|
Yağma yok, artık ben 1 yıl sonrasını tahmin edemem; dünyanın teknoloji sayesinde kapıldığı hızlı değişim nelerin olacağını tahmin etme imkânını, insan denen küçük yaratığın elinden aldı. Buna benzer bir yanıt verir Paşa. Okurlar bilirler, 1930ların başında, bir Alman gazeteci ile söyleşisinde Atatürk Hitlerin dünyanın başına II. Dünya Savaşı belasını açacağını, sonunda kaybedenin Almanya olacağını söyler. 2000lerde ABDnin Başkanı, Irak Savaşı için son bir yıl içerisinde on kez Bu ay başlıyoruz, üç ay içerisinde Saddamın yerine geçici olarak kendi generalimi koyacağım diye, Beyaz Sarayda basın toplantısı yaptı. Dünya liderleri de ona göre öngörülerde bulundular. Askeri hazırlıklar, planlar için milyonlarca dolar harcadılar, harcamaya devam ediyorlar. 10 gün önce ajanslar; O gün gelinen noktada Dışişleri Bakanı Colin Powellın başarısından söz edip, Başkan şahinleri değil, Onu dinledi. Daha bir süre Ortadoğuda sıcak bir gelişme olmaz diyordu. Bugün aynı ajanslar Powellın, ABDnin Irak tarafından verilen raporu doğru kabul etmeyerek Körfeze asker sevkini hızlandırıldığını söylüyor. Bu yüzden dünyada ve Türkiyede borsalar bir kez daha altüst oldu. İsmet Paşanın, 30 yıl önce bu hıza ayak uyduramayacağını söylerken, içten tespitinin ne kadar doğru olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. Peki ne yapacağız; gelişmeler konusunda nasıl doğru karar vereceğiz. Elbette ki bizim kuşak Paşadan çok daha şanslı. Artık dünya Bilim Çağında. Dolayısıyla bilimsel olanaklar geleceği doğruya yakın tahmin etmek için çok gelişti. Ancak, sosyopsikolojik öngörüler veya liderlerin ruhsal davranışlarının veri tabanı, henüz fiziki-maddi olaylardaki kadar zengin değil. Buna karşın toplumsal olayların veri tabanı ülkemizde bile kamu yönetiminin doğruya yakın program yapmasına ve karar almasına olanak veriyor. Son iki seçim öncesi ciddi araştırma kuruluşlarının tahminlerinin, %1-2 hata payı ile gerçekleşmesi bunun en açık örneğidir. Böyle iken; barajın altında kalan 57. Hükümetin büyük ortağı partinin Genel Başkanının küçük bir Anadolu kasabasında tek başına seçim kararı almasını milletçe çok takdir etmemiş miydik! Hele hele anamuhalefet liderinin Ben Başbakan olacağım ve Şamı, Halebi alacağım, oy barajını düşürüp de beni önlemeyin, ey korkaklar diye haykırmasını gülerek ve üzülerek hatırlamıyor muyuz! Elbette beni asıl üzen, kendi partimin de Oy barajı düşmez ise, dört parti barajı geçer ben de dengelerin Başbakanı olurum umuduna kapılıp, eldeki gerçek bilgi ve tahminlere rağmen bir hayal içinde olduğunu görememesidir. Sonuçta, Anayasayı tek başına değiştirecek güçte parlamentoyu ele geçiren, hem de genel başkanı Meclis dışında olan bir partinin, %35 ile oy çokluğunu elde etmesi, tahminleri doğru çıkardı. Oysa Meclisteki partilerin hepsi ve CHP yanıldı, çünkü duygularını ve kendi beklentilerini gerçeklere egemen kılmak için uğraşmışlardı. Şimdi Hükümetin, Tayyip Erdoğanı Başbakan yapabilmek için CHP ile birlikte yaptığı Anayasa değişikliği, Yazılı Hukuktan başka her konu önemsizdir diyen Çankayadan geri döndü. Avrupa Birliği, Kıbrıs ve Irak konularında içine düştüğü şaşkınlığı izledikçe, rüyasından hala çıkamayan bugünkü Başbakanın geleceğinin ve sonunun, gidenlerden çok daha acı ve kendisi için kendi tabiri ile SUKUT-U HAYAL olacağını maalesef görür gibi oldum. Kimse ders almıyor. | ||||
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||