|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Meydanlarda büyük ilgi gören ve meydanlara da hakim olmasını bilen Erdoğan, kalabalıklar arttıkça vaadlerini de yükseltmiş anlaşılan. Erdoğanın vaadleri, ekonomik içerikli olduğundan, partisine oy verecek, vermeyecek herkesin ilgisini çekiyor. Erdoğan pek çok şey söylüyor; ama birkaçını sıralayalım. Faizsiz konut kredisi; faiz olmayacak; ama her altı ayda bir TOBB rakamlarına göre enflasyon oranında artırılacak; akaryakıt tüketim vergisi olmayan mazot; vergide beyaz sayfa açacak olan uyuşmazlık dosyalarının rafa kaldırılması, yani vergi affı; şeker pancarında kota kaldırma, emeklilerin maaşlarını artırma; 15 bin kilometre bölünmüş yol yapma; ucuz elektrik; düşük prim; vergi indirimleri... Erdoğan bunları sıraladıktan sonra, kendisine Bunların kaynağını nereden bulacaksın? diye sorulduğunu belirterek yanıtı da veriyor: Hortumcuya 50 trilyon verildi; hortumcuya giden parayla bu işler olacak. İyi güzel de, o zaman sormak gerekmez mi? Hortumcuya para nereden verildi? IMFden borç alındı. Yani Erdoğan borç alıp bu vaadlerini yerine getirecek. Yani dışarıya bakacak. İşte zorluk da burada değil mi? İddiası olmayan partiler için bir şey demeye gerek yok; ama iktidarı hedefleyen bir parti vaadleri için kaynaklarını da daha açık koymak durumunda olmalı. Erdoğan, yine dışardan borç bularak işleri çevirecekse, önce IMF ile anlaşmak zorunda. Daha açık belirtelim; yani onların dediklerini yapmak zorunda olacak. IMF ise bu vaadler için para vermeye hiç hazır değil. Bugüne kadar almışsın 130 milyar doları; hep böyle meydanlarda atılan nutuklar doğrultusunda harcamışsın. Adam da sonunda gelip de, Şunu şöyle yapma böyle yap ki para dönsün dediğinde Dayatıyorlar demişsin. Bununu artık böyle yürümeyeceği iki yıldır belli değil mi? VERGİ TAHSİLATI ŞİMDİDEN DÜŞÜYOR En azından bu basit nedenle bile AKP ve Erdoğanın beklentileri gerçekçi bir temele oturtmasında yarar var. Hele hele şu vergi affı konusu büyük bela. Yeni hükümetin kurulması, yeni yasanın çıkması iki aylık bir süre demek olacak. AKP vergi affı getirecek diye, millet şimdiden vergi vermemeye başladı. Niye versin ki, bu ülkede hep vergi veren keriz olmadı mı? Millet vergi vermeyince yarın iktidarı teslim alırsa AKP Hazineyi nasıl yönetecek? Eğer kendisi iktidar olmazsa, yeni hükümete büyük bir bela bırakmış olmayacak mı? Çünkü, işin uzmanları söylüyor; AKPnin bu söylemi hemen etkisin gösterdi ve vergi tahsilatında düşüş yaşandı. Ağustos ve Eylül ayları sonuçları bunu gösteriyor. FAİZ HASSASİYETİ Erdoğanın kendine güveni geldikçe söylemi de milli görüş çizgisine yaklaşıyor gibi bir izlenim de edindim, dün. Vaadlerini anlatırken pek çok alanda, Faiz yok demeyi ihmal etmiyor. Faiz yerine, enflasyona göre fiyat farkı alınacağını söylüyor. Yani kar payı sistemini tersine uygulayacağının işaretlerini veriyor. Benim ilgimi çekti, işin uzmanları konuyu daha detaylandırır herhalde. Bir diğer sertleşen söylem de, imam hatip liseleri ile ilgili. Erdoğan, doğrudan bu liselerin adını söylemiyor, meslek liseleri demeyi yeğliyor. Bu liselerden mezun olanların üniversite sınavlarında çarpanları, genel liselere göre daha düşük oluyor. Ancak kendi meslekleri ile ilgili tercihlerde ise aksine bir durum var. Erdoğan, bunun adil olmadığını söyleyerek, genel liselerle meslek liselerinden mezun olanların üniversite sınavındaki çarpanlarının eşitleneceğini belirtiyor. O zaman da genel liseden mezun olana haksızlık değil mi? Yani sen lise tercihini o yönde kullanmışsın, daha başından karar vermişsin imam-hatip veya elektrik teknisyeni, turizm ve otelcilik, iletişim gibi alanında ilerlemeyi hedeflemişin. Sonra hukukçu, iktisatçı olacağım, diyorsun; okuduğun lisenin devamı olarak görülen fakülte veya yüksek okullara değil. Erdoğan bununla da bir zamanlar, Bizim arka bahçemiz dediği imam hatip liselerini öne çıkaracağı işareti veriyor. Hayırlısı olsun; ne diyelim. AÇIKLAMALI Erdoğan, Nevşehir mitinginde CHPnin bir medya grubu ile gizli anlaşma yaptığını söyledi. Bunu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykalın, Arkasında dosyaları olanlar ülkeyi yönetmeye talip olamaz sözleri üzerine söylediğini de açıkça ortaya koydu. Sonra da dedi ki, Eğer bu dosya işine daha fazla girilirse bizim de söyleyeceklerimiz var, bu gizli anlaşmayı açıklarız. Yeni bir siyaset getirmek amacında olduğunu söyleyen, dürüstlüğü öne çıkaran bir liderin söylemi ile eylemi arasında bu kadar açık çelişki olabilir. Türkiyenin bugüne kadar çok gördüğü bir tehdit bu. | |||||||||
Bunun doğru bir yol olmadığı da elli kez ortaya çıktı. Eğer kamu yararının veya ahlak ilkelerinin aksine bazı durumlar varsa, bunu bildiği halde gizleyenler de en az yapanlar kadar kusurludur. Ya da Erdoğan, Siz de susun, biz de susalım diyerek karşılıklı aklama paklamanın yolunu şimdiden mi açıyor? Eğer böyle değilse bile, sözleri bu anlama geliyor. Erdoğan, eğer diğerlerinden farklı olduğunu göstermek istiyorsa, hem medyanın hem de siyasetin daha temiz ve şeffaf olması için, bildiğini açıklamalı veya hem CHPden hem de medyadan özür dilemeli. | |||||||||
CHP'nin havası Başbakan adayları olmayan seçim AKP ve Erdoğan'ın söylemi Erteleme belirsizlik demek Erteleme isteyenler moral topluyor 1 Ekim kritik gün Bu iş ağız tadıyla olmayacak YSK demokrasi sürprizi yapsa AKP'nin başına gelenler Karmaşaya rağmen seçim Sezer sessiz ama derinden Şuracıkta 50 gün kaldı Yine doğrusunu yapıyorlar! Sorumluluğu üstlenmeme |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||