| | | Türkiye’nin ekonominin güçlü olduğu dönemde bu sorunlarla karşılaşmadığını, Kıbrıs’ın kötü bir konjonktürde dayatıldığını anlatan Gül, “Türkiye, 27 senede, Barış Harekatı’ndan sonra Kıbrıs politikasında başarılı olamamıştır. Kıbrıs ile ilgili de facto (fiili) manzara hiç de iç açıcı değildir” dedi.
Abdullah Gül, 10 Aralık’ta Helsinki’de yapılan AB zirvesinin ardından hükümetin “zafer sarhoşluğu” yaşadığını, ancak kendilerinin sonraki süreçte Kıbrıs konusunun gündeme getirileceğini her defasında dile getirdiklerini söyledi.
“Ne Kıbrıs’tan, ne AB’den vazgeçilir” diyen Gül, Türkiye’nin bu konuda büyük fedakarlık yaptığını söyledi. Türkiye’nin AB’ye tam üye olabilmesi için ekonomik, hukuki ve idari reformları gerçekleştirmesi gerektiğini anlatan Gül, Ulusal Program’ın içeriğini eleştirdi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül, “AB’ye girişimizin düzgün şekilde ilerlemesi için, idari ve demokratik reformların yerine getirilmesi gerekir” diye konuştu.
AB’Yİ İSTİYOR GİBİ DAVRANMAK
Gül, bir soru üzerine, Türkiye’nin AB’ye girmeyi çok arzu ediyormuş gibi davrandığını, ancak bir şey yapmadığını iddia etti.
TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan’ın, Kıbrıs ile ilgili eleştirilerine bir soru üzerine değinen Abdullah Gül, Özilhan’ın açıklamalarını “yanlış” olarak değerlendirdi. Gül, “AB’ye tam üyelik çerçevesinde AKP Kürtçe eğitime nasıl bakıyor?” sorusuna ise “AB’nin ne olduğunu bilmeden Türkiye bu yolda yürüyorsa bu, bir skandaldır. Türkiye, peşinen kabul ettiği bir kulübe girmek istiyorsa şartlarını yerine getirmelidir. Türkçe dışındaki yayınlar vardı zaten... Kürtçe yayın yapılmaktadır. Bunu herkes de bilmektedir” karşılığını verdi.
Abdullah Gül, geçen hafta Kıbrıs konusunda Meclis’te yapılan kapalı oturumun kendilerini tatmin etmediğini, hükümetin, “Kıbrıs ile ilgili yeterli bilgi vermediğini” söyledi.
| |