Home page
Haber Menüsü


e-posta göndermek için resme tıklayın.
 
Yapısal değişimin acıklı yanı
 
TPAO’nun sahada çalışan 800 işçiyi işten çıkarmasına Türk-İş Başkanı Bayram Meral çok sert tepki gösteriyor.
 
Erol Çevikçe
NTV-MSNBC
 
21 Haziran—  Başkan herzaman yaptığı gibi Hükümeti hedef alıyor ve ciddi tehtidler savuruyor. Bu sert tehditleri uzun bir süredir ne duyan var ne de bunlara aldırış eden var. Zaten Türk-İş Başkanı, Hükümete tehdit savurmaktan başka, sonuç alıcı yapacak bir işi kalmadığını kendisi de iyi biliyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Ecevit’in “İşçi Babası” sıfatını hakkettiği 274-275 sayılı grevli- toplu sözleşmeli çalışma yasalarını çıkarmadan önce, Tarihi Saraçane Mitinginde rahmetli Seyfi Demirsoy’un “bu yasalar çıkacak çünkü; Ankara’da Türk-İş var” dediği Türk-İş, artık Ankara’da var mı-yok mu bilemiyorum. Ama bir şeyi iyi biliyorum, bugün artık çalışan toplam sanayi işçisinin, ancak %10’u Türk-İş’e kayıtlı, yani örgütlü, yani sendikalı. Son on yılda bu oranın %55’lerden buraya düştüğünü de ayrıca unutmayalım. Ciddi bilgilere göre Hak-İş’in üye sayısının 30 bin dolayına, DİSK’in ise 25 binlere düştüğü de bir gerçek. 25 milyon insanın emeği ile geçinmeye çalıştığı bu ülkede bu bilgiler çok, çok acı bir durumu yansıtıyor.
       1995 seçimlerine giderken, Çiller hükümetinin sıfır zam politikasına karşılık Türk-İş yaygın bir grev uygulamasına kalkmıştı. O günlerde sevgili Bayram Meral’le yaptığım görüşmelerde, artık grevleri sürdüremeyecekleri endişesiyle Türk-İş’in bu sorunun biran önce çözülmesi için bizden destek istediğini unutmam. Ancak Başbakan hiç oralı olmadığı için grevler uzadı gitti. CHP’nin bir erken seçim hükümeti için Çiller’le müzakeresinde 3 koşuldan biri, işçiye %10 zam verilmesi idi. DYP’yi sonunda zorla ikna ederek istenen zam kısa sürede sağlandı ve sonra seçime gidildi. Seçime iki hafta kala Türk-İş ve DİSK yönetim kurullarından Sosyal Demokrat “CHP’ye oy yok” kararı çıktı ve CHP’ye karşı kampanya sürdürüldü. Sonuç hatırlanır, sanki CHP’nin o gayretinin karşılığı, ağır bir bedel ödemek oldu.
       Ülkemizin bu günkü durumuna bakıyorum ve Türk-İş’in, DİSK’in yok olmakta olduklarını görmekten, inanın sevgili okurlar 1970’lerin inançlı sosyal demokrat politikacılarından biri olarak derin üzüntü duyuyorum. Solcu aydınların, solcu yazar çizerlerin hatta Sosyal Demokrat işadamı sanayicilerin özellikle Bel Kemiksiz Eski Tüfekler tarafından “çocukluk hastalığından hala kurtulamadıkarı” suçlamalarına muhatap olmalarına, elbette ben de alınarak kızıyorum. Ancak ne olursa olsun bizimkisi kafa sorunu. Oysa emeği ile geçinmeye çalışan yarı nüfusumuzun ekonomik durumunun göreceli olarak, çok kötü olması karşısında, bu kızgınlık ve üzüntü sözlerimiz, aslında biz politikacıların sorumluluktan kaçmak için arkasına saklandığımız ayıp ve boş sözlerdir. Ne yapsın Türk-İş Başkanı, o da tehditkar nutuklar atarak hiçyoksa aidatını aldığı işçisinin şişini indirdiğini ve öylece görevini yaptığını sanıyor.
       Ülkede yapısal değişimin hızla yaşandığı son iki yıldır, bankacılık, özelleştirme, devletin küçülmesi, destekleme alanının daraltılması gibi konularda olumlu sonuç alınırken, bunun ağır faturasını devlete muhtaç ve fakir kesimler ödediler, daha da ödeyecekler. Emeğini Devlete doğrudan satan Kamu İşçilerinin Sendikal Haklarının zamanla kağıt üzerinde kalacağı, belki de uygulamada yok olacağını görüyorum. 1961 Anayasası’nı yaşayan benim kuşağımın, bu acı gerçeği de yaşarken görmesi kadar ağır bir yenilgi ve hüzün olamaz.
       
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları