Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Güvensizlik kaynaklı muhalefet ve AKP inadı
 
Kamu Yönetim Reformu’na itirazların önemli bir bölümü AKP’ye güvensizlikten kaynaklanıyor. Ama hal böyle diye itirazların tümüne “önyargılı” diye yaklaşmak da yanlış.
 
Ankara
NTV-MSNBC
 
5 Kasım 2003—  Özellikle teftiş kurullarının lağvedilip yeni bir denetleme sistemine geçilmesi ciddi kaygılar yaratıyor. “Bugüne kadar müfettişler denetledi de ne oldu?” deyip işin içinden sıyrılmak mümkün değil. Çünkü sorun teftiş raporlarının hazırlanmaması değil, bunların gereğinin yapılmamasıydı.

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  Türkiye’de yaklaşık 50 yıldır dile getirilen, son yıllarda da üzerinde neredeyse toplumsal mutabakat sağlanan kamuda reform gerekliliğine AKP Hükümeti cesaret etti, adım attı.
       Uzun çalışmalar sonunda da ortaya kapsamlı bir reform taslağı çıktı ve Bakanlar Kurulu’ndan geçerek Meclis’e sevkedildi.
       Yönetimdeki kamusal ağırlığı yarı yarıya azaltan ve merkezi idare yerine ağırlığı yerel yönetimlere veren tasarı yoğun biçimde tartışılıyor, daha uzun süre de tartışılacak.
       AKP Hükümeti’nin daha önce de hazırladığı kapsamlı yasa ve Anayasa değişikliklerinde yaşanan sıkıntılar ne yazık ki bu konuda da kendini gösterdi.
       
TEHLİKE BİR; “AKP’YE GÜVENSİZLİK”
       Birinci yılını neredeyse dolduran AKP Hükümeti bu süre zarfında ne yazık ki toplumsal güveni tam olarak henüz sağlayamadı. Hala kimi kesim ve kurumlarda AKP’ye yönelik ciddi önyargılar ve güvensizlik var. Bunu orman arazileri tasarısından YÖK kanunundaki değişiklik çalışmalarına kadar pek çok konuda gördük.
       AKP’nin bu güvensizliği körükleyecek hataları da gözardı edilemeyecek boyutta...
       Ancak, bu güvensizlik pek çok tasarıda “bunu AKP yapıyorsa kabul edilemez” tarzı bir muhalefet doğuruyor. Yani normal şartlarda, başka bir hükümet hazırlasa itiraz etmeyecekleri tasarılara, AKP’ye güvenmedikleri için şiddetle muhalefet ediyorlar.
       Şimdi benzer muhalefeti Kamu Yönetim Reformu için de görüyoruz. Kimi zaman açıkca dile getirilen, kimi zaman da başka gerekçelerin arkasına saklanan kuşkuyu şöyle örnekleyebiliriz;
       “Yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması ve güçlendirilmesi, bu kadar çok AKP’li belediye varken yanlıştır. Önümüzdeki yerel seçimlerden sonra muhtemelen sayıları çok daha fazla artacak AKP’li yerel yönetimler, güçlendirilmiş yetkileriyle başedilemez, denetlenemez hale gelirler!”
       Bu kaygı nedeniyle de pek çok hizmet ve yetkinin yerel yönetimlere devredilmesine karşı çıkıyorlar. Oysa bu insanların çoğunun geçmişte hantallaşmış merkeziyetçi yapının kırılması gerektiği yönünde açıklamalar yaptığını biliyoruz.
       Yani açıkcası sorun yerel yönetimlerin güçlenmesi değil, AKP’li yerel yönetimlerin güçlenmesi. Yani atılan adım değil adımı kimin attığı...
       
TEHLİKE İKİ: “AKP’NİN KÖR İNADI!”
       Yaptığı tartışmaya açık atamalarla, türban, imam hatip gibi hassas konularda gerginlik yaratan çıkışlarla AKP Hükümeti’nin toplumsal güvenin tam olarak sağlanamamasında çok ciddi payı olduğu açık. Üstelik AKP Hükümeti, bu tür “güvensizlik kaynaklı muhalefete” öfkeleniyor ve işi inada bindiriyor.
       İşte 2B olarak adlandırılan orman niteliğini yitirmiş arazilerle ilgili Anayasa değişikliği girişimi... 2B’lerin çok ciddi sorun olduğu gerçeği ortadayken, Orman Bakanı son derece hazırlıksız biçimde, eksik bir çözüm koydu ortaya...
       Tasarı çözdüğü sorunlar kadar yeni sorunlar yaratma potansiyeli de taşıyordu. Ne yazık ki tasarıya güvensizlik kaynaklı muhalefete öfkelenen Hükümet ve Orman Bakanı Pepe, iyi niyetli ve gerçekçi eleştirileri de ciddiye almadı. Yanlışta ısrar ettiler ve sonuçta iş tıkandı kaldı.
       Aynı gelişmeleri YÖK yasası konusunda da yaşadık. Güvensizlik muhalefetine o kadar öfkelendiler ki, tasarıdaki ciddi yanlışlıklara ilişkin eleştirileri de önemsemediler. Ama bu ciddi hata oldu. Sonuçta yanlıştaki ısrarları karşılarında askeriyle siviliyle, sağıyla soluyla çok geniş bir muhalefet cephesi oluşturdu. Yıllarca YÖK’e en şiddetli muhalefeti yapan sol kesimler bile YÖK savunucusu oldu çıktı.
       Örnekleri çoğaltmak mümkün ama gerek yok. Önemli olan şimdi yine aynı tehlikenin baş göstermiş olması.
       
TEFTİŞ KURULLARI TARTIŞMASI
       Kamu Yönetim Reformu tasarısında şu anda ön plana çıkan tartışma konusu teftiş kurullarıyla ilgili değişiklik. Tasarı özetle Maliye Müfettişleri, Başbakanlık Denetleme gibi kurulları lağvediyor. Yerine kamu kurumu yönetiminin atayacağı bir iç denetçi, bir de Sayıştay’ın görevlendireceği dış denetçi geliyor.
       Bu değişikliğe başta teftiş kurulları olmak üzere pek çok ilgiliden itiraz var. Hatta bir dönem Sayıştay Başkanlığı yapan AKP’li Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül bile teftiş kurullarının kapatılmasının yanlış olacağını savunuyor. Kamu kurumu yöneticisinin belirleyeceği denetçinin gerçek bir teftiş yapmasının mümkün olmadığını pek çok kişi savunuyor. Denetçi kim olacak, nasıl seçilecek, amirinden bağımsız nasıl çalışabilecek, kaldı ki suçlama yöneticiyle ilgiliyse ne olacak, gibi pek çok sorunun cevabı ortada yok.
       Bu haklı itirazlara rağmen Hükümet cephesinde yine bir inat görüyoruz. Diyorlar ki “Bugüne kadar teftiş kurulları denetledi de ne oldu? Yolsuzluklar mı önlendi, sorumlular mı cezalandırıldı?”
       Bu inat haklı eleştirileri karşılayabilecek bir cevap değil. Kaldı ki pek çok teftiş kurulu üyesinin haklı isyanı var; “Yolsuzlukların ortaya çıkmamasının nedeni teftiş kurullarının yetersizliği değildi. Pek çok teftiş raporu hazırlandı ancak bunların bir kısmı siyasetçiler ve onların atadığı yöneticiler tarafından işleme konulmadı!...”
       Sonuç itibariyle ortada cevapsız sorular ve ciddi kaygılar var. Eğer Hükümet yine eleştirilere “güvensizlik kaynaklı muhalefet” deyip kulak tıkarsa, aynı noktaya gidilecek. Ortaya merkeziyetçiliği ve bugünkü hantal yapıyı savunmak durumunda olan ciddi bir muhalefet çıkacak.
       Hükümet, eleştirilere önyargılı olsalar bile kulak vermek ve hataları düzeltmek zorunda.
       Zaten o çok ihtiyaç duyduğu toplumsal güvenin yolu da burdan geçiyor.
       

Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü
 
       
   
MSNBC News Tehdit değil ikna gerekiyor!...
MSNBC News Talabani Başbakan Kürdistan şampiyon!
MSNBC News Meclis tezkere ile açılacak
MSNBC News "Mösyö, sadece seyircinin eğitimli olması yetmez!..."
MSNBC News Bakan Gül kimi tehdit ediyor?
MSNBC News Oydaştırabildiklerimizden misiniz, oydaştıramadıklarımızdan mısınız?
MSNBC News Yerel seçim referandumla birleşirse?...
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları