|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Başbakanlık bünyesinde ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Güle bağlı iki kurulun, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı (BİHB) ile Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu, (BİHDK) arasındaki çekişme, müzakere sürecinde yaşanacaklara dair çok önemli ipuçları veriyor. BİHDKnın hazırladığı iki ayrı raporun son derece önemli ve çarpıcı tespitleri var. İlk rapor, kurul bünyesinde yeralan Azınlıklar ve Kültürel Haklar komisyonunun hazırladığı Azınlık Hakları Raporu. Son günlerde çokça tartışılan, BİHB Başkanı Vahit Bıçakcının hiç de ilgisi olmadığı halde panik içinde basın toplantısı düzenleyip Başbakanlığa ait değil dediği rapor, enterasandır yeni de değil. Yaklaşık bir yıl önce Prof. Baskın Oran başkanlığında 7 kişilik bir çalışma grubunca hazırlandı. Uzunca bir süre oyalanan rapor nihayet geçtimiz günlerde kurulda oylandı, 2 çekimser, 7 red oyuna karşılık 24 oyla kabul edildi. Önümüzdeki günlerde de Kurul tarafından Başbakanlığa sunulacak. Başta Vahit Bıçakcı olmak üzere, kimi isimler raporun içeriğini tartışmak yerine usule ilişkin pek çok itirazla kıyameti koparıyorlar. Raporun yeterli çoğunlukla oylanmadığı, kurulu bağlamayacağı gibi iddialarla, asıl söylenmeye çalışılan raporun Başbakanlığı bağlamadığı ve rapordaki görüşlerin Başbakanlığa ait olmadığı... KORKUTAN TESPİTLER Belli ki rapordaki tespitler Bıçakcı ve onun gibi düşünenleri fena halde ürkütmüş... Bakın rapor neler diyor; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası özgürlükçü, çoğulcu ve demokratik bir içerikte, toplumun örgütlü kesimlerinin katılımıyla yeniden yazılmalı Eşit haklara sahip vatandaşlık temelinde, farklı kimlik ve kültüre sahip kişilerin, kendi kimliklerini koruma ve geliştirme hakları (yayın, öğrenim) gibi güvenceye alınmalı Tek kültürlü, ulus-devlet modelinin insan haklarını gözardı eden boyutu yerine, Türkiyelilik üst kimliği altında çok kültürlü yeni bir toplum modeli benimsenmeli Etnik, dinsel ve dilsel azınlık kavramı kabul edilmeli. Lozan Anlaşması gerektiği gibi uygulanmalı. Anayasada yeralan devletin dili Türkçedir ifadesi doğru değildir. Devletin dili olmaz. Devletin resmi dili olur, resmi işlemlerde bu dil kullanılır.
Bu nedenle rapora yönelik eleştirilerdeki tavrı anlamak mümkün... Şimdi ortaya çıkıp aleni biçimde Kardeşim bizde Ermeni ve Rumlardan başka azınlık yoktur, olamaz da. Türkiyelilikten söz etmek ihanettir falan deseler, bir miktar ofsaytta kalacaklar. Hem oturdukları makamın ruhuna uymayacak hem de Başbakanla ters düşecekler. Çünkü Başbakan Erdoğan uzunca bir süredir Türkiyelilik kavramını kullanıyor ve savunuyor. Üstelik Hükümetin AB yolunda bu tür yeni açılımlara eğilimi olduğu da ortada. Artık Türkiyede muhafazakar politikanın sözcüsü haline gelmiş CHP yönetimi ile DYPnin benzer itirazları, belki anlaşılabilir ama Vahit Bıçakcı ve arkadaşlarından beklenen, raporun Başbakanlığı bağlayıp bağlamadığını tartışmak değil, içeriğine yönelik fikir beyanıdır. Örneğin azınlık kavramı... AB Komisyonunun İlerleme Raporu gösterdi ki, önümüzdeki 10-15 yıl içinde Türkiyenin yeni bir azınlık tanımına ihtiyacı olacak. Prof. Dr. Baskın Oranın tanımıyla Sevr sendromuna yakalanmadan, ancak ulusal bütünlüğümüze de halel getirmeden yeni bir azınlık tanımına nasıl ulaşabiliriz? Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı Sayın Bıçakcıdan cevabı beklenen soru budur. BAŞBAKANCI REJİM BİHDKnın önümüzdeki günlerde çok tartışılmaya aday bir başka çalışması da 2004 yılı insan hakları raporu. Henüz yayınlanmayan ve taslak halinde bulunan rapor özü itibariyle insan hakları ihlallerinde sorunun yalnız uygulamadan kaynaklanmadığını, kurumsal ve yasal eksikliklerin de halen giderilemediğini söylüyor. Taslağa göre yasalar muhalefetin hiç bir katkısı olmadan çıkarıldığı için, yürütme yasamanın önüne geçiyor. Yani yasalara son şeklini fiilen Bakanlar Kurulu, dolayısıyla da Başbakanın bizzat kendisi veriyor. Rapor diyor ki; Son dönemde parlamenter rejim fiilen başbakancı rejime dönüştü. Raporda üzerinde durulması gereken çarpıcı iki tespit daha var; Seçimlerde yüzde 10 barajının devam etmesi mevzuattaki en büyük sıkıntılardan biridir ve İşkence ne yazik ki halen münferit değildir ve uygulamada ciddi sıkıntılar bulunmaktadır. Bakalım bu rapora da Başbakanlığı bağlamaz diyecekler mi? Deseler de bu itirazlar kimi bağlayacak? | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Damaklarda mayhoş bir tad var 'Şart midur?' Karar Brüksel'den sonra AB 'yutarsa' sorun yok! Medya müessesesini yıpratmayın! Ya Meclis Başkanlığı ya Kabine'de değişiklik Sigaramın dumanı yoktur Maliye'nin imanı! |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||