| | | | Budapeşte Havaalanı, şehrin tümü gibi oldukça mütevazi bir yer; hizmet sektörü de dahil olmak üzere ne Macaristan, ne de Budapaşte, 30 milyon turisti ağırlayan bir kent izlenimi vermiyor aslında; ülkeye giriş anında karşılaştığınız vize görevlisinden tutun da, yemek yediğiniz yerdeki garsondan, ulaşımınızdan sorumlu taksiye kadar herkes size bu izlenimi veriyor...
|
|
|
|
Live Vote is temporarily unavailable.
|
|
Şehir, F1 hafta sonu olmasına karşın inanılmaz sakin bir görünüm içinde; yine de Budapeşte’yi kısaca tanımlamak gerektiğinde “güvenli” ve “sakin” sıfatı, ancak ve ancak “oturmuş, değerini bilen, sahip olduğu potansiyeli en üst noktaya kadar kullanan” sıfatlarının ardından geliyor.
Bu sıfatlar Budapeşte ile Formula 1’in kesiştiği noktayı da oluşturuyor. Organizasyon açısından fazlasıyla oturmuş ve profesyonel, değerini bilen ve bunu kullanma konusunda zorluk çekmeyen Formula 1, potansiyelini en üst noktaya kadar kullanan ama belki de sporun yapısı gereği sınırları zorlamaya çalıyan bir yapıya sahip.
F1’de sınırları zorlamak, sponsorlardan olabildiğince fazla destek almak anlamına geliyor. Bunun en kolay yolu ise pazarlama açısından kolay ve çekici olanaklar sunmaktan geçiyor. Yapılan araştırmalar Formula 1’in sponsorlar açısından en karlı, geri dönüşümün en fazla yaşandığı spor olduğunu gösteriyor. Yine de amaç birinci olmaktan çok, çıtayı bir öncekinden üste çekmek olduğunda, kazanılan sponsorlar F1 organizatörleri için yeterli olmuyor.
Formula 1 sayesinde turist değil ama fazlasıyla prestij kazanan Budapeşte’deki grand prix, sezonun en sıkıcı yarışlarından biri olarak biliniyor. Belki de bu nedenle grand prix düzenlemek isteyen şehirlerin ilk hedeflerinden biri, sigara sponsorluğuna izin verildiği halde takvimdeki önemli ama vazgeçilmez olmayan konumuyla Budapeşte.
Daha kolay pazarlanabilir olmanın yolunun tüm dünyaya yayılmaktan geçtiğini çok erken anlayan Formula 1 için Budapeşte, Türkiye’nin 3 önemli şehri İstanbul, İzmir ya da Antalya kadar değerli değil artık. F1’e evsahipliği yapmak isteyen 3 şehrin de kendine göre avantaj ve dezavantajları var tabii ki ama, Formula 1 dünyasına Budapeşte’den daha çok uyuyorlar.
|
|
|
|
Live Vote is temporarily unavailable.
|
|
Tabii ki bir Formula 1 GP’sine evsahipliği yapmak, Türkiye için büyük prestij olacaktır; ama aynı şekilde Formula 1 de, aday ülkeler arasından Türkiye’yi seçerek kazançlı çıkacak. Sponsorların sıcak yaklaşabileceği, pazarlama olanaklarının fazla olduğu, saklı potansiyele sahip, Avrupa’nın yakınında ama uzağında, Avrupalı gibi yaşanabilen ama Avrupalı olmayan bir ülke arayışı içinde bulunan ve Avrupa’daki çemberi Moskova GP’si ile genişletmek isteyen Bernie Ecclestone (ki bunu yapamayabilir, çünkü Moskova’daki pistin yapımı pek çok kez programsızlık nedeniyle ertelendi; son girişimin de yine benzer nedenlerle yürümediği söyleniyor), Türkiye’yi gördükten sonra çemberin ilk halkasının Türkiye olabileceğine fazlasıyla inanmış bir görünüm çizdi; ilk ziyaretlerinde sözünü ettiği ‘saklı potansiyelle’ karşılaştığında yaşadığı şaşkınlığı gizleyemedi.
Ve büyük ihtimalle bizim ülkemizde fazla düşünülmeyen bir fikir oluştu aklında: Formula 1 organizasyonunun Türkiye’nin konumuna, tarihi zenginliğine, potansiyeline ve belki de oturmamış yapısına ihtiyacı var. | |
| |
Yarı final, Türkiye ve Dünya Kupası...
