Bahçeli’nin, ‘MHP kurmayları’ merakı

Yazara e-mail atmak için fotoğrafın üzerine tıklayınız

MHP, parti içi disiplini en yüksek partilerimizin başında geliyor. Bu nedenle, MHP’yi izleyen gazeteci arkadaşlarımız çoğu zaman, bu partiden haber çıkarmakta büyük güçlük çekiyor.

Ankara
NTV-MSNBC


30 Mart— Genel Başkan veya Genel Merkez yönetiminden çekinen MHP’liler, bazı bilgi kırıntılarını aktarırken bile çok çekingen davranıyor.


		Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında • Gölcük’te kaza: 6 asker şehit oldu • Erdoğan ile Başbuğ her hafta görüşecek • Baykal’dan kuvvetler ayrılığı uyarısı • Dink cinayetindeki suistimaller bu kitapta

Bu durumda arkadaşlarımız da haberlerinde, görüştükleri MHP’lileri koruma amacıyla, ‘MHP’li kurmaylar’ ibaresini çok sık kullanmak zorunda kalıyor.
‘MHP’li kurmaylar’a dayandırılan o kadar çok haber çıkıyor ki, bu durum en çok da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin merakını çekmiş durumda. Bazı yanlışlıklar olsa bile, pek çok haberin doğru çıktığından Bahçeli’nin merakı daha da artmış.
Bahçeli, geçtiğimiz hafta Kazakistan’daydı. Bu geziyi izleyen gazeteci arkadaşlarımız, Bahçeli ile Ankara’da göremedikleri sıcaklıkta bir sohbet etme olanağı buldular. Gazeteciler sordu, Bahçeli yanıtladı. Sorulmadık veya yanıtlanmadık soru kalmadı.
Sıra ayrılamaya geldiğinde Bahçeli arkadaşlarımızı durdurdu; gülerek, bir soru da kendisinin soracağını belirtti:
“Çocuklar, bu ‘MHP’li kurmaylar’ kim, her haberinizde bunu görüyorum da ben de merak ediyorum, bu kurmayları. Söyleyin ben de bileyim bu kurmayları...”
Soru zor bir soruydu, verilecek yanıt da önemliydi. Ama arkadaşlarımız bu vesile ile bir ızdıraplarını dile getirme fırsatını buldular:
“Efendim, sizinle Ankara’da böyle görüşme fırsatımız olmuyor. O nedenle önemli konularda partinizin görüşlerini öğrenmekte zorlanıyoruz. Biz de görüştügümüz arkadaşlarınızdan aldıklarımızı ‘MHP’li kurmaylar’a dayandırarak yazıyoruz. Eğer daha sık görüşebilirsek, bu tür haberlerin sayısı da azalır.”
Bahçeli, mesajı aldığını ima etti; ama bakalım eski alışkanlığını bırakacak mı?

OKUYAN, GENEL MÜDÜRLERE NİYE KIYAR?
İstihdam Yasası ile ilgili görüşlerini almak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan’ı, Meclis bahçesinde, CNBC-e’ye canlı konuk olarak çağırmıştım. Daha yayın başlamadan yanımıza DSP İstanbul Milletvekili Erol Al geldi.
Hazır Bakanı bulmuşken, hemen dert yandı:
“Sayın Bakanım, yaptıklarını anlayamıyorum! Bir vatandaşın becayiş (kamu görevlilerinin, iki tarafın rızasıyla birbirleriyle yer değiştirmesi) sorunu var. Sizin vaktinizi almamak için, bugüne kadar iki genel müdürle görüştüm. Tam ben işi halledeceğim, siz genel müdürü değiştiriyorsunuz. Allah aşkına şu kıyıma(!) bir son ver de, biz de işimizi yapalım...”
Okuyan, hemen yanıtını verdi:
“Erolcuğum, sen Trabzonlu, ben de Rizeliyim. Karadenizliler zeki insanlardır; sen hala benim genel müdürleri niye bu kadar sık değiştirdiğimi anlayamadın değil mi? İşte bunun için. Üstelik zamanlaması da iyi oluyormuş bak.”

KIZ BABASI OLMAK ZOR
ANAP Sakarya Milletvekili Ersin Taranoğlu bir kız, bir de erkek çocuğu babası. Ayça Bilkent Üniversitesi’ni bitirmek üzere, Çağatay ise lise öğrenimini sürdürüyor.
Taranoğlu’nun bu sıralar bir korkusu var ki, sormayın. En iyisi kendi ağzından aktaralım:
“1991 yılında rahmetli Özal’la Avusturalya’ya gittik. Ordan da Yeni Zelanda’ya geçtik. Türkiye’den binlerce kilometre uzakta, bir ada ülkesi. Bir yere gittik, baktım etrafımızda çok güzel bir Türkçe ile konuşan, pırıl pırıl bır genç kız var. Merak ettim, kim bu diye? Yanıma çağırıp konuştum. Birkaç yıl önce Yeni Zellandalı bir gence aşık olmuş, evlenip oraya yerleşmiş. Hemen gözümün önüne kızım geldi. Bu kızın babasını düşündüm ve ‘Kızım bak sen bu sevdadan vazgeç. Ya kocanı da al götür, ya da bırak onu burada; dön ülkene.
Ne işin var buralarda?’ dedim.
O cici kızı hiç unutmadım.

Zaman zaman kızımla konuşurken hep o kız da aklıma gelir. Hele bu günlerde çok daha fazla. Çünkü, son günlerde beni bir telaş tutmuş durumda ki, hiç sormayın. Ayça, İtalyanca öğrenmeye başladı. Falında da yurtdışında evlilik çıktı. Yoksa benim kızım da Yeni Zelanda’daki o kız gibi uzak diyarlara mı gedecek? Vallahi karabasan gibi. Babalar kızlarına düşkündür; ama bu son durumlar beni perişan ediyor.”
Neyse ki kendisini biz teselli ettik:
“Haline şükret, daha kötüleri var. Ayça uzaklara gitse bile, Çağatay’ın buralarda kalma olasılığı var. Bizim tek kızımız var, adı bile Gözde. Ya bizim başımıza böyle birşey gelirse, biz ne yaparız?”



		Eski solcularla ülkücülerin dikkatine Samimiyet birazcık Kamu zammında adalet yok! Ayrık otları meselesi Birileri İsrail'e "dur" demeli Komşular çok önemli Ortaklar arasında yanık savaşları İhanet (!) sürüyor

	NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u

	Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz? hayır 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 kesinlikle

NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
• Microsoft Internet Explorer
• Windows Media Player kullanın