| | | | Birliklerin uygulamada nasıl bir yapıda karşımıza çıkacağı, amaçlanan faydayı sağlayıp sağlamayacağı bugünlerde dış ticaret çevrelerinde en çok konuşulan konuların başında geliyor.
BU YIL ERTELENMEYECEK
İthalatçı birlikleri kurulmasına ilişkin hukuki düzenleme, ilk olarak 5 Ocak 2001 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış ve bakanlık onayı ile karar altına alınmış idi. Daha sonra 2 Nisan 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğ çerçevesinde 5.7.2002 tarihine kadar ithalatçılarımızın birliklere üye olması gerekliliği gündeme gelmişti.
Ancak 3 Temmuz 2002 tarihinde yayınlanan bir karar ile üye olma zorunluluğu 5 Temmuz 2003 tarihine ertelendi. Geçtiğimiz yıl, erteleme kararı yine gündeme gelmiş ve ithalatçı birliklerine üye olma mecburiyeti 5 Temmuz 2004 yılına ötelendi.
Dış Ticaret Müsteşarlığı, bu yıl ertelemenin sözkonusu olmayacağını ve ithalatçı birliklerinin mutlaka kurularak işlerlik kazanacağını söylüyor. Bu nedenle 5 Temmuz 2004 tarihinden itibaren ithalatçı birliklerine üye olmayan firmaların gümrüklerde işlem yapmaları mümkün olamayacak.
GENEL KURULLAR BU HAFTA TOPLANIYOR
Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın 8 Nisan 2004 tarihinde yayınladığı kararnameye göre ithalatçı birlikleri bu haftadan itibaren 17 Mayıs-2 Haziran tarihleri arasında genel kurullarını toplayarak çalışmalara resmen başlamış olacaklar.
Öncelikle tarım, işlenmiş tarım, orman ürünleri, maden, metal, tekstil, konfeksiyon, kimya, makine, nakil vasıtaları, elektrik-elektronik sektörleri olmak üzere yapılandırılan ithalatçı birlikleri, en az 50 ithalatçının başvurusu üzerine Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın teklifi ve ilgili bakanlık onayı ile kurulabiliyor.
İlgili sektörlerde hızla kurulan ithalatçı birliklerine bugüne kadar 8 bine yakın ithalatçı firma üye olmuş durumda. Bu rakamın, üye olma mecburiyetinin başlangıç tarihi olan 5 Temmuz 2004’e kadar 60 bine çıkması bekleniyor.
İTHALAT KURUMSAL YAPIYA KAVUŞUYOR
Türkiye’nin 70 milyar dolara ulaşan ithalatında yaşanan pek çok sorunun aşılmasında ithalatçı birliklerinin olumlu katkıları olacağı çok açık.
Örgütlenemeyen bir kesimin sorunlarını değil çözmek, dile getirmesi bile bugüne kadar pek mümkün olamadı. Dış ticaret açığının gündeme geldiği her platformda ithalatçı bir günah keçisi olarak gösterildi. Birkaç kaçak iş yapan yüzünden her ithalatçıya neredeyse düşük faturayla mal çeken, çifte faturalandırma yapan kaçakçı gözüyle bakıldı.
Dürüstçe ticaret yapan ve özellikle sanayiciye hammadde girdisi temin eden ithalatçılarımızın, bizzat kendilerinin de şikayetçi olduğu ithalattaki bazı yolsuzluklar ve haksız rekabet yaratıcı durumların birlikler aracılığıyla daha rahat önüne geçileceği temel beklentiler arasında. Dış ticaretin olgun bir yapıya kavuşabilmesi için ihracat kadar ithalatın da kurumsal bir yapıya kavuşması gerekiyor.
İthalatçı birliklerinin kurulması kararı, olumlu bir adım olmakla birlikte umarız bir dizi bürokratik sorunu beraberinde getirmez. Bugüne kadar doğrudan gümrüklerden halledilen bir iş akış sürecinin, farklı bir kurumu da kapsayacak olması işlemlerin gecikmesine sebep olur mu, birlikte göreceğiz.
Ayrıca, ihracatçı birlikleri ile ithalatçı birliklerinin aynı çatı altında toplanmamış olması, zaman içinde iki kesim arasında ne türden tartışma ve çatışmaları beraberinde getirecek, izleyeceğiz. Birlikten doğacak kuvvetin ithalatımıza ve genelde ülke dış ticaretine dirlik ve esenlik getirmesini diliyoruz. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
Ali Dölek: Tırlarımız Rum Kesimi'ni tanıdı bile