|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
En büyük sanayicimiz, en deneyimli iş adamımız işte böyle bakıyor şu anda yaşanmakta olan orta doğu krizine. Oysa şöyle bir göz atınız Avrupadaki gazetelere, haberlere; Fransada, Almanyada, Avusturyada hatta İngilterede böyle bir yorumla, adından söz edilen bir tek iş adamı göremezsiniz. Elbette tarihte yaşanmış bütün savaşların hem nedeni, hem de gerçek sonuçları ekonomiktir. Özellikle biz ekonomistler bunu çok iyi biliriz. Elbette ki çağın ciddi iş adamları da bunu bilir ve görür. Ancak çok boyutlu ve Türkiyemiz için yaşamsal önem taşıyan ABDnin petropolitik amaçları için Ortadoğunun haritasını değiştirme emellerini, bu kadar sığ ve kaba değerlendiremezsiniz. Ekonomimizin özellikle 11 Eylül 2001den sonra değişen dinamikleri ve yapısı, olası bir 2. Irak savaşı ile çok ciddi şekilde etkilenecektir. Bu etkilenme önceki Irak savaşından çok farklı olacaktır. Birincisi, o tarihte dış ticaret hacmimizin milli gelirimize oranı %20-25lerde idi. Bu oran 2002de %50ye ulaştı. Yani dış ekonomik ilişkilerimiz, özellikle sanayi ham ve ara malı ithalatımız ve sanayi mamul ihracatımız ağırlıklı olarak ekonomik kriz sonrası büyük oranda artmıştır. Türkiyenin dış ticaret hacmi ciddi olarak yavaşlayacaktır. Bu savaş bu kez, İngiltereden Hindistana kadar, tüm ülkeleri birinci derecede olumsuz etkileyecektir. İkincisi, petrol piyasası ve fiyatları çok daha ciddi bir istikrarsızlığa girecektir. Kısa süre içinde dünya petrol üretim ve ticareti altüst olacaktır. Bunun sonucu enerji maliyeti çok ağırlaşacak ve ülkede yıllar sonra bastırılan enflasyon, yeniden yukarı doğru tırmanacaktır. Bilindiği gibi ABDnin bu kez asıl gerekçeleri, terörizm, kitle imha silahları gibi nedenlerin çok ötesinde, dünyanın gelecekteki enerji ihtiyacını kendi istediği gibi planlamaktadır. Üçüncüsü ve en önemlisi; bölgede yeni bir coğrafyaya yönelik belki de on yıllarca sürecek ciddi bir belirsizliğin ortaya çıkmasıdır. Bundan en çok ve olumsuz etkilenecek ülkelerin başında Türkiyemiz gelmektedir. Tarihimizin en ağır mali krizini henüz aşmaktayken, bu kadar önemli sonuçları ekonomimizin kaldırabilmesi çok zor olacaktır. Ekonominin ana çatısını yatırım yapmak, üretmek ve satıp - almak oluşturur. Ne kadar borç ve/veya yardım alırsanız alın, bir anlamda bu teker dönmedikçe, kalkınmak ve çağdaşlaşmak mümkün değildir. Sayın Sabancıya şu soruyu sormak herhalde saygısızlık olmaz: 10 yıl önce Mısır büyük mali destek gördü de, bugün hala ekonomik olarak 10 yıl öncesinden kaç santim ileride? | ||||
Kötümserim Kimse ders almıyor Yapısal değişimin acıklı yanı Bu yıl seçim olmayacağını görecekler Parti sayısı elliye yaklaşıyor! Küreselleşme karşısında sosyal demokrasi |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||