|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Farkında mısınız mümtaz spor yazarlarımızın fevkalade mühim bir takıntısı vardır; ortasahada iki teknik topçu yanyana oynamaz!.. Biz futbol cahili taraftarları ve tümünün de yetersiz olduğu kuşku götürmez teknik kadroları irşad etmek amacıyla her yıl meşhur bir veya bir kaç ikili bulurlar ve yıl boyu beynimizi yerler!... 2003ün favori ikilisi Sergen-Tümerdi... İlk yarı bitti tartışması bitmedi. Derin futbol yazarları hala Sergen ya da Türmer gibi teknik bir oyuncunun yanında mutlaka kalas sınıfından, olmazsa hamal taifesinden birinin oynaması gerektiğinde ısrarlılar. Allah başımızdan eksik etmesin, derin futbol bilgilerine kurban olayım!.. SİYASETTEKİ İKİLİLER Futbolumuzda abesle iştigal konuları var da, siyasetimizde yok mu? 2003de fevkalade temayüz eden, 2004de gönüllere taht kuracağı belli olan Akpartimizin Adıyaman Milletvekili Hüsrev Kutlu, belli ki yeni yılda da vecizeleriyle pek çok abesle iştigal mevzuu yaratacak... Dokunulmazlıkları Koruma Komisyonu başkanlığı gibi ulvi bir görevi olan Kutlu, Vekillerimiz yargıya güvenmiyor, o nedenle dokunulmazlıklar ömür boyu sürsün açıklamasıyla yeni bir düstur yaratmışken ve daha biz bu lafın altından kalkamamışken, şimdi de Atatürkün Meclisteki Mareşal üniformalı fotoğrafının değişmesini istedi. Yetmedi, Meclisteki koruma taburunun yemekhanedeki duaları ve marşlarıyla kendisini kışlada gibi hissetmesine neden olduklarını söyledi. Özlenen sivilleşme ruhu bu mudur? İşte sizi aylarca götürecek nadide bir mevzuu... Bu açıklamadan sonra Meclis ve Türkiye ne kadar sivilleşir bilmem ama, benim kesin bildiğim bir şey var, Meclis koruma taburu bundan sonra duaya hız verecektir. Bugüne kadar her öğünden önce bir kere söylenen Tanrımıza hamdolsun milletimiz varolsun! duası bundan sonra her öğün öncesi, öğün arası ve öğünden sonra olmak üzere üçer kere söylenecektir. Askerler yeteri kadar naralanmazsa, üçer kere daha tekrar edilecektir. Taburun eğitim ve marş söyleme tarifelerinin değişmesi de mümkündür. Eğitim koşuları Kutlunun komisyon odasındaki çalışma saatlerine ayarlanacak, Kutlu oddada olduğu müddetçe bir bölük asker penceresinin dibinde yalnız kahramanlık marşları değil, hep bir ağızdan Ayşe Ayşe Fadime, Çık çayıra çimene! tekerlemesini söyleyecektir. Eğer Kutlu camdan taş, zımba, kültablası atmaya, su dökmeye kalkarsa Sen git de ablan gelsin, Yaaaylalar, yaylalar! türküsü söylenecektir. DİNÇERİ DEMOKRATİKLEŞTİRİP DE Mİ SAKLADILAR, DEMOKRATİKLEŞTİRMEYİP DE Mİ SAKLADILAR? Kutlu, Meclis cenahında abesle iştigal mevzuları üretim merkezi olarak çalışmayı sürdürürken, Başbakanlık mahvilinde de abesle iştigal müsteşar Ömer Dinçer üzerinden sürecek. Dinçerin 8 yıl önce söylediği İslamın siyasallaşmasıyla ilgili sözleri esrarını koruyor. Nice kalem erbabı müfessir günlerdir kan ter döküyor Dinçerin sözlerini tefsir ediyor da Dinçere beğendiremiyor. Dinçer tüm tefsirlere dudak büküp Ben onu mu demek istedim sanki? deyip müelliflerini aşağılıyor. Muhabirlere de acımıyor Dinçer... Gariplerim Dinçerin ne dediğini anlayamıyorlar, müfessirlerin dediklerini hiç anlamıyorlar, can havliyle Dinçere koşup mikrofonları uzatıyorlar; Sayın Müsteşar, siz sahi ne demek istemiştiniz? Dinçer önce buğulu buğulu bakıp, sonra müstehzi ifadelerle hepsini tek tek süzüp değişmeyen cevabını veriyor; Söylediklerimin entellektüel analizini önümüzdeki günlerde ayrı bir toplantıda yapacağız! 2004 içinde bu toplantıyı yapacağız inşallah! O zamana kadar da tartışır dururuz, Ömer Dinçer değişti mi değişmedi mi? Demokratikleştirildi mi, demokratikleştirilemedi mi? Yalnız bu tabloya bakınca, Can Bartu ile Kazım Kanatın kulakları çınlasın, tam onların ağzına ve üslubuna layık bir mevzuu çıkıyor ortaya; AKPnin orta sahasında Hüsrev Kutlu ile Ömer Dinçer yanyana oynar mı, oynamaz mı? Ben parti yöneticilerinin yerinde olsam, olağanüstü bir MKYK toplantısı düzenler, Can Bartu, Kazım Kanat ve Hıncal Uluçu çağırır, Erman Toroğlunun şahadetinde bu mevzuyu tartışır, AKPnin ortasahasındaki zafiyeti ele alırım. Benden önermesi, kendileri bilir... FAVORİ MEVZUMU SEÇTİM Hayli zor oldu tabii... Kolay mı, bir yıl kafa yoracağız, çene çalacağız. Fikir üstüne fikir, teori üstüne teori üreteceğiz. Eledim eledim, üç mevzuu finale kaldı; Seçimlerde Kürtçe afiş ve propaganda serbest olmalı mı, olmamalı mı? Çerkesler kendi dillerinde yazıp çizerken kril alfabesi mi kullanmalı, latin alfabesi mi? Alexle Ortega Fenerbahçenin ortasahasında birlikte oynar mı oynamaz mı? İtiraf etmeliyim finaller kıran kırana, son derece acımasız geçti. Sonuçta ilk iki aday yeteri kadar entellektüel potansiyel taşımadıkları ve verimli olmadıkları için elendiler ve yarışı Alex-Ortega sorunsalı kazandı. Tabii bu zaferde Alex ve Orteganın transferlerinin henüz kesinleşmemiş olmasının da payı büyük tabii... Abesle iştigal mevzuu ne kadar mühpem olursa, o kadar kıymetli oluyor. Gelmezlerse kolayı var, ben de Alexle Ortega gelseydi Fenerde birlikte oynar mıydı? sorunsalı üzerine kafa yorarım. Bende bu kafa olduktan sonra nolacak ki?... Ümit SEZGİN / NTV ve CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
Denktaş mücadeleye Ankara'dan başladı Kıbrıs'ta tam da Ankara'nın istediği oldu! Soruşturma komisyonlarının önündeki iki risk Mesaj alındı, saflar belirlendi... Yeni Kürt politikası ve KADEK'in değişimi Güvensizlik kaynaklı muhalefet ve AKP inadı |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||