Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
İslam Özel Sektörü Kurumu kimi kalkındıracak?
 
İslam Özel Sektörün Geliştirilmesi Anlaşması…. Bu felaket Türkçe bana değil, anlaşmayı çevirenlere ait. Ama keşke sorun ismindeki Türkçe bozukluğu olsa… CHP anlaşmada öyle maddeler buldu ki, bir yıllık muhalefet malzemesi çıkmış görünüyor.
 
Ankara
NTV-MSNBC
 
5 Kasım 2004—  Dışişleri Bakanı Gül’ün Lizbon’da söyledikleri ve bakanlığın kısa yazılı açıklaması, CHP’nin sorularına tatmin edici cevap vermekten uzak. Eğer hükümet net cevaplar veremez ve ısrar ederse; CHP arkasına Cumhurbaşkanını, kimi devlet kurumlarını ve sivil toplum örgütlerini alarak, zina krizinden büyük bir muhalefet kampanyasını rahatça yürütebilir.

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  İslam Özel Sektörün Geliştirilmesi Anlaşması 1999 Kasım’ında Cidde’de imzalandı. Anlaşma, temel olarak İslam Özel Sektörünün Geliştirilmesi Kurumu’nun (Islamic Corporation for the Development of the Private Sector) kurulmasını öngörüyor. Kurumun amacı “İslam kurallarına uygun olarak ve İslam Kalkınma Bankası’nın faaliyetlerine ilaveten, mal ve hizmet üreten özel teşebbüs şirketlerinin kurulmasını, büyümesini ve modernizasyonunu teşvik etmek” olarak belirtiliyor.
       Kısaca İslam Kalkınma Bankası (İKB) bünyesinde oluşturulan kurum, üye ülkelerdeki özel sektör kuruluşlarına finansal ve teknik destek veriyor.
       Kayıtlı sermayesi 1 milyar dolar olan Kurum, 2000 Temmuz’un da Cidde’de kurularak faaliyete geçti. Kuruma İKB üyesi 55 ülkeden, 36’sı katılım prosedürünü tamamlayarak üye oldu. Anlaşmaya Türkiye 1 Eylül 2003 günü Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı vasıtasıyla imza attı. Ancak anlaşma henüz Meclis tarafından onaylanmadığı için tam üyelik gerçekleşmedi.
       
“SHARİAH COMMİTTEE” VE “İSLAMİC COURT OF JUSTİCE”
       Anlaşmanın ve kurumun temel amacı itibariyle pek sorun yok gibi görünüyor. Ancak CHP’nin amaç konusunda da şüpheleri var. Bu yöntemle Türkiye’deki İslami sermaye ya da yeşil sermaye olarak adlandırdıkları şirketlerin kayırılacağı, destekleneceği endişesini taşıyorlar. Dahası bu yöntemle Türkiye’nin Körfez Sermayesi’ne sonuna kadar açılabileceğinden kaygılanıyorlar.
       Ancak bunlar soyut kaygılar. Ama anlaşmaya ve İslam Özel Sektörünün Geliştirilmesi Kurumu’nun işleyiş kurallarına çok somut itirazları da var.
       Anlaşmanın 14. Maddesi, 18. Maddesi ve 29. Maddesi kurum bünyesinde bir “Shari’ah Committee”si kurulmasını öngörüyor. Bu Şeriat ya da başka deyişle İslam Hukuku Komitesi’nin görevi “Belli bir yatırım kategorisinin İslam hukukuna uygun olup olmadığına karar vermek” olarak belirtiliyor. 14. Madde’nin 6. fıkrasında İslam Hukuku Komitesi’nin uygun bulmadığı konularda kesinlikle hiç bir faaliyet yapılamayacağı hükme bağlanıyor.
       Anlaşmanın 55. maddesi ise önümüze başka bir itiraz noktasını çıkartıyor. Madde hukuki anlaşmazlıklar durumunda tahkim konusunda İslami Adalet Mahkemesi’nin ( Islamic Court of Justice) devreye gireceğini kararlaştırıyor. Yani uluslararası tahkim olarak İslami Adalet Mahkemesi yetkili.
       
TÜRKİYE’NİN İTİRAZ ŞERHİ YETER Mİ?
       Hazine Müsteşarı Çanakçı 1 Eylül 2003’de Kazakistan’ın Başkenti Almati’de anlaşmaya imza atarken, yukarda saydığımız 14/6, 18,29 ve 55. maddelere “Anayasamız, kanunlarımız ve bağlı olduğumuz anlaşmalar hükümlerinin saklı olduğu” şeklinde bir ihtirazi kayıt düştü. Benzer şekilde anlaşmanın 3. Maddesi’nin 1. fıkrasında yeralan “kurumun İslam ilkelerine (principles of Shari’ah) uygun çalışmak zorunda olduğu” hükmüne de şerh kondu.
       Dişişleri Bakanı Gül ve kimi bakanlık bürokratları, bu itiraz şerhlerine dikkat çekerek Anayasamızın, kanunlarımızın ve bağlı olduğumuz anlaşmaların aksine bir hükmün bizi bağlamayacağını garanti altına aldığımızı dile getiriyorlar.
       Güzel… Onaylanmış uluslararası anlaşmaların kanun hükmünde olduğu ilkesine de bir çözüm bulunduğunu varsayalım. Ama yine de CHP’liler bazı soruların cevabının olmadığını düşünüyor;
       “İtiraz şerhlerimiz hayata nasıl geçecek, uygulamada ne değişecek?”
       Örneğin, Türk firmaların başvurularını İslam Hukuki Komitesi değerlendirmeyecek mi? Değerlendirmezse kim onay verecek?
       İslam Hukuki Komitesi tek tek her başvuruyu değerlendirip onaylayacak mı, yoksa genel olarak yatırım kategorilerini onaylaması yetecek mi?
       Yine örneğin, bir Türk firma ya da muhatap olunan bir Arap firma tahkim amaçlı İslam Adalet Mahkemesi’ne başvurursa ne olacak? Türkiye bu mahkemeyi tanımayacak mı?
       Anlaşma Meclis Sanayi ve Ticaret Komisyonu’nda görüşülürken itiraz şerhi koyan üç CHP Milletvekili Ali Arıkan, Nuri Çilingir ve Tacidar Seyhan diyor ki;
       “14 Madde’nin 6 fıkrasında belirtilen İslam Hukuku komitesinin, İslam’a uygun olmayan hiç bir şeyi desteklemeyeceği ifadesi, ticari desteğin sadece İslami kurallarla üretim yapan kuruluşlara verileceğini gösteriyor. Böyle bir ayrımcılığın ticari, sosyal ve siyasal alanda hiç bir fayda getirmeyeceği ortadadır.”
       CHP’liler tahkim yetkisinin İslam Adalet Mahkemesi’ne verilmesini de Anayasa’nın laiklik ilkesine, islam hukukunu reddeden tüm devrim yasalarına aykırı buluyor.
       
TARTIŞMA BÜYÜR MÜ?
       CHP’nin tüm bu itirazlarını yersiz ve kasıtlı bulan AKP yöneticileri ise, kurumun özel sektör firmaları için büyük fırsat ve finansman kaynağı olduğu görüşündeler. Anlaşmanın onaylanmasıyla bu kaynağın özel sektöre açılacağını ve büyük katkı sağlanacağını savunuyorlar. Anlaşmanın, Türkiye’ye İslam ülkelerinden gelecek özel sektör yatırımlarının da önünü açacağını dile getiriyorlar.
       AKP’liler, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Türkiye’ye döndükten sonra anlaşmadaki itiraz şerhlerinin hayata nasıl geçeceği konusunda net ve doyurucu açıklamalar yapacağını savunuyorlar.
       CHP eğer bu açıklamaları yeterli bulmazsa ya da yeterli bulsa bile ikna olmazsa tartışmayı büyük bir muhalefet kampanyasına dönüştürmeyi planlıyor. Bu konuda toplumun çok çeşitli kesimlerinden destek alacaklarını hesaplıyorlar.
       Bu durumda AKP’nin ne yapacağı önem kazanıyor. Bakan Gül, Lizbon’da yaptığı açıklamada “Doğru bildiğimizden vazgeçmeyiz” dedi.
       Öyle de görünüyor. En fazla, anlaşmayı Dışişleri Komisyonu’ndan geçirdikten sonra Genel Kurul’a inmesini bir kaç ay erteleyebilirler. Malum 17 Aralık’a kadar herhangi bir krizin yaşanması hiç kimsenin, özellikle de Hükümet’in işine gelmiyor.
       

Ümit Sezgin / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü
 
       
   
MSNBC News Bay Yokuş başmüzakereci olsun!..
MSNBC News Azınlıkları azıcık tartışmak
MSNBC News Damaklarda mayhoş bir tad var
MSNBC News 'Şart midur?'
MSNBC News Karar Brüksel'den sonra
MSNBC News AB 'yutarsa' sorun yok!
MSNBC News Medya müessesesini yıpratmayın!
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları