Home page
Haber Menüsü


 
Korumacılıkta çifte standart
 
Dünya ticaretindeki serbestleşme eğiliminin gelişmiş ülkelerin ekmeğine yağ süren bir yutturmaca olarak algılanmaması isteniyorsa, korumacılık türünden politikalarda da çifte standartçı yaklaşım bırakılmalıdır.
 
Ali Dölek
NTV-MSNBC
 
22 Haziran 2004—  Uluslararası ticarette son yıllarda artan küreselleşme baskısı, özellikle gelişmekte olan ülkelerin yerli sanayilerini koruma yönündeki çabalarını güçleştiriyor. Küreselleşmenin ardındaki mantık, ülkelerin gümrük engellerini kaldırmalarını zorunlu kılıyor.

   
 
       
   
MSNBC News Ali Dölek: Satamayınca yakıyoruz
MSNBC News Ali Dölek: Türk tarımı nadasa yattı
MSNBC News Ali Dölek: Dış ticarette küresel ısınma
MSNBC News Ali Dölek: KEİ toplantısı ardından
MSNBC News Ali Dölek: Birlik, dirlik getirecek mi?
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Bu zorunluluk yabancı ithal mallara karşı uygulanan tarife ve tarife dışı önlemlerin kaldırılmasıyla paralel gelişerek yerli üreticiyi yabancı mallara karşı rekabette gün geçtikçe daha zor bir durumun içine çekiyor. Dünya Ticaret Örgütü’nün üye ülkelere bu yönde yaptığı baskılar da mevcut duruma eklenince ülkelerin gümrük politikalarında korumacı yaklaşıma girmeleri zorlaşıyor.
       
DAMPİNG SAVAŞLARI
       Gümrük vergilerinin kademeli olarak düşürülmesi, kotaların kaldırılması türünden serbest ticaretin geliştirilmesine yönelik çalışmalar, ülkelerin yabancı mallara karşı farklı korumacılık önlemleri geliştirmeleri yönünde zihin jimnastiği içine girmelerine yol açıyor. Bunlardan birisi ve son yılların moda uygulaması anti-damping vergileri.
       Bir ülkenin yerli üretimine karşı uyguladığı dünyaca kabul görmüş genel ilkelerden uzak aşırı teşvik politikaları sonucunda yerli üreticisini desteklemesi anlamındaki damping uygulamasına bir tepki olarak doğan anti-damping vergileri son yılların moda kavramı. Dünya ticaret gündeminin baş sıralarında yer alan anti-damping vergileri, bir ülke malının haksız rekabet unsuru yaratacak biçimde aşırı teşvik edilmesi ve sübvansiyonlar uygulanması sonucunda fiyat dengelerini sağlamak amacıyla ithalatçı ülkeler tarafından uygulanıyor.
       Dünya Ticaret Örgütü de dampinge karşı önlemler alınması konusunda ilgili ülkelerle hemfikir. Dünya Ticaret Örgütü’nün temelini oluşturan GATT döneminde bile ithalatta haksız rekabetin önlenmesi konusu örgütün temel gündem maddelerinden birini oluşturuyordu.
       
TÜRKİYE LİDERLİĞE YÜKSELDİ
       Türkiye de son yıllarda özellikle başta Çin olmak üzere Uzakdoğu mallarına karşı anti-damping uygulaması içine giren ülkeler arasında. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın başlattığı soruşturmalar sonucunda 20’ye yakın üründe damping uygulaması yapıldığı tespit edilerek karşı önlem olarak anti-damping vergisi uygulanacağı karara bağlandı.
       Türkiye’nin başlattığı damping soruşturmaları, sadece Uzakdoğu ülkeleriyle sınırlı değil. Özellikle geçen yıl ABD, Almanya ve İtalya’dan ithal edilen bazı mallara yönelik de haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle damping soruşturması başlatıldı. Türkiye şu an itibariyle 20 ülkeden toplam 50 ürüne karşı anti-damping vergisi uyguluyor.
       Türkiye’nin damping soruşturmaları konusunda son yıllarda başlattığı atak, dünya ticaret çevrelerinde dikkat çekici bir boyuta ulaştı. Nitekim 2003 yılında dünyada anti-damping uygulaması yapan ülkeler sıralamasında Türkiye birinci sıraya yükseldi. Bizce yerli sanayiyi korumak adına olumlu bir adım olan bu gelişme, maalesef yine gelişmiş ülkeler tarafından bir tepkiyle karşılaştı.
       
DÜNYA TİCARET ÖRGÜTÜ’NDEN UYARI
       Dünya Ticaret Örgütü, yayınladığı 2004 yılı raporunda, Türkiye’ye de geniş yer ayırarak özellikle Türkiye’nin başlattığı damping soruşturmalarını eleştiriyor. Türkiye’nin aşırı korumacı tavrından rahatsız olunduğu belirtilen raporda, Türkiye’nin komşularıyla başlattığı ikili anlaşmaların da haksız rekabet unsuru yaratacak boyutlara gelebileceğini söylüyor.
       Dünya Ticaret Örgütü’nün özellikle son Cancun Zirvesi’nde çıkmaza giren tarım sübvansiyonları konusundaki tavrı düşünülecek olursa, hele hele gelişmiş ülkelerin kendi canları yandığında korumacılık yönünde ciddi politikalar uyguladığı göz önüne alınırsa, bu tepkiyi anlamlandırmak zor görünüyor. Türkiye’nin son zamanlarda ABD, Almanya ve İtalya gibi gelişmiş ülke mallarına karşı da damping soruşturması başlatmış olması mı bu tepkiyi doğurdu dersiniz? Dünya Ticaret Örgütü, bağımsızlığını ve tarafsızlığını ne kadar koruyabiliyor acaba?
       Dünya ticaretindeki serbestleşme eğiliminin gelişmiş ülkelerin ekmeğine yağ süren bir yutturmaca olarak algılanmaması isteniyorsa, korumacılık, damping soruşturmaları türünden politikalarda da çifte standartçı yaklaşım bırakılmalıdır. Gümrük Birliği sürecine rağmen Avrupa Birliği’nin Türk tekstiline anti-damping vergisi uyguladığını zihinlerimiz unutmuş değil...
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları