Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Ankara turu
nasıl geçer?
 
17 Aralık sonrasında Ankara’nın haleti ruhiyesini en iyi futboldan bir benzetmeyle anlatabiliriz. Avrupa Kupası’nda çok kuvvetli bir takımla deplasmanda oynadılar. 1-0 ya da 1-1 gibi avantajlı ancak turu garantilemeyen bir sonuçla döndüler.
 
Ankara
NTV-MSNBC
 
20 Aralık 2004—  Bu bir başarı ama şimdi önlerinde çok daha kritik ve zorlu bir maç var. Bu nedenle aldıkları sonucun keyfini bile çıkaramadan yeni maça konsantre olmaları gerekiyor...

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  Yeni maçta da sonucu belirleyecek en kritik nokta Kıbrıs... Kıbrıs konusunda hem kabul edilebilir bir çözüm bulunması hem de gecikilmemesi gerekiyor. Bir gecikme durumunda tarama sürecinin, dolayısıyla müzakerelerin başlangıcının ertelenmesi gündemde...
       AKP Hükümeti için Kopenhag Zirvesi Şampiyonlar Ligi’nin ön eleme turuysa, Brüksel Zirvesi de ilk turun en önemli maçıydı. Deplasmanda çok güçlü bir rakiple yapılan bu maçtan kimilerine göre 1-1 beraberlikle, kimilerine göre 1-0 galibiyetle hatta kimilerine göre ise 1-0’lık bir mağlubiyetle dönüldü.
       Ancak genel kanı bunun bir başarı olduğu, avantajlı bir skor yakalandığı, ancak turun garantilenemediği yönünde...
       Aranan garantinin ilk adımı da Kıbrıs’tan geçiyor. Zirve kararına göre Türkiye 2005 Ekim’ine kadar Ankara Anlaşması’nı 10 yeni üyeyi de kapsayacak şekilde genişleten protokolü imzalamak zorunda.
       Ancak Ankara bu 10 aylık sürede ağırlığı Kıbrıs’ta kalıcı çözüm için yeni bir görüşme sürecinin başlatılmasına verecek. BM Genel Sekreteri Annan bu girişime hazır olduğunu söyledi. Ancak Rumlar hazır ve niyetli mi orası karışık...
       Bunca yıldır kalıcı çözüme yanaşmayan Rumlar’ın şimdi iyi niyetle masaya oturmalarını beklemek fazla iyimserlik gibi görünüyor. Bu nedenle Ankara, Rum Kesimi üzerinde AB, ABD ve BM’nin baskı oluşturması gerektiğine inanıyor. Atılacak ilk adımlar bu baskıyı oluşturmaya yönelik olacak. Tabii daha sonra da bu baskının nihai çözümün kabulü yönünde olması talep edilecek...
       
YA NİHAİ ÇÖZÜM BULUNMAZSA?
       Ankara’nın nihai çözüme Rumların yanaşmamaları durumunda ne yapacağını da belirlemesi gerekiyor.
       Bu durumda Ankara, ek porotokolü imzalamadan önce bunun bir resmi tanıma olmadığını kabul ettirme ve resmi kayıtlara geçirme çabasında olacak. Dahası imza öncesinde KKTC’nin tecridinin kırılması için önemli ve somut adımlar atılmasını sağlamaya yönelik pazarlıklar, müzakereler sürdürülecek.
       KKTC’deki siyasi belirsizliğin bir handikap olduğu da ortada... Şubat ayında yapılacak seçimler ve ardından ilkbaharda gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl sonuçlanacağı hayli önem taşıyor...
       Yeni görüşme sürecinin bu çifte seçim sonrasına kalması büyük ihtimal.
       
MÜZAKERELER GECİKİR Mİ?
       Müzakerelerin başlaması için tarama sürecinin tamamlanmış olması gerekiyor. Ancak Brüksel Zirvesi’nde tarama sürecinin ne zaman başlayacağı net olarak ortaya konmadı. 3 ila 6 ay arasında sürmesi beklenen tarama sürecinin başlaması için AB Komisyonu’nun Kıbrıs çözümünü bekleme şartını arayıp aramayacağı şu aşamadaki en kritik soru.
       Yani Konsey, “Kıbrıs konusunda Türkiye imza atmadan tarama süreci başlamaz” derse, haylı sıkıntılı günler yaşanabilir. O zaman Ankara’nın çözüm veya imza için önündeki süreç 10 ay değil çok daha kısa olacak. Aksi halde tarama süreci 2005 Ekim’ine kalacak ki bu da müzakerelerin 2006’nın yaz aylarına sarkması anlamına gelecek. Şimdi Ankara bu gecikmeyi nasıl önleyeceğinin formüllerini arıyor.
       
EK PROTOKOLE İMZA ŞARTLARI
       Ankara nihai çözüm bulunmazsa Ankara anlaşmasını 10 yeni ülkeyle genişleten protokole imza atmaya hazır olduğunu açıkladı, bunu Ekim 2005’ten önce yapacağını da taahhüt etti.
       Ancak Ankara’nın da imza için şartları, talepleri var. Öncelikle bu imzanın Rum Kesimi’ni Kıbrıs’ın tümü olarak resmen tanıdığı anlamına gelmediğinin garantisini istiyor. Şu ana kadar bu yönde sözler verildi ama Ankara bunun resmi kayıtlara da geçmesini istiyor.
       Ayrıca Ankara bu imzadan önce KKTC üzerindeki tecridin ve ambargonun kaldırılmasına yönelik somut adımların hem AB hem de ABD tarafından atılmasını talep ediyor. Bu talepte de ısrarcı olunacak.
       
MÜZAKERE SÜRECİNE HAZIRLIK
       Kıbrıs sorununu çözmeye çalışan Ankara’nın bir yandan da müzakere sürecine hazırlanması gerekiyor...
       Örneğin başmüzakereci kim olacak ve nasıl bir ekip kurulacak? Diğer ülkelerde ya AB bakanları ya dışişleri bakanları ya da üstü düzey bir teknokrat-bürokrat başmüzakereci olmuş. Ankara’da şu an genel eğilim Abdullah Gül’ün başmüzakereci olması gerektiği yönünde. Hayli sıkıntılı geçeceği belli olan sürecin siyasi ağırlığı yüksek bir isim tarafından yürütülmesine şart gözüyle bakılıyor. Dışişleri’nin hazırlayıp Hükümet’e sunduğu raporda, hepsinde Gül’ün başmüzakereci olduğu üç ayrı formülasyon üzerinde duruldu. Hükümet’in bunlardan birini seçmesi bekleniyor.
       Ayrıca Hükümet’in tarama sürecinden çıkacak sonuçlara göre müzakerelerin hangi konulardan başlaması gerektiği konusunda karar vermesi ve AB Konseyi’ni ikna etmesi gerekiyor.
       “Hazır ısınmışken devam edelim” deyip ekonomi, tarım gibi konular ilk açılan dosyalar olabilir ya da hükümet “biraz soluklanıp ara verelim” deyip daha kolay konularla müzakerelerin başlamasını isteyebilir.
       Ve tabii Hükümet’i dev bir yasama paketi bekliyor. Müzakere sürecinde Türkiye’nin önüne konacak pek çok yasa ve Anayasa değişikliğini Ankara vakit kaybetmeden çıkarmaya niyetli. Bu nedenle Hükümet ile Meclis yönetiminin önümüzdeki günlerde yeni bir yasama yol haritası üzerinde çalışması bekleniyor...
       Ya sürprizler?... Hükümet’in 17 Aralık nedeniyle “Şimdi bir kriz çıkarmayalım” diye ertelediği pek çok yasa tasarısı vardı. Kamu Yönetim Reformu’ndan YÖK Kanunu’na, SSK hastanelerinin devrinden orman niteliğini kaybetmiş arazilerin tahsisine kadar bir dizi yasa çalışması, Demirel’in deyimiyle “heybedeki turp” olarak bekliyor.
       Pekii başkanlık sistemi tartışmaları? Ne dersiniz, kriz çıkarmamak için ertelenir mi yoksa Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in dediği gibi Türkiye’nin biran önce gündemine alması gereken bir konu mu? Yılbaşına kadar sabredin lütfen...
       

Ümit Sezgin / NTV ve CNBC-e Ankara Haber Müdürü
 
       
   
MSNBC News Arafat mı, Abu Ammar mı?
MSNBC News İslam Özel Sektörü Kurumu kimi kalkındıracak?
MSNBC News Bay Yokuş başmüzakereci olsun!..
MSNBC News Azınlıkları azıcık tartışmak
MSNBC News Damaklarda mayhoş bir tad var
MSNBC News 'Şart midur?'
MSNBC News Medya müessesesini yıpratmayın!
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları