|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Yeni maçta da sonucu belirleyecek en kritik nokta Kıbrıs... Kıbrıs konusunda hem kabul edilebilir bir çözüm bulunması hem de gecikilmemesi gerekiyor. Bir gecikme durumunda tarama sürecinin, dolayısıyla müzakerelerin başlangıcının ertelenmesi gündemde... AKP Hükümeti için Kopenhag Zirvesi Şampiyonlar Liginin ön eleme turuysa, Brüksel Zirvesi de ilk turun en önemli maçıydı. Deplasmanda çok güçlü bir rakiple yapılan bu maçtan kimilerine göre 1-1 beraberlikle, kimilerine göre 1-0 galibiyetle hatta kimilerine göre ise 1-0lık bir mağlubiyetle dönüldü. Ancak genel kanı bunun bir başarı olduğu, avantajlı bir skor yakalandığı, ancak turun garantilenemediği yönünde... Aranan garantinin ilk adımı da Kıbrıstan geçiyor. Zirve kararına göre Türkiye 2005 Ekimine kadar Ankara Anlaşmasını 10 yeni üyeyi de kapsayacak şekilde genişleten protokolü imzalamak zorunda. Ancak Ankara bu 10 aylık sürede ağırlığı Kıbrısta kalıcı çözüm için yeni bir görüşme sürecinin başlatılmasına verecek. BM Genel Sekreteri Annan bu girişime hazır olduğunu söyledi. Ancak Rumlar hazır ve niyetli mi orası karışık... Bunca yıldır kalıcı çözüme yanaşmayan Rumların şimdi iyi niyetle masaya oturmalarını beklemek fazla iyimserlik gibi görünüyor. Bu nedenle Ankara, Rum Kesimi üzerinde AB, ABD ve BMnin baskı oluşturması gerektiğine inanıyor. Atılacak ilk adımlar bu baskıyı oluşturmaya yönelik olacak. Tabii daha sonra da bu baskının nihai çözümün kabulü yönünde olması talep edilecek... YA NİHAİ ÇÖZÜM BULUNMAZSA? Ankaranın nihai çözüme Rumların yanaşmamaları durumunda ne yapacağını da belirlemesi gerekiyor. Bu durumda Ankara, ek porotokolü imzalamadan önce bunun bir resmi tanıma olmadığını kabul ettirme ve resmi kayıtlara geçirme çabasında olacak. Dahası imza öncesinde KKTCnin tecridinin kırılması için önemli ve somut adımlar atılmasını sağlamaya yönelik pazarlıklar, müzakereler sürdürülecek. KKTCdeki siyasi belirsizliğin bir handikap olduğu da ortada... Şubat ayında yapılacak seçimler ve ardından ilkbaharda gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl sonuçlanacağı hayli önem taşıyor... Yeni görüşme sürecinin bu çifte seçim sonrasına kalması büyük ihtimal. MÜZAKERELER GECİKİR Mİ? Müzakerelerin başlaması için tarama sürecinin tamamlanmış olması gerekiyor. Ancak Brüksel Zirvesinde tarama sürecinin ne zaman başlayacağı net olarak ortaya konmadı. 3 ila 6 ay arasında sürmesi beklenen tarama sürecinin başlaması için AB Komisyonunun Kıbrıs çözümünü bekleme şartını arayıp aramayacağı şu aşamadaki en kritik soru. Yani Konsey, Kıbrıs konusunda Türkiye imza atmadan tarama süreci başlamaz derse, haylı sıkıntılı günler yaşanabilir. O zaman Ankaranın çözüm veya imza için önündeki süreç 10 ay değil çok daha kısa olacak. Aksi halde tarama süreci 2005 Ekimine kalacak ki bu da müzakerelerin 2006nın yaz aylarına sarkması anlamına gelecek. Şimdi Ankara bu gecikmeyi nasıl önleyeceğinin formüllerini arıyor. EK PROTOKOLE İMZA ŞARTLARI Ankara nihai çözüm bulunmazsa Ankara anlaşmasını 10 yeni ülkeyle genişleten protokole imza atmaya hazır olduğunu açıkladı, bunu Ekim 2005ten önce yapacağını da taahhüt etti. Ancak Ankaranın da imza için şartları, talepleri var. Öncelikle bu imzanın Rum Kesimini Kıbrısın tümü olarak resmen tanıdığı anlamına gelmediğinin garantisini istiyor. Şu ana kadar bu yönde sözler verildi ama Ankara bunun resmi kayıtlara da geçmesini istiyor. Ayrıca Ankara bu imzadan önce KKTC üzerindeki tecridin ve ambargonun kaldırılmasına yönelik somut adımların hem AB hem de ABD tarafından atılmasını talep ediyor. Bu talepte de ısrarcı olunacak. MÜZAKERE SÜRECİNE HAZIRLIK Kıbrıs sorununu çözmeye çalışan Ankaranın bir yandan da müzakere sürecine hazırlanması gerekiyor... Örneğin başmüzakereci kim olacak ve nasıl bir ekip kurulacak? Diğer ülkelerde ya AB bakanları ya dışişleri bakanları ya da üstü düzey bir teknokrat-bürokrat başmüzakereci olmuş. Ankarada şu an genel eğilim Abdullah Gülün başmüzakereci olması gerektiği yönünde. Hayli sıkıntılı geçeceği belli olan sürecin siyasi ağırlığı yüksek bir isim tarafından yürütülmesine şart gözüyle bakılıyor. Dışişlerinin hazırlayıp Hükümete sunduğu raporda, hepsinde Gülün başmüzakereci olduğu üç ayrı formülasyon üzerinde duruldu. Hükümetin bunlardan birini seçmesi bekleniyor. Ayrıca Hükümetin tarama sürecinden çıkacak sonuçlara göre müzakerelerin hangi konulardan başlaması gerektiği konusunda karar vermesi ve AB Konseyini ikna etmesi gerekiyor. Hazır ısınmışken devam edelim deyip ekonomi, tarım gibi konular ilk açılan dosyalar olabilir ya da hükümet biraz soluklanıp ara verelim deyip daha kolay konularla müzakerelerin başlamasını isteyebilir. Ve tabii Hükümeti dev bir yasama paketi bekliyor. Müzakere sürecinde Türkiyenin önüne konacak pek çok yasa ve Anayasa değişikliğini Ankara vakit kaybetmeden çıkarmaya niyetli. Bu nedenle Hükümet ile Meclis yönetiminin önümüzdeki günlerde yeni bir yasama yol haritası üzerinde çalışması bekleniyor... Ya sürprizler?... Hükümetin 17 Aralık nedeniyle Şimdi bir kriz çıkarmayalım diye ertelediği pek çok yasa tasarısı vardı. Kamu Yönetim Reformundan YÖK Kanununa, SSK hastanelerinin devrinden orman niteliğini kaybetmiş arazilerin tahsisine kadar bir dizi yasa çalışması, Demirelin deyimiyle heybedeki turp olarak bekliyor. Pekii başkanlık sistemi tartışmaları? Ne dersiniz, kriz çıkarmamak için ertelenir mi yoksa Adalet Bakanı Cemil Çiçekin dediği gibi Türkiyenin biran önce gündemine alması gereken bir konu mu? Yılbaşına kadar sabredin lütfen... Ümit Sezgin / NTV ve CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
Arafat mı, Abu Ammar mı? İslam Özel Sektörü Kurumu kimi kalkındıracak? Bay Yokuş başmüzakereci olsun!.. Azınlıkları azıcık tartışmak Damaklarda mayhoş bir tad var 'Şart midur?' Medya müessesesini yıpratmayın! |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||