 |
|
|||||
 |   |  |  | |||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||
  |
 |
|||||||
|
|||||||
|
|||||||
| Bu bardağın yarısı boş yarısı dolu meselesi değil. Süleymaniye olaylarını araştıran komisyonun raporunu iyi tarafından ya da kötü tarafından görmek meselesi ise hiç değil. Olaya, “yapılabileceğin en iyisi yapıldı mı?” diye bakmak lazım. Elbette her vatan evladı Amerika’nın açıklamada nedamet getirmesini “Büyük eşeklik ettik, bir müttefiğe yakışmayan halt yedik” demesini isterdi. İsterdi de, iki ülke ilişkilerinin geldiği bu noktada ve de son tahlilde bunun mümkünü yoktu. Çünkü Türkiye’nin elinde bunu Amerika’ya söyletecek ne kozu var ne gücü.... Elbette pek çok şey yapabilirdi Türkiye, Amerika’nın canını yakmak da mümkündü, delikanlıca kavga etmek de... Ama öyle asıp kesmeyle, Amerika’ya küsmeyle, “özür diletmek” mümkün değildi. O nedenle Amerikalıların üzgün olmasına da çok üzülmemek gerekiyor. Bugün üzülürler, becerebilirsek yarın özür dilerler. TÜRK ASKERİ VARLIĞINA EVET Açıklamada asıl önemli olan her iki tarafın herhangi bir faaliyete geçmeden önce güvenlik ve istikrara ilişkin bilgi paylaşımını uygun kanallardan yapma konusunda mutabık kalmalarıdır. Ayrıca tarafların aralarındaki koordinasyonu geliştirmek için ilave önlemler alma kararı da son derece faydalıdır. Açıklamada önlemlerin ne olduğu yeralmamakla birlikte Orgeneral Büyükanıt’ın açıklamalarından Irak’ta Türk irtibat subaylarının görev yapacağını öğreniyoruz. Bu iki karar, yani istihbarat paylaşımı ve Türk irtibat subayları görevlendirilmesi, Amerika’nın Irak’taki Türk askeri varlığının devamına “evet” dediğinin net ifadesidir. Ki bu bence Amerikalıların özür dilemesi kadar hatta ondan da daha önemlidir. Çünkü Türkiye’nin Irak’tan siyasi olarak adım adım dışlandığı bir dönemde askeri olarak varlığının devamı hayati önemdedir. Türkiye’nin siyasi olarak dışlandığı yorumunu abartılı bulanlar olabilir. Ama bir iki örnek bile bunu ispata yetecektir. Kendini ve politikalarını Türkmenlere endeksleyen Türkiye, Türkmenlerle birlikte yavaş yavaş dışlanıyor. Önce Kerkük’te iki ay önce valilik seçimleri Kürt adayın kazanacağı şekilde dizayn edildi. Türkmen nüfusun çoğunlukta olduğu Kerkük’te valilik seçimlerini Talabani’nin adayı kazandı. Üstelik zevahiri kurtarmak için vali yardımcısı seçilen Türkmen de Talabani yanlısı Türkmen partisinin üyesiydi. Böylece Kerkük’te Türkmenlerle birlikte Türkiye’de kaybetmiş sayıldı. TÜRKİYE TÜRKMENLERLE KAYBEDİYOR Kerkük’te kaybeden Türkmenlerin ve Türkiye’nin Bağdat’ta kazanması zaten beklenemezdi. Nitekim, yeni açıklanan Irak Geçici Hükümet Konseyi’nde Türkmenler ve Türkiye adına çok ciddi bir mağlubiyet yaşandı. Türkiye’nin baştan beri Irak’ta Türkmenlere oynadığı ve Türkmenler içinde de Irak Türkmen Cephesi lideri Sanan Ahmet Ağa’yı seçtiği düşünülürse, 25 kişilik Irak Geçici Hükümet Konseyi’nde Türkmenlere tek bir koltuk ayrılması ve o koltuğa da Türkiye’nin tanımadığı Songül Hanımefendinin atanması tam bir yenilgidir, tam bir dışlanmadır. Dışişleri Bakanlığımızda Songül Hanımın bir dönem Irak Türkmen Kadınlar Birliği Başkanı olduğu dışında dişe dokunur bir bilgi olmaması da ayrı bir elem vesilesi. Daha kadıncağızın ismi konusunda bile net bilgi yok. Bir kaynağa göre Songül Çabuk, bir başka kaynağa göre Songül Çatuk, Anadolu Ajansı’na göre ise Şengül Şapuk. Allah Kabul etsin. KİM BU TÜRKMENLER? Bu arada Allah aşkına biri çıksa bize şu Irak Türkmenlerini bir anlatsa. Kaç Türkmen vardır, kaç Türkmen partisi vardır, bunlardan hangisi Talabani yanlısıdır, hangisi Barzani yanlısı ve dahi hangisi Arap Şiilerle birlikte hareket etmektedir?.. Şu bizim bıyıklarına adam asılabilen Sanan Ağa’mızın Türkmenler içindeki ağırlığı bıyıklarıyla orantılı mıdır? Dışişlerimizden biri bize anlatsa...Dahası Türkmenlerin ne kadarı gerçekten Türkiye yanlısıdır. Yalnız lütfen oraya çeşitli kisveler altında gitmiş Türkiyeli ülkücü kardeşlerimizi bize Iraklı Türkmenler diye yutturmaya çalışmasınlar, çünkü bu dolmayı artık Amerikalılar bile yutmuyor. Türkmenler diye diye Kürtleri rakibimiz haline getirdik, şimdi Talabani ve Barzani’nin her kazanımı, Türkiye’nin kaybı oluyor. Tabii Irak Geçici Hükümet Konseyi kurulurken Barzani ve Talabani’nin istediklerini elde ettiklerini söylemeye gerek bile yok. Kısaca Türkiye Türkmenler vasıtasıyla Irak’ta siyasi olarak dışlanıyor. Bu nedenle askeri varlığımızın devamına evet diyen Ortak Komisyon açıklamasına bakıp bakıp “Buna da şükür” demek gerekiyor...Hiç olmazsa askeri olarak bir süre daha varolabileceğiz. Ümit SEZGİN...NTV ve CNBC-E Ankara Haber Müdürü | ||||
| |
|||
 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında |
|||
| |
|||
 |
|
 |
|||||||||||||||
   |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
 | |||||||||||||||||
