| | | |
SESSİZLİK NİHAYET BOZULDU
Karadeniz ülkelerinin ekonomik işbirliğini ve ticaret serbestiyetini artırmak amacıyla 11 yıl önce imzalanan Karadeniz Ekonomik İşbirliği, bugüne kadar atıl bir vaziyette sesi soluğu çıkmayan bir anlaşma metni olarak tozlu raflarda duruyordu.
İşbirliğine imza atan ülkelerin içsel sorunları kadar, bölgedeki hareketlilik ve ülkelerarası ilişkilerden kaynaklı sebepler, KEİ’nin uzun süre sessizliğe gömülmesine yol açmıştı. Her platformda KEİ’nin varlığı tartışılır hale gelmiş ve “ne yapar şu bizim KEİ?” tarzında istihza dolu söylemlerin muhatabı olmuştu.
Nihayet sessizlik bozularak geçtiğimiz haftalarda KEİ İş Konseyi toplandı ve Karadeniz’de yeni iş ve yatırım imkanları tartışıldı. Toplantıda bölge ülkeleri arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi konusunda ülke temsilcileri aracılığıyla yeni stratejiler belirlenerek KEİ’nin dünya ticaretinde daha etkin rol alabilmesinin önü açılmış oldu.
KEİ’NİN GÜCÜ YADSINAMAZ
KEİ’yi oluşturan ülkelerin ekonomik gücü ve genelde sahip oldukları özellikler itibariyle KEİ yadsınamayacak potansiyele sahip bir birlik olabilecek nitelikte aslında. Karadeniz ülkelerinin toplam dış ticaret hacmi 400 milyar dolara ulaşmış durumda.
Enerji kaynakları açısından farklı alternatifleri bünyesinde barındıran bir yapıya sahip. Bu açıdan dünyadaki hızlı gelişme potansiyeline sahip ülkelerin başında geliyor. Bu arada KEİ ülkelerinin dünyanın ikinci büyük enerji kaynaklarına sahip olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Dünya enerji ihtiyacının geçiş bölgesinin de bu havza olması ayrıca dikkat çekici bir nitelik taşıyor.
20 milyon kilometre karelik bir alana sahip olan Karadeniz ülkelerinin genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğunu ve toplamda 350 milyona ulaştığını da gözden uzak tutmamak lazım. Geniş toprakların tarımsal üretim için elverişli olmasının yanı sıra bölgenin turizm yatırımları için cazibe merkezi olması da bölgeyi önemli kılan faktörler arasında.
İŞBİRLİĞİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR
15 üye ülkeden oluşan KEİ’nin hak ettiği seviyeye gelebilmesi için bölge ülkeleri arasındaki işbirliğine hız verilmesi gerekiyor.
İşbirliği konusunda özellikle Karadeniz Kalkınma Bankası’nın da daha aktif bir konuma getirilmesi şart. Bugüne kadar varlığı ile yokluğu arasındaki fark neredeyse belli olmayan bankanın daha güçlü bir yapıya kavuşturulması zorunluluk arzediyor.
Üye ülkelerin karşılıklı yatırımı teşvik edici hukuki düzenlemelere gitmelerinde ve yasal altyapıdan kaynaklı sorunları gidermesinde de büyük faydalar var. Böylece hem yabancı sermaye için gerekli koşullar sağlanmış, hem de karşılıklı piyasa entegrasyonu hızlandırılmış olacaktır.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği’nin daha aktif hale gelebilmesi için bütün bunların başında elbette ki ülkelerin birbirlerine olan siyasi bakışlarında da revizyona gitmekte fayda olduğu gayet açık. Yunanistan-Türkiye, Türkiye-Ermenistan, Ermenistan-Azerbaycan türünden ikili sıralamalar yapacak olursak neyi kastettiğimiz daha da netleşecektir herhalde. Güçlü ekonomik ilişkilerin, güçlü siyasi ilişkiler zemini üzerinde yükseldiğini unutmamak gerekiyor. | |
Ali Dölek: Birlik, dirlik getirecek mi?
Bankaların kara tahtaları siliniyor
