|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
ABDnin Türkiyeden asker istediği günden beri Washingtonla Ankara arasında yaşanan bir sıkıntı var. Ankara her seferinde Şu işin detaylarını konuşalım, uzlaşmaya varalım, biz kararı ondan sonra alalım diyor. ABD ise 1 Mart tezkeresinde yaşananları hatırlatarak Önce yetkiyi alın, daha sonra detayları konuşalım cevabı veriyor. Neden? sorusuna ise cevapları açık: 1 Marttan önce aylarca uğraştık, yüz sayfalık mutabakat metni hazırladık ama size Meclisten geçiremediniz. Boşa kürek çekmiş olduk. Bu sefer aynı şeyi yaşamak istemiyoruz. İşte bu anlaşmazlık nedeniyle Dışişleri de Genelkurmay da bugüne kadar ABDden istediği detay cevapların hiç birini alamadı. ÖNCE YETKİ SONRA MÜZAKERE Direnişi kıramayan Ankara sonunda Washingtona hak verdi, onların tercih ettiği yöntemi kabul etti. Önce, tıpkı Afganistana asker gönderildiği dönemde olduğu gibi Meclisten yetki istenecek. Iraka asker gönderme konusunda yetki alan Hükümet hemen ardından ABD ile müzakere masasına oturacak, Buyrun, burada varacağımız uzlaşmayı hayata geçirmek için yetkim var diyecek. Kulislere sızan bilgilere bakılırsa, hükümet yetki tezkeresini bu hafta sonu ya da önümüzdeki hafta başı Meclise göndermeyi planlıyor. Böylece yeni yasama döneminin ilk veya ikinci haftasında Meclis yetki tezkeresini görüşebilecek. Yani sanıldığının aksine Hükümet ağırdan almıyor, tam tersine süreci hızlandırmaya çalışıyor. YETKİ ALMAK HUKUKEN MÜMKÜN Hükümetin görüş aldığı pek çok hukukçuya göre böyle bir yetki almak hukuken mümkün. Son örneği Afganistana barış gücü gönderilirken yaşanmıştı. O dönem Meclisten çıkan tezkerede Afganistana ne kadar ve hangi koşullarda asker gönderileceğine Bakanlar Kurulunun karar vereceği hükmü vardı. Ancak Meclis hukukçularının dikkat çektiği bir nokta va: Tezkerede süre sınırı olmak zorunda. Askerin Irakta ne kadar süre görev yapacağı olmasa bile tezkerenin kendi geçerlilik süresi olması gerekiyor. Dolayısıyla bu da, tezkere yenilenmedikçe askerin maksimum görev süresi oluyor. YETKİ ALMAK SİYASETEN ZOR Yetki tezkeresi hukuken mümkün görünüyor, en azından sorunlar aşılabilir nitelikte. Ancak bu tezkereyi geçirebilmek siyaseten mümkün mü? sorusu gündeme geldiğinde iş biraz daha çetrefilleşiyor. Bir kere, Iraka asker gönderme tezkeresinin çok detaylı olması gerektiğini düşünenler ezici çoğunlukta. Iraka asker göndermek Afganistana asker göndermeye benzemez diyenler, Türk askerinin nerede, hangi koşullarda ve hangi görevleri yapacağı gibi soruların cevabının mutlaka tezkerede yeralması gerektiğini dile getiriyorlar. Yine aynı isimler, 1 Martta tezkerenin reddedildiğini hatırlatarak Böylesine hassasiyet taşıyan bir konuda, yasamanın karar verme yetkisini yürütmeye devreden bir tezkereyi Meclisten geçirmek siyasi etiğe de yakışmaz yorumunu dile getiriyorlar. Ancak bu itirazlara rağmen Hükümet yetki tezkeresini Meclise getirirse ne olur? Hükümet üyelerinden yansıyan hava; Fire endişemiz yok. Biz Meclise güveniyorsak Meclis grubumuz da bize güvenecektir şeklinde... Olası fire sayısını tahmin etmek güç. Abartılı rakamlara kulak asmamak gerekiyor, ama aynı şekilde fire olmayacağını söyleyenler de gerçekci değiller. Böyle bir durumda Meclis Başkanı Bülent Arınçın tavrı önemli. Önceki tezkereye şiddetle muhalefet eden Arınç bu sefer suskun. Ancak sessizliğini tezkereye evet diyecek şeklinde deşifre etmek de zor. Arınçın, hele yetki tezkeresine muhalefet etmesi daha büyük olasılık gibi görünüyor. Şimdiden Arınça yakın isimler Pek usulden olmamasına rağmen gelen tezkerede önergeyle değişiklik yapabiliriz mesajı veriyor. Ancak Hükümetten yansıyan mesajlar sorun çıkmayacağı yolunda. Başbakana yakın bir isim perspektifi şöyle çiziyor: Meclisin ilk açıldığı hafta veya engeç ikinci haftanın başı tezkere çıkar. Hükümet bu yetkiyle ABD ile masaya oturur. Masada askerler de olur. En fazla bir hafta- 10 gün müzakereler sürer. Bu arada BM de ABDnin yeni müracaatı konusunda kararını verir. Olumlu olursa Hükümetin işi kolaylaşır, ama olmazsa fikri değişmez. Müzakereler bittikten sonra Çankaya Köşkünde zirve yapılır. Askerler ve hükümet zirvede Cumhurbaşkanı Sezeri ikna ederler. Zaten tezkere Meclisten geçmişse Cumhurbaşkanının ikna olmaktan başka şansı yok, çünkü veto yetkisi yok. Tüm bunlar Ekim ayının ikinci yarısına yetişir. Manzara bu... Ama yine de kesin konuşmak zor. Biz böyle çook perspektif çizenler, takvim belirleyenler gördük. Sonra rüzgar esti, kar yağdı, hepsinin planı elde kaldı... Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
Oydaştırabildiklerimizden misiniz, oydaştıramadıklarımızdan mısınız? Yerel seçim referandumla birleşirse?... Zirveden çıkan oydaşma mı, oynaşma mı? Öğrenmemek kadar bilmemek de suçtur Son tahlilde 'Buna da şükür' Bakan Gül kimi tehdit ediyor? |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||