Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Yeni Kürt politikası ve KADEK’in değişimi
 
Zor kararlar arifesinde Ankara... Artık uzaktan, kendi sınırından seyrettiği Irak’ta güvenliğini ve çıkarlarını kollamak zorunda. Bunun için de “yeni bir Kürt politikası” oluşturmak durumunda...
 
Ankara
NTV-MSNBC
 
12 Kasım 2003—  Birinci tezkere döneminde bizim, ikinci tezkere döneminde de ABD’nin hataları nedeniyle Türkiye artık Irak’ı “uzaktan seyretmek” zorunda.

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  Geçmişe yönelik tartışmalar artık tarihçilerin işi...
       Siyasetçilere düşense bundan sonra Türkiye’nin ne yapması gerektiği sorusuna cevap bulmak.
       Savaş öncesinde öngörülmeyen bir durum var Irak’ta. ABD, Barzani’nin deyimiyle kurtarıcı konumundan işgalci durumuna düştü. Irak Geçici Yönetim Konseyi bir yandan ülkedeki tek ulusal otorite, ancak öte yandan pek çok konuda yetkisi yok. Konsey bu yetki eksikliği nedeniyle bir anlamda ABD’nin güdümünde, ama bir yandan da ABD’nin kuklası denemeyecek kadar da “bağımsız”. İşte ABD’ye rağmen Türk askerinin gelişini engelleyebildiler.
       Kürtlerin konumu da enteresan. Halen ABD’nin ülkedeki en büyük müttefiki konumundalar. Geçici Yönetim Konseyi’nde etkin durumdalar. ABD dışında silah taşıma yetkisine sahip tek güç peşmergeler, Kürtlerin elinde.
       Ancak Irak’ın bütünündeki etnik ve dini yapı gözönüne alınırsa Kürtlerin uzun vadede ülke genelinde bu konumlarını sürdürmeleri mümkün değil. Buna karşın, Kerkük hatta Musul dahil Kuzey Irak’ta artık tartışmasız tek otorite haline geldikleri çok net. Irak’ın bütünlüğü korunabilirse, federal bir yapı içinde Kuzey Irak’ın kayıtsız şartsız tek hakimi olacaklar, ülkenin kalan bölümü için de söz hakları belli bir önem taşıyacak. Irak bölünürse, ABD desteğinde bir Kürt devleti kurulması da en büyük ihtimal.
       
YENİ KÜRT POLİTİKASI ŞART
       Cesur olmak, açık konuşmak zorundayız. Artık güneydoğu sınırımızın ötesinde öyle ya da böyle bir Kürdistan var. En iyi ihtimalle de üniter bir Irak içinde federatif bir yapı olacak.
       Gelinen noktada Ankara, yeni bir Irak politikasıyla birlikte yeni bir Kürt politikası belirlemek durumunda. İç politikada ve dış politikada yeni kararlar almak, ciddi adımlar atmak zorunda.
       İç politikada yeni adımlar atmak gerekiyor, çünkü Prof. Baskın Oran’ın da dediği gibi Kuzey Irak sorunu Türkiye’nin yalnız dış politika değil aynı zamanda iç politika sorunudur.
       Türkiye’nin endişesi nedir? Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin kurulduktan sonra Türkiye’den toprak talep etmesi ve bu amaçla Türkiye’ye saldırması mıdır? Bunun olamayacağını herkesten çok ve herkesten önce Barzani ve Talabani bilir. Böyle bir risk yok.
       Pekii asıl korku ne?
       Asıl korku böyle bir Kürt devleti kurulduktan sonra Türkiye’de yaşayan Kürtlerin bu devletle birleşme talebinde bulunmasıdır... Yani asıl sorun Türkiye’nin kendi Kürtlerine güvenememesidir. İşte sorunu iç politakaya taşıyan da bu güvensizliktir.
       Türkiye, bu güveni nasıl sağlayacağı sorusunun cevaplarını bulmak zorundadır.
       Zor değil... Yıllardır bu cevaplar veriliyor aslında...
       Öncelikle demokratik hakların tam olarak verilmesi... Örneğin yasayla tanıdığınız Kürtçe kurs hakkını, işgüzar bir memurun “Bu kurs binasının kapıları 5 santim kısa kardeşim” diye geri almaya kalkmaması gerekiyor.
       Ayrıca bölge ekonomisine daha büyük önem vermeniz gerekiyor. Yatırım teşvikleri, ticaretin canlandırılması gibi bilinen yöntemleri sahtekarlara bırakmadan cidden uygulamak da bunun için yeterli olacaktır.
       Çok detaya girmeye gerek yok. Demokratik haklarını alan, karnı doyan hangi Kürt, Türkiye Cumhuriyeti dururken, feodal ağırlıklı olacağı şimdiden belli, ekonomisi son derece zayıf Kuzey Irak’taki Kürt yapılanmasını tercih eder?
       Sonuç; Kürt kökenli vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlılığı, askeri ve polisiye önlemler dışında yöntemlerle sağlanmalı, Türkiye Cumhuriyeti de böylece kendi Kürt vatandaşına güvenebilmeli.
       
