| | | |
“Umudu solmuş nineye,
Sütü kesilmiş anneye
Açlıktan ölen bebeğe
Ekmeği bölmek istedim”
Abdullah ORAL (SUÇ şiirinden)
Bundan yirmi yıl öncesine kadar bilgi akımı ve yayımı çok zor ve kıt olduğu için özellikle geri kalmış ülkeler kendi durumlarını ve diğerleri ile kıyaslamayı tamamen tanrıya bırakmışlardı. Son 10 yıldır bilgi akışının ulaştığı hız, bütün fakirlerin aklını gökten yere indirdi. Birleşmiş Milletler’in 2002 istatistiklerinden örnek bazı ülke bilgilerini aldım. Fert başına milli gelir Brundi’de 110 dolar, Sierra Leone’de 130 dolar, Niger’de 130 dolar, Bangladeş’te 370 dolar iken ABD’de 34100 dolar, Japonya’da 35020 dolar ve İngiltere’de 24430 dolar’dır. Son yıllarda yaşanan ciddi terör olaylarının ve savaşlarının bence temelinde bu haksızlığa baş kaldırış var.
“Biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar.” Aile ve kişiler arası boyutta olan bu çok güzel atasözümüz, bugün artık, evrensel boyutta en güzel öğüt değeri kazandı. Elbette anlayanlar için.
ABD’nin son başkanı göreve geldiğinde, dünyaya ve ulusuna programını açıklarken çok önemli bir ilkesini de açıkladı. Diyordu ki, “Bundan sonra ABD dünyadaki sorunları değerlendirirken, çözümü için doğrudan kendi ülke menfaatlerini esas alacaktır. Başka ülkelerin arasındaki çatışmaların çözümü başkan olarak benim meselem olmayacaktır.”
Bu ilkenin o günlerdeki, muhatabı Ortadoğu Krizi yani Filistin, İsrail gerginliği idi. Çünkü ona göre önceki başkan Clinton yanlış yapmış ve bu sorunu dünyanın en ciddi sorunu ve bütün sorunların kaynağı varsayarak, iki dönem başkanlığında, hem kendisini, hem de ABD kaynaklarını o soruna yönlendirmişti.
Sonuçta bana göre 11 Eylül bugünkü ABD Başkanı’nın politikasına karşı birilerinin çok ağır bir protestosu olarak oldu, bitti. Ve elbette ki insanlık için faturası ağır oldu. Üstelik ABD Başkanı o ilkesinden tam dönüş yaptı ve bırakın varolan bu sorunla ilgilenmeyi, dünyanın neresinde olursa olsun gelecek sorunların bile kendi sorunu olacağını ilan etti. İlan etmekle kalmadı silaha sarıldı ve belki de yüzyıl savaşlarına taş çıkaracak bir harekata kalktı. Bu maceranın ne zaman biteceğini, öngörüşü en üstün devlet adamları ve merkezler çözemez oldular.
Aslında herkes görüyor ki, gerçek tablo dünya gelirinin ‘aslan payını’ ele geçiren ve bir türlü gözü doymayan zengin ülkelerin, geleceklerini daha fazla garantiye almak için güçlerini ve acımasızlıklarını sonuna kadar kullanmak isteğinden başka bir şey değildir.
Türkiye’de de aynı sorun bütün olayların asıl nedeni bence. Son seçimde geçmiş partilerin tümünün tasfiyesindeki temel neden, ülke gelirinin paylaşımındaki akıllara sığmayan, adaletsizlik ve haksızlıktır.
Bazı hesaplamalara göre gayri safi milli gelirimizin yaklaşık yüzde 80’i, nüfusun yalnızca yüzde 7’sinin eline geçmektedir. Fert başına milli gelirimiz kabaca 3100 dolar. Bir yılda eline 100-200 dolar geçen nüfus, toplam nüfusumuzun yarısından fazladır. Rakamlar böyle gösteriyor. Öte yandan her gün 250 doları rahatlıkla harcayan ve 100 doları bahşiş diye veren genç iş adamlarımız var.
Halkımızın kırsal kesiminde ve kentlerimizin çevre insanlarında, servet düşmanlığı yok da, büyük bir kin ve nefret var.
Hadi bu kez sandıkta patladı bu nefret ve kin. Evrensel boyutta elimizden bir şey gelmeyebilir. Kendi ülkemizde olsun, ülkeyi yönetenlerimiz ve zenginlerimiz gelin lütfen buna bir çözüm bulun. Yoksa...
| |
Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
Bu savaş önlenmeli
