Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Bay Yokuş başmüzakereci olsun!..
 
Kamu-Sen Genel Sekreteri Fahrettin Yokuş’a hepimiz minnettarız! Prof. Dr. Kaboğlu’nun basın toplantısında okuduğu metni elinden alıp yırtarken kendi deyimiyle “fiziki şiddet içermeyen demokratik bir tepkinin” mümtaz bir örneğini sergiledi.
 
Ankarar.
NTV-MSNBC
 
1 Kasım 2004—  Kamu-Sen gibi büyük kitlelere sahip bir örgütün genel sekreteri Yokuş’un demokratik tepkiden anladığı buysa, gerçekten yolumuz yokuş demektir. Bunun AB ile ilgisi yok, bu bizzat bizim birbirimizi ne kadar insan olarak kabul ettiğimizle ilgili...

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

 
       Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu’nun hazırladığı rapor etrafındaki tartışmalar, “Türkiye’yi her yönüyle yansıtan bir rapor hazırladık” diye övünen Verheugen’i kıskandırır nitelikte. Bilseydi biraz sabreder, rapor niyetine bu tartışmaları AB liderlerine sunar, “İşte size her yönüyle Türkiye” der, bir güzel de alkış alırdı.
       Kim bilir Verheugen belki de ürker, korkardı... Öyle ya, Verheugen raporu okurken, Bay Fahreddin Yokuş’un salona dalıp, “Yüce Türk milleti adınaaaa” diye naralanıp, eline geçen tüm metinleri parçalayıp, AB komserinin karşısına dikilmeyeceği ne malum?.. Kim tutardı Bay Yokuş’u?.. “Bu vatanın bölünmez bütünlüğü adına” der, rapordan bir sayfa parçalar, “Bu devletin resmi dili Türkçe adına” der, bir sayfa daha parçalar, yetmez, “bu Lozan adına, bu Sevr adına, bu Türklük adına” der, yırtıp parçaladığı sayfalarıVerheugen’in suratına suratına çarpardı...
       Olmaz demeyin... Bay Fahreddin Yokuş’un, Prof. Dr. Kaboğlu’nun elindeki metni parçaladıktan sonra “Ama bu fiziki şiddet” diye itiraz edenlere, “Hayır demokratik tepki” derken yüzündeki ifadeye bakın... Bay Yokuş öyle bir gülümsüyordu ki, bir öfke krizine kapılmadığı, ne yaptıysa taammüden yaptığı tereddütsüz ortaya çıkıyor.
       
SEN KURULUNU SAHİPLENMEZSEN!..
       Peki, Bay Yokuş itirazlarında haksız mı?
       Şimdi de ben demokratik tepki hakkımı kullanıyorum, bu soruyu ve raporun içeriğini tartışmayı reddediyorum.
       Çünkü daha o aşamaya gelemediğimiz, onu haketmediğimiz ortada.
       Raporun içeriğini tartışmadan önce, tartışmamız gereken çok daha önemli noktalar var.
       Vazgeçtim muasır medeniyetten, insan haklarından falan, bir kere gerçekten reform yapmaya, gerekli radikal adımları atmaya cesaretimiz var mı? Yoksa yalandan mı efeleniyoruz?..
       Hükümet olarak bir kurul oluşturuyorsunuz, adına Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu diyorsunuz ve Başbakan Yardımcısı’na bağlıyorsunuz.
       Verdiğiniz görev net; “Türkiye’de insan haklarını geliştirmeye yönelik önerileri içeren raporlar hazırlamak.”
       Güzel. Başbakanlıkta oda ve sekreterya veriyorsunuz. Kurul çalışmaya başlıyor. Pek çok rapor hazırlanıp size sunuluyor. Hiç itiraz etmiyorsunuz. Daha da güzel...
       Ne zaman ki, suya sabuna dokunan, azınlık ve kültürel haklarla ilgili tabuları sorgulayan bir rapor hazırlanıyor, ortalık karışıyor.
       Hükümet’ten önce “Bize ulaşan böyle bir rapor yok” açıklaması geliyor. Ardından “Böyle bir rapor hazırlanması için talimat vermedik” deniyor. Yetmiyor üstüne, evlere şenlik bir açıklama daha geliyor “Bu kurumun Başbakanlıkla ilgisi yok.”
       Olduuu!..
       Oysa Abdullah Gül ve Cemil Çiçek başta olmak üzere bu açıklamaları yapanlar çok iyi biliyorlar ki, bu kurumun Başbakanlıkla birebir ilgisi var. Raporlarını Başbakanlığa sunmak üzere hazırlar. Üstelik rapor hazırlaması için ayrıca talimat alması da gerekmez.
       Oysa bu inkar açıklamaları yerine çok daha cesur adımlar atılabilirdi. Gül veya Çiçek çıkar, “Evet bu Danışma Kurulu’nun hazırladığı bir rapordur. İçindeki pek çok görüşe katılmıyoruz. Zaten bağlayıcılığı olmayan istişari bir rapordur. Hazırlayanlara teşekkür ederiz” deyip geçebilirlerdi.
       O zaman ne tartışma bu kadar alevlenir ne de birileri kendinde basın toplantısı basıp, parçalama yırtma cesareti bulabilirdi...
       Daha vahim bir nokta var... Gerçi Cemil Çiçek rapora katılmadığını açıkladı ama şurası da bir gerçek ki, başta “Türkiyelilik” kavramını zaman zaman kullanan Başbakan olmak üzere, pek çok AKP’linin de rapordaki önerilerin önemli bir kısmına katıldığını biliyoruz. Ayrıca Türkiye azınlıklar ve kültürel haklar konusunda önümüzdeki dönemde yeni kararlar almak zorunda. Bu AB’nin her dediği olacak anlamına gelmiyor ama statükonun hayli zorlanacağı da ortada...
       Peki bu durumda, kimi feda edecekler? Yine Prof. Dr. Baskın Oran mı kurtların önüne atılacak?
       
PROF. KABOĞLU’NUN ZAFİYETİ
       Kurul Başkanı Prof. Dr. Kaboğlu’nun eksikliklerinin de hükümet üyelerinden aşağı kaldığı söylenemez.
       Bir kere, bu kadar hassas bir konuda, raporun hiç bir itiraza yer bırakmayacak şekilde görüşülüp oylanmasını sağlaması gerekirdi. Gerekirse defalarca görüştürür, defalarca oylatır, itiraz şerhlerini detaylı biçimde rapora ekletir, öyle açıklardı.
       Kaldı ki, en büyük hatalardan biri raporun Başbakanlığa sunulmadan kamuoyuyla paylaşılmasıdır. Belki de Hükümet bu raporun şimdilik kamuoyuyla paylaşılmasını istemeyecek, doğru zamanlama için biraz bekleyecekti. Ancak Hükümete bu şans tanınmadan raporun, üstelik de yarım yamalak açıklanması, sahiplenilmesini zorlaştırdı.
       Prof. Dr. Kaboğlu’nun raporun içeriği konusunda da çok basiretli davrandığını söylemek zor. Komisyon’da oylandığını ve kabul edildiğini söylediği bir rapor için “Sayın Baskın Oran’a söyledim sonuç bölümünde düzeltme yapıyor” yolundaki açıklamaları inandırıcılığı bir anda sıfıra indirdi. “Oylanmış, kabul edilmiş bir raporda neden ve nasıl değişiklik yapıyorsunuz?” sorusunun makul cevabı yoktur. Elbette bu durumda birileri kendinde “Raporu benim istediğim gibi değiştirin” deme hakkını bulabildi.
       Sonuç olarak öyle gözüküyor ki, kendi içimizdeki müzakerelere felaket bir başlangıç yaptık. AB ile yürüteceğimiz müzakerelerse şimdiden tüylerimizi diken diken ediyor.
       

Ümit SEZGİN / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü
       
 
       
   
MSNBC News Azınlıkları azıcık tartışmak
MSNBC News Damaklarda mayhoş bir tad var
MSNBC News 'Şart midur?'
MSNBC News Karar Brüksel'den sonra
MSNBC News AB 'yutarsa' sorun yok!
MSNBC News Medya müessesesini yıpratmayın!
MSNBC News Ya Meclis Başkanlığı ya Kabine'de değişiklik
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları