Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Azınlıkları
azıcık tartışmak
 
Müzakereler başlamadı ama sürecin ne denli zorlu geçeceği şimdiden ortaya çıktı. Gürültü patırtı AB ile aramızda değil, ziyadesiyle kendi içimizde çıkacak. Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu’nun hazırladığı azınlık raporu bunun en iyi kanıtı.
 
Ankara
NTV-MSNBC
 
20 Ekim 2004—  Özü itibariyle “tek kültürlü ulus-devlet yerine Türkiyelilik üst kimliğini” öneren rapor, önümüzdeki 10-15 yıl yaşayacağımız tartışmaların can damarına işaret ediyor. Çok tartışılacak, tartışılmalı da. Asıl tehlikeli olan tartışmak değil, Başkan Vahit Bıçakçı’nın yaptığı gibi sorumluluktan kaçıp, karşı tarafı suçlamak...

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  Başbakanlık bünyesinde ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’e bağlı iki kurulun, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı (BİHB) ile Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu, (BİHDK) arasındaki çekişme, müzakere sürecinde yaşanacaklara dair çok önemli ipuçları veriyor.
       BİHDK’nın hazırladığı iki ayrı raporun son derece önemli ve çarpıcı tespitleri var.
       İlk rapor, kurul bünyesinde yeralan “Azınlıklar ve Kültürel Haklar” komisyonunun hazırladığı “Azınlık Hakları Raporu.”
       Son günlerde çokça tartışılan, BİHB Başkanı Vahit Bıçakcı’nın hiç de ilgisi olmadığı halde panik içinde basın toplantısı düzenleyip “Başbakanlığa ait değil” dediği rapor, enterasandır yeni de değil.
       Yaklaşık bir yıl önce Prof. Baskın Oran başkanlığında 7 kişilik bir çalışma grubunca hazırlandı. Uzunca bir süre oyalanan rapor nihayet geçtimiz günlerde kurulda oylandı, 2 çekimser, 7 red oyuna karşılık 24 oyla kabul edildi. Önümüzdeki günlerde de Kurul tarafından Başbakanlığa sunulacak.
       Başta Vahit Bıçakcı olmak üzere, kimi isimler raporun içeriğini tartışmak yerine usule ilişkin pek çok itirazla kıyameti koparıyorlar.
       Raporun yeterli çoğunlukla oylanmadığı, kurulu bağlamayacağı gibi iddialarla, asıl söylenmeye çalışılan “raporun Başbakanlığı bağlamadığı ve rapordaki görüşlerin Başbakanlığa ait olmadığı...”
       
KORKUTAN TESPİTLER
       Belli ki rapordaki tespitler Bıçakcı ve onun gibi düşünenleri fena halde ürkütmüş...
       Bakın rapor neler diyor;
* Türkiye Cumhuriyet’i Anayasası özgürlükçü, çoğulcu ve demokratik bir içerikte, toplumun örgütlü kesimlerinin katılımıyla yeniden yazılmalı
* Eşit haklara sahip vatandaşlık temelinde, farklı kimlik ve kültüre sahip kişilerin, kendi kimliklerini koruma ve geliştirme hakları (yayın, öğrenim) gibi güvenceye alınmalı
* Tek kültürlü, ulus-devlet modelinin insan haklarını gözardı eden boyutu yerine, Türkiyelilik üst kimliği altında çok kültürlü yeni bir toplum modeli benimsenmeli
* Etnik, dinsel ve dilsel azınlık kavramı kabul edilmeli. Lozan Anlaşması gerektiği gibi uygulanmalı.
* Anayasa’da yeralan “devletin dili Türkçe’dir” ifadesi doğru değildir. Devletin dili olmaz. Devletin resmi dili olur, resmi işlemlerde bu dil kullanılır.
  KİM KİME SEKRETERYA
Başbakanlığı yakından takip edenler bir süredir enterasan bir çekişmenin yaşandığına şahit oluyorlar... Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu ile Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı gün geçtikçe artan bir dozda itişip kakışıyorlar.
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, BİHB, bürokratlardan oluşan ve Vahit Bıçakcı’nın başkanlığında bir kurul. Temel görevi, insan haklarından sorumlu Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’e bu konuda sekreterya görevi yapmak.
Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu, BİHDK ise, 70’den fazla üyesi bulunan, çoğunlu öğretim üyelerinden ve sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan, Prof. İbrahim Kaboğlu’nun başkanlığında bir danışma kurulu... Temel görevi ise insan hakları konusunda yaşanan sorunların sebeplerini tespit etmek ve çözüm önerileri üretmek. Bu amaçla oluşturulan alt kurullar çeşitli raporlar hazırlayarak kurula, kurul da Başbakanlığa sunuyor.
Görüldüğü gibi her iki kurul da özü itibariyle karar mercii değil. Birisi bürokratlardan oluşan bir sekreterya, diğeri sivillerin oluşturduğu danışma kurulu. İki kurul arasında bir hiyerarşik ilişki bulunmamakla birlikte, zaman zaman komik boyutlara ulaşan bir alt-üst tartışması yaşanıyor.
Başkan Bıçakcı “Aslolan biziz, onlar sadece danışma kurulu, hiç bir yetkileri yok” diyerek tipik bürokrat tavırları sergilerken, Prof. Kaboğlu ve arkadaşları ise “Önemli olan biziz, sizin göreviniz bize sekreterya hizmetleri sunmak” diyerek, muhataplarının tüylerini diken diken ediyor.
BU ÇEKİŞME ÇOK MU ÖNEMLİ?
“Aziz memleketimizde çekişmeyen kurum mu var, niye bu kadar detaylı anlatıyorsun?” diye sorabilirsiniz. Haklısınız da... “Bir tarafta tipik, yetkisini vermek istemeyen, geleneksel devletçi eğilimleri ağır basan bürokratlarla, devlet yönetiminin inceliklerine vakıf olmayan, fazla hevesli sivillerin” çekişmesi gibi görünüyor.
Ancak bu görüntü bir miktar kaba, taraflara haksızlık eden bir tanımlama... İki tarafta da yukardaki tanımlamalara uymayan, son derece değerli isimler var. Üstelik her iki kurul da, özü itibariyle Türkiye’de insan haklarının gelişkin ve daha rahat yaşanması gerektiğine inanıyor.
Zaten sorun da bu; İnsan hakları konusunda inançları ve hedefleri aynı olan iki kurum azınlık gibi temel bir kavram konusunda bu kadar ters düşüyor, birbirini suçluyorsa, yarın insan haklarını çok da önemsemeyenler tartışmaya katılınca yaşanacaklar sizi ürkütmüyor mu?
Bu tespitlerin kimilerinin tüylerini diken diken ettiği ve edeceği bir gerçek. Üstelik raporun bir anda ön plana çıkıp, tartışılır hale gelmesinin bir nedeni de, AB Komisyonu’nun İlerleme Raporu’yla pek çok konuda örtüşmesi. Özellikle Ankara’daki geleneksel görüşe ters düşen azınlık tanımı tartışması belli ki birilerini fena halde ürküttü.
       Bu nedenle rapora yönelik eleştirilerdeki tavrı anlamak mümkün... Şimdi ortaya çıkıp aleni biçimde “Kardeşim bizde Ermeni ve Rumlardan başka azınlık yoktur, olamaz da. Türkiyelilikten söz etmek ihanettir” falan deseler, bir miktar ofsaytta kalacaklar. Hem oturdukları makamın ruhuna uymayacak hem de Başbakan’la ters düşecekler.
       Çünkü Başbakan Erdoğan uzunca bir süredir Türkiyelilik kavramını kullanıyor ve savunuyor. Üstelik Hükümet’in AB yolunda bu tür yeni açılımlara eğilimi olduğu da ortada.
       Artık Türkiye’de muhafazakar politikanın sözcüsü haline gelmiş CHP yönetimi ile DYP’nin benzer itirazları, belki anlaşılabilir ama Vahit Bıçakcı ve arkadaşlarından beklenen, raporun Başbakanlığı bağlayıp bağlamadığını tartışmak değil, içeriğine yönelik fikir beyanıdır.
       Örneğin azınlık kavramı... AB Komisyonu’nun İlerleme Raporu gösterdi ki, önümüzdeki 10-15 yıl içinde Türkiye’nin yeni bir azınlık tanımına ihtiyacı olacak. Prof. Dr. Baskın Oran’ın tanımıyla “Sevr sendromuna” yakalanmadan, ancak ulusal bütünlüğümüze de halel getirmeden yeni bir azınlık tanımına nasıl ulaşabiliriz? Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı Sayın Bıçakcı’dan cevabı beklenen soru budur.
       
“BAŞBAKANCI REJİM”
       BİHDK’nın önümüzdeki günlerde çok tartışılmaya aday bir başka çalışması da 2004 yılı insan hakları raporu. Henüz yayınlanmayan ve taslak halinde bulunan rapor özü itibariyle insan hakları ihlallerinde sorunun yalnız uygulamadan kaynaklanmadığını, kurumsal ve yasal eksikliklerin de halen giderilemediğini söylüyor.
       Taslağa göre yasalar muhalefetin hiç bir katkısı olmadan çıkarıldığı için, yürütme yasamanın önüne geçiyor. Yani yasalara son şeklini fiilen Bakanlar Kurulu, dolayısıyla da Başbakan’ın bizzat kendisi veriyor. Rapor diyor ki; “Son dönemde parlamenter rejim fiilen başbakancı rejime dönüştü.”
       Raporda üzerinde durulması gereken çarpıcı iki tespit daha var; “Seçimlerde yüzde 10 barajının devam etmesi mevzuattaki en büyük sıkıntılardan biridir” ve “İşkence ne yazik ki halen münferit değildir ve uygulamada ciddi sıkıntılar bulunmaktadır.”
       Bakalım bu rapora da “Başbakanlığı bağlamaz” diyecekler mi?
       Deseler de bu itirazlar kimi bağlayacak?
 
       
   
MSNBC News Damaklarda mayhoş bir tad var
MSNBC News 'Şart midur?'
MSNBC News Karar Brüksel'den sonra
MSNBC News AB 'yutarsa' sorun yok!
MSNBC News Medya müessesesini yıpratmayın!
MSNBC News Ya Meclis Başkanlığı ya Kabine'de değişiklik
MSNBC News Sigaramın dumanı yoktur Maliye'nin imanı!
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları