Home page

Haber Menüsü


e. murat yığcı
 
12 Dev Adam’dan 12 Dev Çocuk çıkar mı?
 
Bu yılki yazının başlığı 12 Dev Adam’dan 12 Dev Çocuk çıkar mı? Sorması bizden, yanıt vermesi sizden; ister 12 Dev Adam, zaten 12 Dev Çocuk gibiydi deyin; ister 12 Dev Adam’ın rüzgarı, 12 değil, 12 bin Dev Çocuk yaratmaya yeter, deyin...
 
e. murat yığcı'ya mail.
NTV-MSNBC
 
6 Eylül—  İnternet gazeteciliği yapmanın zor yanlarından biri, internetin hafızasının çok daha kuvvetli olması. Gazetede eski yazılarınızı arşivden seçip koyabilirsiniz yayına, okurun “eski yazıya” ulaşması internettekinden çok, çok, çok daha zordur. Eski yazı meselesi de nereden çıktı demeyin; eğer gündem Dünya Basketbol Şampiyonası ve 12 Dev Adam’sa, bu konuda yazı yazmak istiyorsanız ama yazmak istedikleriniz bir yıl önce yazdıklarınızla aynıysa, “belki bu kez yerine ulaşır” umuduyla sarılıyorsunuz eski yazınıza. İşte, bir kaç ufak değişiklik ve yazıdaki sorulara bir iki kısa yanıtla, 1 yıl 1 gün önce kaleme aldığımız yazı...

   
 
       
   
MSNBC News Senna mı, Schumacher mi?
MSNBC News Ve McLaren ve Jaguar ve Newey
MSNBC News Formula 1'de sürprizler bitmiyor
MSNBC News e. murat yığcı'nın tüm yazıları
MSNBC News e. murat yığcı'nın tüm yazıları - 2
MSNBC News e. murat yığcı'nın tüm yazıları - 3
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  “Eğer Carver Lisesi, Koç Reeves, Kooliç, Salami isimleri size bir şey ifade etmiyorsa, siz bu ülkede basketbolun futbola yakın ilgi gördüğü, kitlelere yayıldığı yılları hatırlamıyorsunuz demektir. Efe Aydan’ı, Kara Mehmet’i, Erman’ı da büyük ihtimalle seyretmemişsinizdir; Spor Sergi Sarayı dendiğinde ise Bileşim Fuarı’nın yapıldığı yer gelecektir aklınıza. Halbuki Spor Sergi, İstanbul’da basketbolun kalbinin attığı yerdi. Uzaktan kumandayla “zaping” yapma konusunda bu kadar özgür olmadığımız yıllardı onlar ve yine de basketbol TRT ekranlarında naklen yayınlarda yer bulabiliyordu. Basketbol “Balkan Şampiyonluğu” ve “Beyaz Gölge” dizisiyle Türkiye’de yükselişe geçmişti. Formula 1 yarışlarının sigara ve bira kokusu altında yapıldığı, yağa bulanmış bir spor olarak tanındığı yıllar, yine 80’li yılların başıydı.
Live Vote is temporarily unavailable.

       Basketbol 80’li yılları çok da verimli geçirmedi. Yabancı oyuncu transferinin de serbest bırakılmasıyla önce büyük çıkış yaşayan kulüp takımları, daha sonra bayrağı müessese takımlarına bıraktı.
       Müessese takımları ise transfer tutarlarının yükselmesi, maliyetlerin artması nedeniyle şampiyonluğa kadar yükselmeyi, daha sonra ise bu işten vazgeçmeyi seçtiler.
       Eczacıbaşı, Beslen, Tofaş gibi şampiyon takımlar artık ligde mücadele etmiyorlar. Basketbol deyince artık akla İTÜ gelmiyor ve Basketbol Federasyonu 1. Lig’de mücadele etmek isteyecek takım bulamıyor.
       
12 DEV ADAM DOPİNG ETKİSİ YAPAR MI?
       
Derken ülkeye sihirli bir değnek değdi sanki... “12 Dev Adam” reklam filmi, aylardır tüm otoritelerin turnuvanın güçlü takımlarından biri olarak niteledikleri Türkiye Basketbol Milli Takımı’nın, Türkiye tarafından da önemsenmesine neden oldu.
       Basketbol tekrar manşetlere taşındı, Türkiye’nin final grubunda oynayacağını düşünüldüğü için biletler uzun süre öncesinden bitti, basketbol izlemek isteyen bir kitlenin olduğu hatırlandı.
       (**12 Dev Adam doping etkisi yapmadı, basketbol izlemek isteyen kitlenin varlığı ise Basketbol sezonu başladığında unutuldu.**)
       
12 DEV ADAMIN ÖNEMLİ MİSYONU
       Ben 12 Dev Adam’ın bu şampiyonada şampiyonluk mücadelesi yapmanın dışında, daha önemli misyonu olduğunu düşünüyorum. Şampiyonanın hemen başında bu “Dev Adam” sloganına inanan, daha sonra ise Dev Adam olmanın değil, iyi takım olmanın başarıyı getireceğini anlayan A Milliler, Türkiye’de basketbolun tekrar gündeme gelmesini sağladılar.
       Hırvatistan’ı yenmeleri ya da yenilmeleri, yarı final ya da final oynamaları bu gerçeği değiştirmeyecek. Federasyon’a düşen, bu rüzgarı iyi değerlendirip basketbolun gündemde kalmasını sağlamak olmalı.
       Federasyon, devletin spor politikasına yön vermeye çalışmalı, Fransa’yı örnek alarak basketbolu okullara indirgemeye çalışmalıdır. Balkan Şampiyonası ve Beyaz Gölge dizisiyle yakalanan rüzgarın benzerini yakaladıklarının farkına vararak, rüzgarın dinmemesini sağlamak için gerekli önlemleri almalıdırlar.
       (**Dünyanın en iyi takımları bile maç kaybedebilir, ama dünyadaki hiç bir Milli Takım’ın maçı mücadele etmeden kaybetmeye hakkı yoktur. Böyle bir şeye hakkı olduğunu düşünenlerin, bana göre bir daha Milli Takım forması giymeye hakkı olmamalı.
       Dev Adam takım olmanın önemini Avrupa Şampiyonası’nda anlamış görünüyordu, Dünya Şampiyonası’nda ise bunu hiç ama hiç hatırlamadı. Takımın başarısından çok kendi egolarını düşündüler, adeta 12 Dev Çocuk gibi davrandılar. Yine de en azından basketbolun bir kez daha gündeme gelmesini sağladılar ve topu bir kez daha Basketbol Federasyonu’na attılar... Federasyonun iki seçeneği var, ya basketbolu bir sonraki şampiyonaya kadar gündemde tutacak ya da geçen yılki gibi zevksiz, çekişmesiz, dolayısıyla anlamsız bir lige daha katlanmak zorunda kalacağız.)

       
NİHAYET YAZININ BAŞLIĞINA GELDİK
Live Vote is temporarily unavailable.

       Aslında yazının başlığı “12 Dev Adam’la Formula 1 arasında bir bağlantı var, bunu atlamayın” olmalıydı. Nasıl bir bağlantı mı var?
       (**Geçen yılki yazının başlığını “12 Dev Adam ve Formula 1” koymuştuk.)
       Şu anda dünyanın en çok izlenen ikinci sporu olan Formula 1’in, sigara ve bira kokusu altında yapıldığı, yağa bulanmış bir spor olarak tanındığı yıllar, Türkiye’de basketbolun yükselişe geçtiği 80’li yıllara rastlıyor. F1 geriye giden, gelecek vaad etmeyen bir spor haline dönüşürken, Bernie Ecclestone isimli biri tarafından kurtarıldı. Şu anda F1’in patronu konumundaki Bernie, sporun kitlelere yayılması için basının ilgisinin gerekliliğini anladığı için, 80’li yılların ortalarında F1’i, üzerine para vererek haber kuşaklarında naklen yayınlatmaya başladı.
       Naklen yayınlar ilgiyi arttırdı, ilgi sponsorun desteğini; kitlelerin artan ilgisi ve sponsorun desteği ise bu spordan kazanılan parayı... Şu anda Formula 1 organizasyonu dünyanın en başarılı, en pahalı organizasyonlarından biri konumunda.
       (**Bu yılki yazının başlığı 12 Dev Adam’dan 12 Dev Çocuk çıkar mı? Sorması bizden, yanıt vermesi sizden; ister 12 Dev Adam, zaten 12 Dev Çocuk gibiydi deyin; ister 12 Dev Adam’ın rüzgarı, 12 değil, 12 bin Dev Çocuk yaratmaya yeter, deyin...
       Bir soru daha: Bir Türk, bir Alman’dan, bir Japon’dan, bir Amerikalı’dan üstündür... O halde iki Türk, iki Alman’dan, iki Japon’dan, iki Amerikalı’dan neden üstün olamıyor?
       Milliler’in en önemli sorunu, basketbolun bir takım oyunu olduğu gerçeğini gözardı etmeleriydi. Herkesin kurtarıcı olmaya çalştığı bir oyun düzeniyle başarılı olmanın zor olduğunu bizler biliyorduk, onlar da öğrenmişlerdir artık. )

       
ÖRNEK ÇOK, ALMAK İSTEYENE
       Aslında Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok... Basketbolu okullara yayma konusunda Fransa’yı, salary cap denen maaş çatısının belirlenmesi konusunda NBA’i, naklen yayın politikasında Formula 1’i örnek alan bir Türkiye Basketbol Federasyonu, basketbolu canlandırabilir. Rüzgar esiyor, rüzgarı doğru yerden almak, biraz da çabalamak basketbolun hakettiği yere gelmesine yardımcı olacaktır.
       
SON SÖZ: 2002 MODEL DİLEKLER
       Artık basketbola 1 süre daha ara verebiliriz. Aynen geçen Avrupa Şampiyonası’ndan sonra yaptığımız gibi... Sakın basketbolun gündeme gelmesiyle yeni bir başlangıç yapmaya çalışmayalım; çünkü her geçen gün biraz daha unutulan basketbolun daha güncel olmasını sağlamak, bu ülkede varolan potansiyeli kullanmak, basketbol heyecanına bir yıl ara verdirmeden, bunun devamını getirebilecek atılımları yapabilmek çok çaba ister.
       Geçen yılki bir başka yazıda “Bunun gerçekleşeceğine inanıyor musun?, diye sorarsanız, yanıtım Hayır, olur” demiştim... Halen aynı düşünce içindeyim...
       Çünkü bu iş emek ister, uzun süreli çalışma ve istikrar ister. Yani Türkiye’nin yabancı olduğu kavramların, birinin değil, üçünün birden bir araya gelmesi gerekiyor. İçimden “Belki bu kez yapabiliriz, bu bir başlangıç olur” demek geçiyor ama bir yandan da otomobillerimizi parketmek için basketbol/spor sahalarından vazgeçtiğimiz bir ülkede yaşadığımız geliyor aklıma...
       İnşallah yanılırım...
       
       * * * * * * * * * * * * * * * * *
       
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? / 1
       
Bu yıl Erkekler Basketbol Ligi’nde sezon aynen geçen yıl olduğu gibi 12 takımla oynanacak. 2001-2002 sezonunda Troy Pilsner ve Kombassan Konyaspor ligden çekilmiş, İkinci Lig’de mücadele eden Samsunspor’un ise lige hazır olmadığını bildirerek Birinci Lig’de oynama teklifini geri çevirmişti. Geçen yıl iki takımın olmaması nedeniyle Çarşamba günleri, dini bayramlar ve yılbaşında maç yapılmadı. Ligden düşme yoktu.
       Bu yıl da değişen bir şey yok; Avrupa ikincisi Türkiye’nin kendi liginin statüsü halen tam olarak bilinmiyor. 14 takımla oynanabilir, tabii eğer ligden çekilen bir takım geri döner, 3 büyükler ‘ligden çekiliyoruz’ tehdidini geri alırsa... İkinci Lig’de mücadele eden Tekel henüz resmen lige çağrılmış değil; TV yayınları konusunda ise görev yine TRT’ye düşecek gibi görünüyor.
       Basketbol Ligleri başlayacak (inşallah) ama basketbolun izlenme oranı, neredeyse Avrupa’da bir üniversite karşılaşmasının izlenme oranına yakın. Futbolda yayın hakları 3,5 yıllığına -hem de Federasyon payı ve KDV hariç- 465 milyon dolarlık bir bedelle satılırken, basketbola alıcı bulunamıyor; son anda yapılan anlaşmalarla 2000-2001 sezonu 4 milyon dolarlık bir bedel karşılığında TRT ekranlarından yansıtıldı basketbolseverlere. Geçen yıllarda da bu konuda bir gelişme sağlanamadı.
       
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? / 2
       Salary Cap, NBA’de her takımın her yıl harcayacağı para miktarı belirleyen sisteme verilen isim. Adından da anlaşılacağı gibi maaş çatısını belirliyor. Yani ne kadar çok parası olursa olsun, oyuncular piyasa değerlerinin çok altında rakamlara oynamayı kabul etmedikleri sürece, bir takımın NBA’in en iyi 3-4 oyuncusunu aynı anda kadrosunda bulundurmasına imkan yok.
       Yapılan toplu sözleşmeler ise Salary Cap izin verse bile, takımların belli paraların dışındaki miktarları oyuncularına vermelerini engelliyor. Bu miktarlar da oyuncunun NBA’de oynadığı sezon sayısına, kaç yıldır o takımda oynadığına ve bir önceki kontratının değerine göre belirleniyor.
 
       
    MSNBC News F1, bizler ve diğerleri
MSNBC News GS zirveye, FB nereye? (2)
MSNBC News Türkiye' ve Formula 1
MSNBC News Kaybetmeyi öğrenmek
MSNBC News Spordaki olasılık hesapları
 
     
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları