|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Kimilerine göre Kıbrıs seçimlerinde Ankara açısından en kötü senaryo gerçekleşti ve seçimden net bir iktidar çıkmadı. Oysa farklı düşünmek, Tam da Ankaranın istediği oldu demek mümkün. ANKARA NE İSTİYORDU? Başlangıçtan beri AKP iktidarı, Denktaş ve yandaşlarının çözüm yolunda biraz daha esnek olmasını, Ankarada üretilecek çözüm önerilerine çok direnmemesini diliyordu. Bu nedenle seçim kampanyası öncesinde ve ilk dönemlerinde Ankaranın muhalefete açık desteği vardı. Ancak Kıbrıstaki muhalif partiler son derece stratejik bir hata yaptılar. AB ve ABDnin açık bir şekilde desteğini aldıktan sonra seçimi adeta Annan Planının referandumuna çevirdiler. Bunu yaparken de ipin ucunu kaçırıp, gerekirse Ankaraya rağmen çözüme evet diyeceklerini açıkladılar. Bu meydan okuma yalnız AKP iktidarının değil, askerler dahil Ankarada devletin büyük bölümünün tüylerini diken diken etti. Çünkü Ankaranın şu aşamada isteyeceği en son şey KKTCnin denetimden çıkması, başına buyruk davranmasıdır. CTP-BDH cephesinin Türkiyenin rıza göstereceğinin çok ötesinde bir boyutta Annan planına evet diyeceklerini açıkladıkları dönemde gelen kamuoyu yoklamaları da Ankarayı ürküttü; AB ve ABDnin desteğiyle muhalefet ciddi oy farkıyla önde gidiyordu. Ankara devreye girdi. Önce UBP iktidarına ekonomik destek verildi. Başbakan Erdoğan Adaya giderek Denktaşa desteğini ortaya koydu. Bu da yetmeyince Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener kurmaylarıyla beraber Lefkoşayı ziyaret etti. Tüm bu girişimler Adada dengeyi sağlamaya yetti ve ortaya aslında planlananın ötesinde bir sandalye dağılımı çıktı. Ankaranın iktidar ya da muhalefet diye çok önemsediği bir tercihi yoktu. Önemli olan hükümeti kuracak olanların ezici bir üstünlüğe sahip olmaması, Ankarayla iyi geçinmek durumunda kalmasıydı. 25e 25lik bir kilitlenme istenmiyordu tabii ama sonuçta Ankaranın istediği oldu. YİNE DENKTAŞ VE ANKARA DEVREDE Seçimden Ankara kadar istediğini alan bir başka isim de KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş oldu. Eğer muhalefet hükümet kurabilecek çoğunluğa ulaşabilseydi, görüşmeciliği kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan Denktaş şimdi yeniden kilit noktada. Üstelik kurulabilecek herhangi bir koalisyonun anahtarı da oğlu Serdar Denktaştan geçiyor. Yani Talat-Akıncı ikilisi hükümet kurmak istiyorsa, baba oğul Denktaşlarla uzlaşmak zorundalar. Bu da Denktaşın görüşmeciliğe devam edeceği anlamına geliyor. Derviş Eroğlununsa hükümet kurabilme şansı yok gibi görünüyor. Bunun yolu muhalefet partilerinden birini koalisyona girmeye ikna etmesi demek ki, neredeyse imkansız. Kaldı ki bu senaryo gerçekleşse bile yine oğul Denktaş hükümette, baba Denktaş da görüşmeci koltuğunda olacak. ERKEN SEÇİM KİMSEYE YARAMAZ Mehmet Ali Talat-Mustafa Akıncı ikilisi Denktaşları içlerine sindiremedikleri ve onlarla birlikte olurlarsa söz verdikleri adımları atamayacaklarını bildikleri için, seçim sonuçları açıklandığı andan itibaren erken seçimi bir ihtimal olarak dillendirmeye başladılar. Biraz Denktaşa gözdağı amacı olsa da, erken seçimi ciddi ciddi tercih edebilirler. Ancak Ankara da Denktaş da erken seçim istemiyor. Yeni seçim Mayıs 2004 kadar kalan kısa sürenin harcanması demek. Şimdi atılacak adımlar açıkça görünüyor: Denktaş, seçim öncesinde söylediği Muhalefet ezici üstünlük sağlamazsa hükümet kurma görevini vermem sözünü unutacak. Nitekim ilk sabah yaptığı açıklamada bunun işaretini verdi ve Hükümeti kim kurabilecekse görevi ona veririm dedi. Bu hafta seçim sonuçlarının resmileşmesi işlemleriyle geçerken, Denktaş oğlu Serdar Denktaşa koalisyona giriyorsun talimatını verecek. Aslında Serdar Denktaşın böyle bir talimata çok ihtiyaç duymadığı da ortada. Seçim öncesinde bile gerekirse koalisyona hazır olduğunun sinyallerini veriyordu. Asıl önemli olan Talat-Akıncı ikilisinin Serdar Denktaşla koalisyona ikna edilmesi... Bu görev de Ankaraya düşüyor. Muhtemelen önümüzdeki hafta Abdullah Gül, Japonyadan döndükten sonra Lefkoşanın yolunu tutacaktır. Mehmet Ali Talatın Ankarayı ziyareti de gündeme gelebilir. Bu görüşmelerde Talattan Serdar Denktaşa evet demesi, Rauf Denktaşın da görüşmeciliğinin devamına itiraz etmemesi istenecek. Karşılığında iki şey önerilebilir; Bir, Talatın da Denktaşla beraber görüşmeci sıfatı kazanması İki, yeni planın hazırlanışında Talat ve arkadaşlarının da aktif biçimde rol alması... Talat ve Akıncının bu önerilere hayır deyip, erken seçimde direnmesi de pek akılcı görünmüyor. Çünkü yeni bir seçimin kime ne getireceğinin de garantisi yok. DENKTAŞ DA DİRENEMEZ Ankaranın bu seçim sonucundan bir başka kazancının da Denktaşın aldığı yara olduğu unutulmamalı. Zaman zaman AKP hükümetine yönelik sert çıkışlar yapan, Gerekirse Anadoluya çıkar halkı arkama alır yollara düşerim diyebilen Denktaş, bugün kilit bir konumda olsa bile yeniktir. Seçimde bir cumhurbaşkanı tarafsızlığının çok ötesinde, tüm ağırlığını iktidardan yana koyan Denktaş iddia ettiği ezici çoğunluğu sandıkta görememiştir. Desteklediği iktidar partileri çok büyük oranda oy kaybederken, muhalefet oy patlaması yapmıştır. Böyle bir Denktaşın da Ankaraya ve Kıbrısta kurulacak yeni hükümete rağmen çözüme direnmesi pek mümkün olmayacaktır. Sonuç itibariyle Ankara karlıdır. Bir yandan Denktaşın direnişi zayıflayacaktır, öte yandan Mehmet Ali Talat ve arkadaşlarının gözü kara evetçiliği dizginlenecektir. Şimdi önemli olan biran önce hükümeti kurdurmaktır. Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
Soruşturma komisyonlarının önündeki iki risk Mesaj alındı, saflar belirlendi... Yeni Kürt politikası ve KADEK'in değişimi Güvensizlik kaynaklı muhalefet ve AKP inadı Tehdit değil ikna gerekiyor!... Talabani Başbakan Kürdistan şampiyon! Meclis tezkere ile açılacak |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||