Home page

Haber Menüsü


Tayfun Öneş
 
Onun hırsı dağları deler
 
Adana’dan çıkılan yol, şimdilik Milano’dan geçiyor da Fatih Terim’in aklından uzun vadede neler geçiyor çok merak ediyorum.
 
Tayfun Öneş
NTV-MSNBC
 
20 Haziran—  Milano’da dağ var mı bilmiyorum ama bu sözlerim Fatih Terim için.... Onun hırsı dağları deliyor... Kitap okur yazarı pek kısır olan memleketimizde uğruna daha şimdiden bir kitap ve bine yakın makale yazılmış bir imparatora hele böylesine sükseli bir transferi patlatalı 48 saat bile olmamışken oturup dil uzatmak hangi akla hizmet demeyin, belamı klavyem versin ki kendimi tutamadım.

   
 
       
    MSNBC News Yazarlık patladı, peki ya okuyuculuk?
MSNBC News Onu yazmazsam olmaz...
MSNBC News Sarı-lacivertliler erdi muradına...
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Hadi bu ülkede futboldan anlayan fazladan 30 küsür milyon kadar (erkek) adam var diyelim ve onları geçelim. Teknik direktörlükten anlayan ve bizzat o işi yapmış olanlar bile şu sıralar boş bulunup aleyhte bir “gak” deseler “yetişemediği ciğere mundar” diyen kediler gibi muamele görür, (medyanın öbekleştiği) Basın Ekspres yolunun göbeğinde avaz avaz “pissssst”leniverirler valla!
       Ben neden öyle göremiyorum ve sorgusuz sulasiz “şak-şak”lıyamıyorum peki? Niye o kadar çok sevinemiyorum bu işe? Çok değil, bundan 5 yıl önce birileri çıkıp da “bizden bir teknik adam bir İtalyan takımına Yardımcı Antrenör oluyor” dese bile inanmazdım. Şimdi o Fiorentina’yı da çalımlayıp, en havalı Italyan 11’inin Baş Teknik Patronu oldu işte... Kolay değil, Milano yani Milan o... Bunun için gurursa gurur, Türklükse Türklük... Kanımızda hepsi de var pekala...
       
       Bir yana (tekrar saymayalım; gönlü sarı-kırmızılısından, hatırladıkça yüzü mosmorlusuna kadar herkes biliyor işte) onlarca kupa ve onların da en üstüne UEFA kupasını koyuyorum, ellerinden, yanaklarından öpüyorum Fatih Hoca’yı.
       Ama öbür tarafa da koyduğum bir şeyler var gibi...
       Bir sene önce tam bu sıralar “Hocam, kalacak mısın, gidecek misin?” diye soran ve “git, git, giiit... git-me kal ne o-lur-sun...” nameleriyle histeriye tutulmuş vaziyette cevap bekleyen tutkunlarına türlü gayri naturel mimiklerle “daha karar vermedim” diyen yüzünü de hatırlıyorum mesela... Kararını henüz vermediği günlerden sonra geçen topu topu bir yıla bir Fiorentina, bir de Milan direktörlüğü sığdırabilmek ancak imparatorlara has bir kıvraklık olsa gerek.
       
       İtalya’ya gidiyorsam, İtalyanca öğrenmeliyim deyişini ve aylarca çalışmasını takdir ediyorum elbet ama ne bileyim, 48 yıllık saçlarını da İtalyan mafya üyeleri gibi şekillendirip parlatmasına bir türlü ısınamıyorum işte.
       Galatasaray yönetimine giderayak rest çekerken hemen herkes gibi ben de “Hoca haklı vallahi!” demiştim de hemen ardından, İtalyan pabuçlarının tozuyla aynı yönetime telefonlarda ve canlı yayınlarda “daha Türkçeyi unutmadım, ağzımı açtırmayın ha!” tarzından saldırılarda bulununca aklımdan -İtalyancada “külhanbeyi” nasıl deniyor acaba?” sorusu geçmedi desem yalan olur.
       
       Halen çalışmakta olduğum şirkette geçen sene katıldığım bir yönetici seminerinde Fatih Terim “karizmatik yönetici” tiplemesine en has örnek olarak gösterilince hakkıdır diye düşünüp, “helal sana İmparator” dedim içimden. Ve fakat bir ara kendisini meclis koridorlarında, parti kürsülerinde görünce de “taş yerinde ağırdır ve Mehmet niye hep yanında ağar”dır diyesim geldi ama kendisine ulaşamadım.
       Adana’dan çıkılan yol, şimdilik Milano’dan geçiyor da Hoca’nın aklından uzun vadede neler geçiyor çok merak ediyorum.
       Milli takımdaki teknik direktörlük döneminin sonunda takımımızı ilk kez Avrupa finallerine katılmaya hak kazandırdıktan sonra federasyon için “prensipte anlaşamıyoruz, haklıyım ve ilkelerim açısından yürümesi mümkün değil” diyerek sanki o göreve veda ettikten sonra karar vermişçesine Galatasaray’ın başına geçti. Galatasarayı da tarihe geçirdi... Sonra yönetimi suçlayarak nereye gideceği evvelden belli değilmişçesine “kalmam ilkelerime aykırı” dedi ve İtalya’ya gitti. Fiorentina’yı İtalya Kupasında finale taşıdı, bu kez “anlaşamıyorum” diyerek suçladığı kişi başkan Gorri’ydi. “Önemli olan ilkelerim” dedi ve nereye gideceğim belli değil ama kalamam diyerek oradan da ayrıldı. Her seferinde bir önceki kuruma gönül verenler, kim haklı, kim haksız sorusunu kendilerine sorar oldular...
       
       Kimse kusura bakmasın, bugün onun yine alkışlanma günü olabilir ve o kahramanlara (ne yazık ki) çok ihtiyaç duyulan bu topluma bir zamanlar hayal bile edilemeyecek zaferleri tattıran bir çizgi roman kahramanı gibi gelebilir... (Kendisi de bunun farkında ve bugün İtalya’da yaptığı basın toplantısında aleni bir megalomaniyle “Türkiye benimle gurur duymalı” dedi) Peki bu, hırsla beslenme ve hedef göstererek bileylenme işi nereye kadar gidecek? Sırada İtalya Başbakanı Berlusconi mi var? Milan çok da eski olmayan o eski günlerine dönerse bu kez İtalyan halkı ile İtalya Başbakanı mı Fatih Terim hocamızın dağları delen hırsına malzeme olacaklar? Sonra ne olacak? Sırada hangi takım, ya da hangi koltuk var acaba?
 
       
    MSNBC News Bu-ra-sı Tür-ki-ye bur-da in-saf yok !
MSNBC News Waldir Pereira Didi...
MSNBC News Bir derbinin ardından
 
     
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları