Home page
Haber Menüsü


30 Aralık haftasının kitapları
YKY’den ‘Zaman Devriyeleri’, Can’dan ‘Ricardo Reis’, İletişim’den bir Sevgi Soysal daha, Everest’ten polisiye, Kitap Yayınevi’nden ‘dünya düzenine alternatifler’, Sel’in ‘Ütopyalar Sözlüğü’, Metis’ten Bergama’nın öyküsü, Güncel’den roman: ‘Bombacı’.
NTV-MSNBC
    30 Aralık 2003 —  “Asla sanatı düşünmem. Sanırım eski ustalar da sanat yaptıklarını düşünmediler hiçbir zaman” [Man Ray]  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


       
ZAMAN DEVRİYELERİ
       Uğur Kökden
       
       ‘Zaman Devriyeleri’, sanatın büyük evrensel ailesinin kimi bireylerini -hep resim ekseninde kalmak koşuluyla- kalemsiz, fırçasız, boyasız, kendine özgü renkleriyle vermeyi deniyor. Teknik anlamda eleştirel bir yaklaşım yerine, sanatçıya ve yapıtına yönelik bir çeşit saygı duruşu...
       Uğur Kökden’in resim altyapısı üstüne oturan bu denemelerinin yarısı, Bruegel’den Frans Hals’a El Greco’dan Delacroix’ya, uzak dış dünyaları sergiliyor; öbür yarısı da Türk resim serüveni içinde Celile Hanım’dan Neş’e Erdok’a, Fatma Tülin’den Abidin Dino’ya uzanan hızlı bir yolculuk...
       Tüm denemeler çok özenli seçilmiş birerli ikişerli ‘resim’le tamamlanmış. Yanı sıra ‘Bir Yıldız Kaydı’ adlı denemede Türkiye’nin ilk kadın fotoğrafçılarından Yıldız Moran’ın iki çalışmasına da yer verilmiş.
       
       Yapı Kredi Yayınları, 251 sf.
       Dizi: Sanat-110
       Tür: Deneme
       Kapak resmi: Rembrandt, ‘Gece Devriyesi’
       


       
RİCARDO REİS’İN ÖLDÜĞÜ YIL
       José Saramago
       
       “Bilgedir dünyayı seyretmekle yetinen.” (Ricardo Reis)
       “Hayatımı büyük bir titizlik ve özenle, hareket-etmeme biçimini arayarak geçirdim.” (Bernardo Soares)
       “Bana hiç var olmamış birinden böyle söz etmenin saçma olduğu söylenirse, cevabım, Lizbon’un var olduğuna, yazmakta olan benim var olduğuma ya da herhangi birinin herhangi bir yerde var olduğuna ilişkin elimde hiçbir kanıt bulunmadığıdır.” (Fernando Pessoa)
       Portekizli şair Fernando Pessoa (1888-1935) yapıtlarını kendi adının yanı sıra, başka adlarla da imzaladı: Alberto Caiero, Alvaro de Campos, Bernardo Soares, Ricardo Reis gibi. Bunlar birer takma ad değil, birer yaşam öyküsüne, hırslara, arzulara, edebiyat görüşüne, şiir duruşuna sahip kimliklerdir.
       Pessoa, ‘Ben yazılacak bir romanın kahramanıyım’, demişti, bu sezgisi de birkaç romanda doğrulandı. Günün birinde Portekiz’in dev romancısı José Saramago da, Pessoa’nın sözüne uydu; Pessoa’yı kendisi, başkası ve aynası olan Ricardo Reis’le buluşturdu.
       Yıllardır Brezilya’da yaşayan Ricardo Reis, günün birinde, gene Pessoa’nın yarattığı fütürist mühendis Alvaro de Campos’tan bir telgraf alır: Fernando Pessoa ölmüştür. Ricardo Reis on altı yıldan sonra Portekiz’e dönmeye karar verir. Yıl 1936’dır, Avrupa çalkalanmaktadır, Almanya’da Hitler, Portekiz’de Salazar yükseliştedir. Ölü Fernando Pessoa ise, daha dokuz ay daha Ricardo Reis’i ziyarete gelebilecektir...
       ‘Ricardo Reis’in Öldüğü Yıl’ için, José Saramago şöyle söylüyor: ‘Ricardo Reis’in Öldüğü Yıl’, başka bir hayatın, bir yalanın varolmasını mümkün kılıyor, dolayısıyla başka bir gerçeklik, başka bir maske de varolabilir. Bir başdönmesi var bu oyunda.’
       Saramago, 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü almıştır.
       Kapakta görünen kişi, Fernando Pessoa’dır.
       
       Can Yayınları, 407 sf.
       Çeviren: Saadet Özen
       Dizi: Çağdaş Dünya Edebiyatı
       Tür: Roman
       


       
BARIŞ ADLI ÇOCUK
       Sevgi Soysal
       
       Aslen Selanik’li mimar-bürokrat bir babayla, Alman bir annenin altı çocuğundan biri olan Sevgi Soysal, üç kültür adamı Özdemir Nutku, Başar Sabuncu ve Mümtaz Soysal’la olan evlilikleri, üç çocuğu, mahpusluk günleri ve eserleriyle, dolu dolu yaşadığı 40 yıllık hayattan, yakalandığı kanser neticesinde ayrılmıştı.
       Dramatik yaşamında hemen her türden yapıtlar üreten yazarın 14 öyküsünden oluşan bir kitapla karşı karşıyayız. İlk kez olarak, Soysal’ın 1976’daki ölümünün hemen öncesinde yayımlanan ‘Barış Adlı Çocuk’ adını, aynı isimli öyküden alıyor.
       Sevgi Soysal’ın ‘öykücü’ damarını Füsun Akatlı’nın, öykülerin başına eklediği yazıdan öğrenelim:
       “Yabancılaştırmayı, yabancılaştırılmayı, insancadan kopmanın etkin ve edilgin biçimlerini, insancaya dönme özleminin ve savaşımının çıkar ve çıkmaz yollarını; hem tek tek öykülerin içerisinde, hem de bunların bütünselliğinde kavranan bir diyalektikle sergiler Soysal bu öykülerde. Anlatılanda bulduğumuz gibi, anlatımda da buluruz bu diyalektik bakışın izlerini. Serinkanlı bir gözlemcinin nesnel, aktarıcı anlatımı, duygulu, sıcak ve coşkulu bir anlatımla iç içedir. Seçilen anlatım biçimlerinin birinden öbürüne geçişi ve öykülerin dokusuna organik olarak katılmasını sağlayan öğe ise, keskin bir ironi. Kitabın hemen bütün öykülerinde rastlanan, hınçsız bir ironi bu. Kaynaştırıcı işlevinde. ‘Tutkulu Perçem’den, ‘Tante Rosa’dan tanıdığımız, alıştığımız ironi. Kuvvetli bir dünya görüşünden, bu görüşün kazandırdığı sağlam bir yöntemden ve öncelikle de gerçek bir edebiyatçının kaleminden çıkmıştır bu öyküler. Kalıcı olmalarına karşın güncel, hatta güncelliğin büyüsüne kapılmaksızın, güncelliklerinden aldıkları güçten ötürü kalıcı olduklarını söyleyebilirim...”
       “...Sevgi Soysal’ı yarınlar için kalıcı kılan iki başyapıt tanıyorum: Biri ‘Tante Rosa’ , öbürü ‘Barış Adlı Çocuk’.” (Füsun Akatlı)
       
       İletişim Yayınları, 149 sf.
       Dizi: Sevgi Soysal Bütün Eserleri-6
       Tür: Öykü(ler)
       


       
BİR GÖLGENİN İNTİKAMI
       Ferhat Ünlü
       
       “Asla sanatı düşünmem. Sanırım eski ustalar da sanat yaptıklarını düşünmediler hiçbir zaman” [Man Ray]
       
       Hepsi 22 bölümden oluşan kitabın her bölümüne yukarıdakinin benzeri bir alıntıyla başlayan yazar kitabın anlam katmanlarını çoğaltıyor.
       Yazar, yer yer zaman ötesi bir tempoyla, kimi yerde de gerçekçi bir hızla kurguladığı romanında, polisiyenin matematiksel kesinliğini suçun karmaşıklığı ile harmanlayan bir yazım tarzını kullanıyor ve farklı yaşamların öyküsünü şaşırtıcı imgelerle anlatıyor.
       ‘Bir Gölgenin İntikamı’, çatışma düşüncesi ekseninde okuru, bireysel gerçekliğin sınırlarında dolaştıran sert bir polisiye roman.
       Avukat Timuçin, bir sabah evinin banyosunda ölü bulunur. Ölümünün ardında yatan sır ve belki de katilinin kimliği, ‘aynadan yansıyan gözlerinde’ gizlidir. Timuçin’in cesedinin bulunmasından sonra yalnızca yirmi yıllık karısı Aysun’un değil, yakın dostları Savaş ve Ercan’ın da hayatı tümüyle değişecektir.
       Cinayet, o güne kadar yaşamını sadece yazı üzerine kuran Savaş’ı, gerçeğin orta yerinde bir çatışmanın içine atmıştır. Kurbanın şövalye ruhlu diğer arkadaşı Ercan ise, kim olduğu bilinmeyen bir suçlu ile savaştığı gölgeler evreninin içinde bulmuştur kendini. İkisini de kederli bir son beklemektedir.
       “Türkiye’de cinayetler; işleniş tarzıyla pek kaba, hesapsız ve plansız olduğu için, okunmaya değer cinayet romanları da yazılmıyor denir ya, bu tesbitin bir bölümü, son zamanlarda çıkan romanlarla epey yara aldı. Türkiye’de muhtemelen hâlâ iyi planlanarak işlenmiyor cinayetler ama iyi cinayet romanları yazılıyor. ‘Bir Gölgenin İntikamı’ onlardan biri. Genç yazar Ferhat Ünlü’nün akıllıca kurgulanmış romanını okuduktan sonra beni yeni bir düşünce aldı: Fâili bulunamayan, gizemini hala koruyan cinayetler aslında ‘bizde olmuyor’ denilen türden hesaplı-kitaplı cinayetler olmasın?” (Fehmi Koru)
       “Bir Gölgenin İntikamı, kurgusu ve matematiği sağlam bir roman. Ferhat Ünlü zor bir işin üstesinden geliyor; hem kriminal bilginin polisiye için ne kadar önemli ve gerekli olduğunu kanıtlıyor, hem de ‘Türkçe’de iyi polisiye yazılmaz’ yargısını boşa çıkarıyor. Bu türün Türkçe’deki en başarılı örneklerinden biri.” (Ahmet Kekeç)
       “İnsanların zaafları üzerine psikolojik bir dram ‘Bir Gölgenin İntikamı’. Yaşama ayrı noktalardan bakan karakterlerin geçmişlerine ve bugünlerine bir yolculuk... Ferhat Ünlü, okuru bir an bile sıkmadan, ustaca anlatıyor öyküsünü.” (Esmahan Aykol)
       
       Everest Yayınları, 287 sf.
       Dizi: Polisiye-8
       Tür: Polisiye
       


       
YENİ BİR DEMOKRASİ
       İflas Etmiş Dünya Düzenine Alternatifler
       Harry Shutt
       
       ‘Yeni dünya düzeni’, ona egemen olan seçkinlerin denetleyemeyeceği tehditlerle karşı karşıya. Mevcut ekonomik düzen, doğası gereği istikrarsızlık üretiyor ve sadece küçülmeye değil, çok ciddi bir yıkıma doğru ilerliyor.
       Demokrasi ve insan haklarına saygı talep edilen bir çağda ve halkların büyük bir bölümünün marjinalleştiği bir dünyada, ABD güdümlü uluslararası politikaların sürdürülmesi mümkün değil.
       ‘Yeni Bir Demokrasi’ bize dolambaçsız eleştiriler ve alternatifler sunuyor. Günümüz ‘piyasa kapitalizmi’nin yüreğindeki fantezileri açığa çıkarıyor.
       Uzun yıllar, işçi sendikalarının araştırma bölümlerini yöneten yazar, Üçüncü Dünya’nın yoksulluğunu ve dünyanın her yerinde büyümekte olan ekonomik ve sosyal güvensizliği yenmek için yeni fikirler ileri sürüyor. Bunun için ‘serbest’ piyasa sistemini, büyük sermayenin iktidarını denetim altına alacak bir başka sistemle değiştirmeyi öneriyor. Shutt’a göre küresel sorunları çözmek için gerçekten demokratik ve sosyal sorumluluk sahibi kurumlar oluşturmak gerek.
       ‘Trouble With Capitalism’ (Kapitalizmle Derdim Var), ‘The Myth of Free Trade’ (Serbest Ticaret Efsanesi) adlı kitapların da yazarı olan Harry Shutt, yeni siyasi gündeme katkıda bulunuyor. Bizlere somut bilgilerle birlikte bir umut mesajı da veriyor.
       Kitabın bazı bölümleri: Dünya Düzeninin Çöküşü, Emperyalizmin Gerileyişi, Şirket Çıkarları Kamu Çıkarlarına Karşı, Küreselleşmenin Başarısızlığı, Uluslarüstücülüğe Geçiş.
       
       Kitap Yayınevi, 164 sf.
       Çeviren: Mahmut Tekçe-Bilge Gürsu Nomer
       Dizi: İnsan ve Toplum-13
       Tür: İnceleme
       


       
ÜTOPYALAR SÖZLÜĞÜ
       Michéle Riot-Sarcey, T. Bouchet, Antoine Picon
       
       Bu sözlüğün amacı, ütopyanın yalnızca politik eleştiri alanına ait olmadığını göstermek.
       İdeal ile gerçeğin arasındaki bağların kurulması ve araştırılması için her şeyden önce kurgu, tiyatro, müzik, sanat, teknik ve mimarlık alanlarına yolculuk yapmak gerekmekte.
       Yorumlar ve nitelikli incelemeler kaleme alan, farklı disiplinlerden gelen, sayıları yetmişi bulan bu sözlüğün yazarları, ütopya kelimesinin çok anlamlılığını ve alegorisini de aşarak, hayâli bir yapıtın anlamını belirli bir zaman dilimi içerisinde yeniden buluyorlar.
       Kapak: Thomas More’un (1516) ‘Utopia’sından
       
       Sel Yayıncılık, 288 sf.
       Fransızca’dan çeviren: Turhan Ilgaz
       Tür: Sözlük / Kaynak kitap
       


       
BOMBACI
       Liza Marklund
       
       Annika Bengzton; orta yaşlarda, işinde başarılı, evli ve iki çocuklu bir kadın. İsveç’te, orta büyüklükte bir gazetenin istihbarat şefi. Görevi çeşitli suçlarla ilgili olarak toplumu bilgilendirmek ve bu suç fiilinin içindeki gerçek özneyi bulmak. Bunun için de bir ekibi var. Bu ekibi en iyi şekilde yönetmek zorunda. Bu yüzden de bazen kocasını ve çocuklarını ihmal edebiliyor.
       O gece, o tuhaf rüyayı gördüğü esnada telefon ısrarla çalmasaydı belki de kendini bu kadar kaptırdığı başka bir olay yaşamayacaktı.
       Gece saat 03:22 esnasında Yaz Olimpiyatları’nın yapılacağı Victoria Stadı’nda bir bomba patlamıştır. Bomba, Olimpiyatlara aylar kala sadece Olimpiyat Kompleksi’ni havaya uçurmakla kalmamış, aynı zamanda bir insanı da parçalara ayırmıştır.
       Stockholm halkının yüreğini ağzına getiren olayların yaratıcısı olan ‘Bombacı’, Annika Bengtzon’ın o güne dek yazdığı en iyi hikaye olacaktı; ya da yazdığı son hikaye!
       Bombacı, İsveç’te yayımlanan ve en çok satanlar listesinde neredeyse bir yıldan fazla bir süredir yerini kimseye kaptırmayan, İsveç’in en başarılı romanı.
       Liza Marklund’un kaleminin gücü, kurgusunun sağlamlığı ve sürükleyiciliği, edebiyat dünyasında da ‘kendi bombasını’ patlattı.
       Yazar Hakkında:
       Eva Elizabeth Liza Marklund, 1962 yılında Pitea, İsveç’te doğdu. Marklund, yazar kimliğinin yanı sıra hem İsveç’te hem de yurt dışında yayımlanan birçok gazete için makaleler yazan bir gazeteci.
       Gerçek bir hayat hikayesine dayanan ilk kitabının adı, ‘On The Run’. ‘Bombacı’ romanı ile birlikte yarattığı Annika Bengtzon karakteri ise aynı zamanda kızının ve altı yıl çalıştığı gazetedeki eski patronunun adı. Üçüncü kitabı ‘Studio Sex’ dahil diğer romanlarında hep aynı kahramanı kullandı. ‘The Paradise Trust’ dördüncü, ‘Prime Time’ beşinci ve Haziran 2003’te yayımladığı ‘The Red Wolf’ altıncı kitabı.
       ‘Bombacı’ romanı İsveç’te tam on sekiz ay boyunca en çok satılanlar listesinde kaldı ve yalnızca İsveç’te 700.000 adet satıldı. Bu arada 9 milyonluk ülkede neredeyse her dokuz kişiden biri bu kitabı okudu. Yazarın deyimiyle, “Kutsal Kitap’tan sonra İsveç’te bu kadar satan başka bir kitap yok.” ‘Bombacı’, 115 ülkede, 23 ayrı dile çevrildi.
       Kitapları, İsveç dahil, dünya genelinde 5 milyonun üzerinde sattı. Annika Bengtzon Serisi’nin ilk beş kitabının film hakkı ünlü İngiliz yönetmen Colin Nutley tarafından satın alındı ve ilk iki tanesi filme çekildi bile.
       Daha detaylı bilgi için: www.lizamarklund.net
       
       Güncel Yayıncılık, 431 sf.
       Tür: Roman
       


       
BİZ TOPRAĞI BİLİRİK!
       [Bergama Köylüleri Anlatıyor]
       Üstün Bilgen Reinart
       
       16 Ağustos 1989’da Eurogold, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Maden Dairesi’nden, Bergama Ovacık’ta altın arama ruhsatı aldığında nasıl bir kayaya çarptığını bilmiyordu. Altını çıkarmak için kullanılan siyanürün yarattığı tahribata bizzat şahit olan köylüler topraklarını, hayvanlarını ve yaşamlarını korumak için kısa süre sonra eylemlere başladı. Bergama, Çanakkale, Ankara, İstanbul... Yıllardır süren bu mücadelede mahkemelerden pek çok kapatma kararı çıkmasına rağmen madenler el altından işletilmeye devam etti.
       ‘Biz Toprağı Bilirik!’, altın madeninin yanı başındaki Ovacık, Çamköy, Süleymanlı ve Narlıca başta olmak üzere toplam 17 köyde bu mücadeleyi veren insanların seslerinden, Bergama’da yaşanmış olan, ‘sivil itaatsizlikle demokratik hak arayışı’nın derli toplu bir öyküsü ...
       Üstün Bilgen Reinart, bu kitabı hazırlamak için elliden fazla köylüyle konuşmuş. Direnişin örgütlenmesinde önde gelen isimlerden, köylülerin deyişiyle ‘Asteriks’ Oktay Konyar, mücadele sırasında geçirdiği kalp krizinin ardından hayatını kaybeden ‘Hopdediks’ Bayram Çavuş, Pınarköy’lü Hatice, Çamlıca’lı İsmail, Narlıca’lı Hamza, Yenikent’li Ayşe, Ovacık’lı Şahsine ve diğerleri... Köy kahvelerinde, evlerde gerçekleşen bu görüşmeler sonucunda Bergama köylülerinin eylem içinde değişen hayatlarının da gerçekçi ve çarpıcı bir resmi çıkmış ortaya.
       ‘Biz Toprağı Bilirik!’, şimdiye kadar altın madenciliği ya da Bergama’daki direniş konusunda yazılmış olanları tekrarlamıyor. Bu direnişi sürdürenlerin, yaşadıklarını ilk elden, ‘kendi seslerinden’ anlatmalarına olanak sağlıyor.
       
       Metis Yayınları, 206 sf.
       Dizi: Siyahbeyaz-45
       Tür: Güncel
       
 
       
    MSNBC News 23 Aralık haftasının kitapları
MSNBC News 16 Aralık haftasının kitapları
MSNBC News 9 Aralık haftasının kitapları
MSNBC News 2 Aralık haftasının kitapları
MSNBC News 25 Kasım haftasının kitapları
MSNBC News 18 Kasım haftasının kitapları
MSNBC News 11 Kasım haftasının kitapları
TOP5 38. Rotterdam Film Festivali başladı
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları