|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Denktaşla Ankara Hükümeti arasında öteden beri süregelen görüş farklılığı, Kıbrıs seçimleri öncesinde sümenaltı edilmişti. AKP Hükümetinin Kıbrıstaki muhalefet hareketinin gözükaralığından ürkerek iktidara verdiği destek, sanki bu görüş ayrılıkları giderilmiş izlenimi doğurmuştu. Ancak seçimden sonra yaşananlar görüş ayrılıklarının derinleşerek sürdüğünü ortaya koydu. Karşılıklı sert demeçler iplerin kopmaya doğru gittiğini, Denktaşın Ankarayı artık okuyamadığını, şifreleri çözemediğini de meydana çıkardı. AKP Hükümeti çok uzun zamandan beri Annan Planının ölmediğini, yeni müzakerelere zemin oluşturabileceğini kabul ediyor ve bunu resmi söylemlerle açıklıyor. Ama Denktaş ne hikmetse bunu bir türlü görmüyor, görse de yok saymayı tercih ediyor. Oysa Ankara bu konuda çok ciddi somut adımlar da atıyor. Hükümet, üzerine kalan uzlaşmaz imajından kurtulmak için, en temel tezlerinden birinden vazgeçip Louzidu davasında tazminat bile ödedi. Ama bu adım bile Denktaşa Ankara Hükümetinin kararlılığını anlatmaya yetmedi. Hal böyleyken Başbakan Erdoğanın seçimin hemen akabinde yaptığı Annan Planı üzerinden müzakerelere başlanabileceği açıklamalarının Denktaş üzerinde etkili olması da beklenemezdi. DENKTAŞA GÖRE AKP, ANKARA DEĞİL Pekii Denktaşın bu kadar anlayışsız olması mümkün mü? Elbette hayır... Denktaş AKP Hükümetinin ne istediğini, ne yapmaya çalıştığını tabii ki biliyor. Bilemediği Hükümetin bunu yapma gücü olup olmadığı. Denktaş, Ankaradaki siyasi dengelerin, denklemlerin kendi lehine çalışacağını düşünüyor. Daha açık söylemiyle Cumhurbaşkanı ve askerler başta olmak üzere, AKP muhalifi grupların kendisinin görüşleri doğrultusunda ağırlık koyacağını varsayıyor. Kıbrısı sattırmam söylemiyle milliyetçi ve muhafazakar kitleleri AKPye karşı harekete geçirebileceğini, bunun karşılığında da Hükümetin klasik direnme politikalarına teslim olacağını hesaplıyor. HÜKÜMETİN KARŞI ATAĞI Aslında bu riskin Hükümet de farkında. AKP Hükümetinin herhangi bir planının, devlet görüşü haline gelmedikçe çok zorlanacağını biliyor. İşte bu nedenle Dışişleri Bakanlığının koordinasyonunda hazırlanan, Annan Planının üzerinde temel değişiklikler öngören 100 sayfalık yeni planı Türkiye Cumhuriyetinin resmi görüşü haline getirmeye çalışıyor. Öncelikle yeni planın hazırlanma sürecinde Genelkurmay temsilcilerinin de yeraldığı belirtiliyor. Burda amaç askerlerin temel çekinceleri çerçevesinde planın hazırlanması olduğu kadar, sonrasında planı askerlerin de sahiplenmesini sağlamak. Plan yarın Ankaraya çağırılan ABD ve AB ülkelerinde görevli büyükelçilerimizle gözden geçirilecek. Planın AB ülkeleri nezdindeki kabuledilebilirliği ele alınacak. Ama en önemli adım Perşembe ya da Cuma günü atılacak. Çankaya Köşkünde yapılacak dörtlü zirvede planın devlet onayı almasına çalışılacak. Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanının katılacağı zirvede plan üzerinde son değişiklikler yapılacak. Daha sonra bu plana Denktaşın ve yeni KKTC başbakanının katılacağı ikinci bir zirveyle nihai şekli verilecek. Eğer başarı sağlanırsa plan Ankara ve Lefkoşanın ortak planı haline gelecek. Burda kritik nokta Perşembe ya da Cuma günü yapılacak zirvede Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanının plana evet demesi. Dışişleri Bakanı Gül ve kurmayları bu konuda iyimserler. Yeni planın kolay kabul görecek, makul bir plan olduğunu savunuyorlar. TEMEL TEZLER Yeni plan Annan Planını temel almakla birlikte, kimi hayati değişiklikler öneriyor. Federatif yapıyı kabul eden Annan Planının temel çelişkisi olarak, bu ikili yapıyı ayakta tutacak düzenlemeleri içermediği savunuluyor. Planda yeralan göç hareketlerinin her iki tarafın da ancak asıl olarak Türk tarafının coğrafi ve demografik bütünlüğünü bozacağı, zayıflatacağı, bu nedenle de federatif yapının korunamayacağı vurgulanıyor. Önerilen; çözüm planda yeralan nüfus hareketlerinin minimize edilmesi... Bugünkü mülkiyet yapısının korunması, buna karşılık zarar edenler varsa tazminat ve mal değiş tokuşuyla sorunun çözülmesi öneriliyor. Sınır bölgelerinde belli miktarda toprak tavizini kabul eden Ankara yeni planda Türkiyenin ABye tam üyeliği gerçekleşene kadar garantörlük haklarının, Adada bulundurulan asker sayısı dahil, korunmasını istiyor. Ana hatlarını verdiğimiz bu yeni plan son şeklini almış değil. Yukarda da bahsettiğim gibi büyükelçilerimizin uyarıları, Köşkte yapılacak zirvelerde sağlanacak uzlaşmalarla, değişiklikler yapılabilir. Ancak Gül ve kurmayları bu haliyle bile planın AB ülkelerince kabul edilebilir bulunduğu görüşünü savunuyorlar. DENKTAŞ İKNA OLMAZSA!... Kritik soru şu; AKP Hükümeti yeni plana Köşk zirvesinde onay almasına karşın Denktaş direnirse ne olacak? Üstelik Denktaşın direneceği de anlaşılıyor... Bu noktada Kıbrısta kurulacak yeni hükümet büyük önem taşıyor. Eğer Ankarayla anlaşabilecek, örneğin Mehmet Ali Talatın başbakanlığında bir hükümet kurulursa Denktaşın direniş şansı kalmayacak. Görüşmecilikten çekilirim, Cumhurbaşkanlığından çekilirim gibi tehdit dolu açıklamaları da Ankarayı etkilemeyecek. Peki ya Kıbrısta hükümet kurulamazsa ya da Denktaşın sözüyle hareket edecek bir hükümet kurulursa, nolur? İşte o zaman Türk-Rum müzakerelerinden önce, hayli sert geçecek Ankara-Lefkoşa mücadeleleri izleriz. Bu nedenle öncelikle dikkat edilmesi, üzerinde durulması gereken yeni plan değil, Kıbrısta kurulacak yeni hükümet... Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
Kıbrıs'ta tam da Ankara'nın istediği oldu! Soruşturma komisyonlarının önündeki iki risk Mesaj alındı, saflar belirlendi... Yeni Kürt politikası ve KADEK'in değişimi Güvensizlik kaynaklı muhalefet ve AKP inadı Tehdit değil ikna gerekiyor!... Talabani Başbakan Kürdistan şampiyon! |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||