyeye, ekonomiye, hukuka; eğitimden gençliğe, bilişimden sosyal güvenliğe kadar projeler konusunda Erdoğandan daha ilerideydi. Özellikle ekonomi konusunda neredeyse Erdoğana ders verecek duruma geldi. Erdoğan ise Baykalı İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki uygulamalara çekerek başarılı sonuç elde etti. Daha işin başında, Buraya belediyeyi değil, Türkiyeyi tartışmaya geldik. Orayı siz Nurettin Sözenle tartışırsınız diyerek bu kuyudan çıkma şansına sahip olan Baykal, aksine tutum alarak, Erdoğanı çok sevindirdi. İYİ HAZIRLANMAMIŞLARDI Her iki lider de programa iyi çalışmamıştı. Örneğin, ben her iki liderin de, Meydanlarda ne diyor? düşüncesiyle, birbirlerinin mitinglerini izlettirdiklerini hiç sanmıyorum. Oysa izletselerdi tartışma daha canlı da olabilirdi. Erdoğan, önünde pek çok dosya ile masaya oturdu. Baykalın önünde de bir miktar evrak... Erdoğanın dosyalarından çıka çıkan İş Bankasının verdiği bir kredi çıktı; onda da Baykal saldırıyı gayet güzel savuşturdu ve kendini haklı çıkardı. Baykalın evrakı arasından ise İstanbul Belediyesinde bir ihale çıktı; ama onu da Erdoğan gayet güzel savuşturdu. Çünkü ihale onun döneminde yapılmamıştı. Burada da Baykal haksız çıktı. ERDOĞANIN ZAYIF KARNI Erdoğan, Baykalın ticaretle uğraşmadığını söyleyerek, kendisinin çocukluktan başlayarak ticaret içinde ne kadar yer aldığını, son derece duygusal ifadelerle anlattı. Allahtan da böyle yaptı; biz de her iki liderin geçmişte simit sattığını öğrendik. Bu arada sanıyorum dün geceden sonra, varlıklı, varlıksız pek çok ana baba artık çocuklarına ilerde büyük adam olurlar diye simit sattıracaktır! Bunu başaramayanlar çocuklarına bir yerde işçilik de ayarlayacaktır, herhalde. Bu simit işinde Erdoğan, Baykala iyi koz verdi. Baykal, bu vesile ile Erdoğana, çocuklarının bursu nedeniyle sıkı tokat attı. Erdoğan ise bu konuda birkaç cümlelik savunma yapmakla yetindi. Hele, Ben 12 Eylül sonrası o kadar sıkıntıya düştüğüm halde, çocuklarımı ele güne muhtaç olmadan okuttum dediğinde Erdoğanın ne düşündüğünü çok merak ettim. Mutlaka, Ben nasıl bu lafı ettim? diye düşünmüştür, herhalde. Baykal, Erdoğana ince eleştirilerde bulundu; ama o kadar detaylara daldı ki, bu eleştiriler fark edil mi, edilmedi mi pek anlayamadım. ÖZGÜRLÜKLERDE ÇELİŞKİLİ TUTUM Belki Erdoğan da, Baykalın detaylarda kaybolma, uzun konuşarak sıkma huyunu bildiği için kısa konuşmayı tercih etti. Ancak bana daha çok, söyleyecek lafı yok gibi geldi... Din tartışmasının başlangıcında da Erdoğan küçük bir gol atacak gibiydi. Hani, Baykalın Hz. Muhammede dayandırarak anlattığı hikayede devreye girerek, Hz. Ömere ait olduğunu söylediği an. Baykal, o an tokat yemiş gibi oldu; ama hikayeyi sonuna kadar, Hz. Muhammede dayandırarak anlatınca puanı kaptı. Çünkü Erdoğan, öykünün sonuna gelindiğinde, Bunu bilmiyordum. Bu başka, doğrudur diye düzeltme yaptı. Tabi düzeltme yapmanın da şık davranış olduğunu belirtmeli. Erdoğan-Baykal kozlarını paylaştı Baykal, CHPnin din karşısındaki tutumu konusunda da iyi açıklama getirdi. Gerçekten de CHP bu konuda karşı saldırıya maruz kalmış bir partiydi ve açıklaması oldukça iyiydi. Erdoğan, İstanbula göç edenlere vize konmasında ısrar ederek, özgürlük anlayışı konusunda bazı tereddütler yaratırken, siyasi yasaklar konusunda sonuna kadar mücadele kararlılığı gösterdiğini ortaya koyarak puan topladı. Baykal ise 12 Eylül yasaklarını sineye çektiğini ifade ederken, Neden mücadele etmedin? sorusunu da kafalara getirdi. Erdoğana konan siyasi yasakların mantığı olmadığını söylerken de iyiydi; ama Erdoğanın çekilmesini önerirken çelişki içindeydi. Erdoğan, belediyeci arkadaşları ile ilgili savunmada bulunurken, Baykala, Sizin hakkınızda da böyle dosyalar çıkarılabilir. Biz de böyle iddialarda bulunuruz, siz de zor durumda kalırsınız diyerek tehditkar bir havada konuştu. FARKLI BİR MECLİSE DOĞRU Baykal, bunu daha sert ifadelerle karşılayabilecekken, Bugüne kadar pek çok iddia ortaya atıldı; ama hiçbiri savcıları harekete geçiremedi diyerek yumuşak bir savunma ile yetindi. Erdoğanın Anadolu turu konusundaki çıkışı da Baykalın işine geldi. Erdoğanın mitingine gidenler bilir. Her mitingde, kampanyayı Hakkariden başlattığını söylüyor. Bunu da yaptıkları araştırmaya dayandırıyor. AKPnin araştırmasına göre; bu ile bugüne kadar, Özal dışında hiçbir lider gitmemişti. Bu nedenle de Erdoğanın kampanyası Hakkariden başlatılmıştı. Oysa Baykal oraya gitmişti. | |||||||||
Son bir nokta da, Erdoğan, miting meydanlarında türban konusuna hiç değinmediğini söyledi. Sanıyorum bununla, Türban öncelikli sorunumuz diye bir ifade kullanmadığını açıklamaya çalıştı. Yoksa, Erdoğan, en azından benim izlediğim 4-5 mitingde türban konusunda mutlaka bir şeyler söyledi. İki liderin bu tartışması için pek çok şey söylenebilir; ancak her iki liderin de hukuk, temel hak ve özgürlükler, dokunulmazlıklar, kavga etmeme, ortamı yumuşatma, Avrupa Birliği, yolsuzluklarla mücadele, siyasetçi-işadamı ilişkileri başta olmak üzere birçok konuda hemfikir olması Türkiye açısından umut verici görülmeli. Dileriz bu kez, bu konularda, farklı bir Meclisle karşılaşırız. | |||||||||
AKP'ye programlı seçim Erdoğan'ın vaadleri AKP ve Erdoğan'ın söylemi Erteleme belirsizlik demek Erteleme isteyenler moral topluyor 1 Ekim kritik gün Bu iş ağız tadıyla olmayacak YSK demokrasi sürprizi yapsa AKP'nin başına gelenler Karmaşaya rağmen seçim Sezer sessiz ama derinden Şuracıkta 50 gün kaldı Yine doğrusunu yapıyorlar! Sorumluluğu üstlenmeme |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||