KÜRT POLİTİKASI PKK’YA ENDEKSLENEMEZ
       Sorunun dış politika boyutuna gelince; Kuzey Iraklı Kürtlerle ilişkilerimizi PKK’ya endekslemekten kurtarmak zorundayız.
       Kuzey Iraklı Kürtlerin de PKK’nın da bağımsızlık hayalleri vardır, ama aynı şey değildir.
       Unutmayalım ki, KDP ve KYB’nin yöneticileri bağımsızlık hayallerinin uzun yıllar gerçekleşemeyeceğini düşünmekte, bunu bir ideal olarak taşımaktadırlar. Yine Barzani ve Talabani bu bağımsızlığı silahlı mücadeleyle, örneğin Türkiye’yle ya da İran ve Suriye’yle savaşarak kazanamayacaklarını bilmekte ve bunu açıkca dile getirmektedirler.
       Oysa PKK yıllarca tersini düşündü ve uygulamaya kalkıştı. Bu nedenle yalnız Türkiye’yi değil KDP ve KYB’yi de net biçimde karşısına aldı. Peşmergelerin yıllarca Türk askeriyle birlikte PKK militanlarına karşı savaştıklarını unutmayalım. Yine bir kaç gün önce Haftanin’de PKK militanlarıyla çatışanlar ABD askerleri değil peşmergelerdi. Ölen bir Irak polisi de yine peşmergeydi.
       Kuzey Irak’lı Kürtlerin PKK’yla savaşması Türkiye sevdasından değil elbette... PKK’nın kendileri için de bir tehdit olduğuna inanıyorlar. Marksist-Leninist yapıdaki bir PKK, hele bir de ABD dahil pek çok ülkenin terör listesine girdikten sonra Kuzey Irak’a ancak bela taşır, bunu biliyorlar.
       Bu galiba birileri tarafından PKK’ya da anlatıldı ki, şimdi KADEK’i feshedip, Leninist yapıdan uzak yeni bir örgütlenme kararı aldılar. Çünkü KADEK’in PKK’daki Leninist yapıyı aynen taşıdığını bizzat Kongre’de Cemil Bayık söylüyor.
       Galiba birileri onlara “Kardeşim bu Leninist yapıyla ne terörist sıfatından kurtulursunuz ne de uluslararası camiada kabul görürsünüz. Siz en iyisi demokratikleşin, böylece belki Kuzey Irak’ta önümüzdeki süreçte yaşama şansı bulursunuz” aklını verdi.
       Bu tüyo ABD’lilerden mi geldi, Avrupalılardan mı bilemem. Ama geldiği kesin...
       Türkiye’nin yapması gereken Barzani ve Talabani’yle yeniden daha sıcak ilişkiler kurmak. PKK’yla mücadele edilecekse yine peşmergeler edecek, ABD’liler değil, bu belli oldu.
       Ayrıca bu sıcak ilişki yalnız PKK ile mücadele için kurulmamalı. Herhangi bir sınır komşumuzla ilişkilerimiz neden iyi olmak zorundaysa, Kürtlerle de o nedenlerle iyi olmak zorunda. Kısacası artık onlar bizim “komşumuz”.
       

Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü
 
       
   
MSNBC News Güvensizlik kaynaklı muhalefet ve AKP inadı
MSNBC News Avrupalı Mösyö Lucescu?...
MSNBC News Tehdit değil ikna gerekiyor!...
MSNBC News Talabani Başbakan Kürdistan şampiyon!
MSNBC News Meclis tezkere ile açılacak
MSNBC News "Mösyö, sadece seyircinin eğitimli olması yetmez!..."
MSNBC News Bakan Gül kimi tehdit ediyor?
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları