Home page
Haber Menüsü


 
Tırlarımız Rum Kesimi’ni tanıdı bile
 
Gümrük Birliği anlaşması gereğince 1 Mayıs tarihinden itibaren böylesi bir tablonun olacağı gayet açık bir gerçek olarak karşımızda duruyordu. Her konuda olduğu gibi bu konuda da Türkiye, alternatif planlardan yoksun görünüm çiziyor.
 
Ali Dölek
NTV-MSNBC
 
11 Mayıs 2004—  Avrupa Birliği’ne yeni üye olan 10 ülkenin arasında Güney Kıbrıs Rum kesiminin de olması, Türkiye açısından bazı ticari ve siyasi sıkıntıları beraberinde getiriyor.

   
 
       
   
MSNBC News Ali Dölek: Çin mallarına yakın takip
MSNBC News Ali Dölek: Dış ticarette Mayıs senaryoları
MSNBC News Ali Dölek: Karayolunda beklenen yönetmelik
MSNBC News Ali Dölek: Kıbrıs'ta ekonomi ne olacak?
MSNBC News Ali Dölek: Serbest bölgelerde artçı şoklar
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ı siyasi manada tanımıyor olması, her şeyden önce Avrupa Birliği ile imzalanan Gümrük Birliği sözleşmesiyle çelişki oluşturuyor.
       Gümrük Birliği sözleşmesi, Avrupa Birliği’ne yeni katılacak ülkelerin de sözleşme kapsamında olacağı ve Türkiye’nin sözleşmeyi bu ülkeleri de kapsayacak şekilde genişleteceğini baştan kabul şartını içeriyor.
       Güney Kıbrıs’ı siyasi açıdan tanımıyor olmamız, Gümrük Birliği anlaşması kapsamında nasıl bir tutum sergileyeceğimiz konusunda merak uyandırmaya devam ediyor.
       
TÜRK TIRLARI BEKLETİLİYOR
       Türkiye’nin yeni oluşan koşullar karşısındaki tavrı kadar, Avrupa Birliği’nin ve üye ülkelerin tavrı da merak konusu.
       Merakı giderici nitelikteki ilk tepki, geçtiğimiz hafta yeni üye üç ülke ile Yunanistan’tan geldi. Hırvatistan, Slovenya ve Macaristan ile Yunanistan, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ı tanıması gerektiğine ilişkin kanaatlerini Türk tırlarının ülkelerine girişlerindeki tavırlarıyla açığa vurmuş oldular.
       Sözkonusu ülkeler, Türk tırlarına ait yeşil kart sigorta poliçelerinde Güney Kıbrıs’ın geçersiz ülke olarak işaretlenmesine tepki göstererek, tırların ülkelerine girişine izin vermedi. Özellikle Yunanistan’a giriş yapacak çok sayıda tırın İpsala sınır kapısında bekletildiğine ilişkin haberler basına bile yansımakta gecikmedi. Tırların gecikmeli olarak seyahati, ihracatçılarımızı ve nakliyecilerimizi mağdur etti.
       Türk plakalı tırların ilgili ülkelere giriş yapabilmeleri için yeni sigorta poliçelerinin düzenletilmesi zorunluluğu, nakliyecilerimiz için ek bir mali yükü beraberinde getirdi. Ancak nakliyeci birliklerinden aldığımız bilgiye göre daha büyük sıkıntıların oluşmaması için pek çok firmanın bu maliyete katlandığını ve özellikle Yunanistan’a giriş yapabilmek için poliçeleri Yunan makamlarının istediği şekilde yenilediklerini öğreniyoruz.
       Başta Yunanistan olmak üzere Hırvatistan, Macaristan ve Slovenya’nın bu tavrı, her ne kadar teknik bir sorun gibi gözükse de, arkasındaki siyasi amacı sezmemek mümkün değil. Başbakanlar düzeyinde sürdürülegelen siyasi yakınlaşma maalesef uygulamada karşımıza aynı sıcak atmosferi çıkarmaya henüz yeterli olmuyor.
       
NAKLİYECİLER TEPKİLİ
       Son günlerde yaşanan olumsuz atmosfer karşısında geçen hafta Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) bir açıklama yaparak duruma dikkati çekti.
       Türkiye’nin nakliye sektörünün ve dolayısıyla dış ticaretinin önüne bir engel olarak çıkarılan bu haksız uygulamayı eleştiren UND, konunun sadece bir teknik mesele olmadığını ve siyasi gayeler taşıdığını vurguladı.
       Türkiye’nin bu açmaza çözüm getirilmediği takdirde nakliye maliyetlerinde de bir artış olabileceğine işaret edilen açıklamada, diğer AB ülkeleri dışında sadece ilgili dört ülkenin böylesine adaletsiz bir tutum takınmasının da Rum kesiminin tanınmasına yönelik bir baskı unsuru özelliğini taşıdığına dikkat çekildi.
       
TÜRKİYE TAVRINI NETLEŞTİRMELİ
       Türkiye’de maalesef yıllardır süren stratejik bakış açısından yoksun, anlık kararlarla hareket edilen bir uluslararası ilişkiler yönetimi devam ediyor.
       Gümrük Birliği anlaşması gereğince 1 Mayıs tarihinden itibaren böylesi bir tablonun olacağı gayet açık bir gerçek olarak karşımızda duruyordu. Her konuda olduğu gibi bu konuda da Türkiye, önceden belirlenmiş alternatif planlardan yoksun kalmış bir ülke görünümü çizmeye devam ediyor.
       Uluslararası ilişkilerle ilgili pek çok konuda tavrımızın belirsizliği, istikrarsız bir insanın kararsızlığını andırıyor. Nitekim Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki tavrının belirsizliği, geçtiğimiz günlerde Sayın Başbakan’ın basın toplantısındaki söylemlerine Sayın Abdullah Gül’ün müdahale etme gereği duyması türünden tablolarla da kamuoyuna yansımakta gecikmiyor.
       Sayın Başbakan’ın ilgili basın toplantısındaki “bütün dünya tanımış, ben tanımıyorum diye ısrar etsek ne olur” yönündeki sözünü şu şekilde değiştirebilir miyiz ne dersiniz: “tırlarımız bile tanımış, ben tanımıyorum diye ısrar etsek ne olur???
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları