Home page
Haber Menüsü


 
Satamayınca yakıyoruz
 
Satmak ile pazarlamak arasındaki farkı halen kavrayamayan Türkiye, son tütün olayıyla, tarım sektörü, teşvik politikaları, stratejik bakıştan yoksunluk konusundaki niteliklerini bir kere daha göstermiş oldu.
 
Ali Dölek
NTV-MSNBC
 
15 Haziran 2004—  Tütün üreticisini desteklemek amacıyla Tekel’in bugüne kadar destekleme alımı kapsamında satın alıp depoladığı tütünlerin ne olacağına ilişkin karar nihayet çıktı. Kararı uzun uzadıya anlatmaya gerek yok, tek kelime ile özetlenebilecek türden: Yakalım!

   
 
       
   
MSNBC News Ali Dölek: Türk tarımı nadasa yattı
MSNBC News Ali Dölek: Dış ticarette küresel ısınma
MSNBC News Ali Dölek: KEİ toplantısı ardından
MSNBC News Ali Dölek: Birlik, dirlik getirecek mi?
MSNBC News Ali Dölek: Çin mallarına yakın takip
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
YAK BİR SİGARA…
       Devletin tarımı desteklemek adına çiftçiden alım yaparak stokladığı ve bugüne kadar ancak 20 bin tonunu işleyip satabildiği 308 bin tonluk tütün stoğunun ne olacağı uzun süredir tartışılıyor ve mesele bir türlü çözüme kavuşturulamıyordu.
       Çiftçiye zamanında 1 katrilyon lira ödenerek alınan tütünler ile ilgili olarak, bugüne kadarki stoklamanın devlete maliyeti de yaklaşık 2 katrilyon liracık kadar… Stokta bekleyen 308 bin tona yakın tütünün bugüne kadar olan toplam maliyeti bugünkü değerlerle 3 katrilyonu buluyor.
       Stoktaki tütünleri satamayan Hazine’nin bugüne kadar stoklama ve bakım için Tekel İdaresine ödediği ücretlerin artması ve Tekel’in özelleştirilmesi gibi sorunlar da meselenin üzerine eklenince, sorun içinden çıkılmaz bir hale dönüştü. Kimse bu tütünlere ne yapılacağını bilemez halde stoklara bakmaya devam etti.
       Ancak bu sefer bürokrasi karar vermekte çok da gecikmedi aslında. “Yak bir sigara” dercesine stoklarda bekleyen 308 bin tona yakın tütünün, piyasadaki fiyat dengelerini bozmaması için yakılmasına karar verildi.
       Piyasaya sürersek fiyat dengeleri bozulur mantığından yola çıkıp yakmak ne kadar doğru tartışılır. Fiyatlar düşmesin diye nehirlere ve denize domates döken kabzımal mantığına alternatif üretemeyen bir toplum muyuz yani?
       Yakılınca yaratılacak olan Türk tütününün imaj kaybı da ayrı bir tartışma konusu. Tütünler yanarken yakma kararını verenler karşısına geçip sigaralarını acaba sevinçten mi yoksa üzüntüden mi yakacaklar, merak ediyorum doğrusu.
       
DESTEKLEMEYİ BİLE BECEREMİYORUZ
       Türkiye’de tarımın yeteri kadar destek görmediği, gelişmiş ülkelerdeki tarım sübvansiyonları yanında komik rakamlarda çiftçinin desteklendiği yönünde çok yazılıyor ve konuşuluyor. Biz de daha geçen hafta yazımızda buna işaret etmiştik.
       Tarımın Türkiye’de gerekli ilgiyi görmediği ve çiftçinin desteklenmesi gerektiği gayet açık bir gerçek. Ancak tütün destekleme alımlarıyla yaşanan bu son gelişme, desteklemeyi bile stratejik bir boyuta taşıyamadığımızın açık bir göstergesi niteliğini taşıyor.
       Fındıkta, çayda olduğu gibi tütünde de hükümetler bugüne kadar belli bir tarım politikasından ve stratejiden yoksun bir biçimde, üretimi desteklemek adına her yere ekim yaptırarak, kendi eliyle bilinçsiz bir artı ürün oluşumuna zemin hazırlamıştır.
       Siyasi irade, bugüne kadar, çiftçinin elindeki ürünü yine milletin parasıyla alıp stoklamaktan ve yine milletin parasıyla stoktaki ürüne bakım yapmaktan başka bir formül üretmemiştir; üretme arayışına da girmemiştir. Kamu harcamalarındaki şişkinlik ve kamudaki israf kavramlarıyla kastedilen bu olsa gerek.
       Anlık kararlarla destekleme adına bilinçsizce yapılan alımların, uzun vadede nasıl da bir sorun yumağına dönüştüğünün güzel bir örneğini yaşıyoruz tütün olayında. “Destekleme”, uzun vadede yine vatandaşa nasıl da “köstek” olarak geri dönüyor…
       Yakılacak bu 308 bin ton tütünle ilgili tütün üreticisinin de yüreğinin sızlamayacağını kim söyleyebilir. Bugüne kadar alımlar ve bakım süresince yapılan 3 katrilyon liraya yakın harcamanın, tütün üreticisi de dahil bütün bir millete vergi yükü olarak dönmeyeceğini, hatta bugüne kadar cebimizden çıkmadığını kim iddia edebilir!.. Bunun bir tarım desteği olup olmadığını ciddi olarak düşünmek gerekiyor artık.
       
TEKEL NİYE ÜRETİP SATAMIYOR?
       Tütün stoğuna ilişkin yaşanan bu son gelişme, bize Tekel’in bugüne kadar nasıl içinin boşaltıldığını bir kere daha hatırlattı.
       Yabancı sigara üreticisi kartellerin Türkiye’ye sigara ihraç etmek ve Türk sigara ve dolayısıyla tütün üretimini baltalamak arzularını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Türkiye’ye yetmişli yıllarda yabancı sigara kartellerinin girme taleplerinin reddedilmesinin ardından Tekel’e ait sigara fabrikalarının sabote edildiğini anımsatmak isteriz.
       Yetmişli yıllardaki ülkeye yoğun kaçak sigara girişiyle birlikte Türk halkının tütün beğenisi de değişmiş ve Virginia tarzı tütüne olan bağımlılık artmıştır. O yıllarda Türkiye’ye kaçak sigara girişini desteklemek amacıyla komşu ülkelerden birinde sigara fabrikası kurulduğunu her halde hatırlıyorsunuzdur.
       Seksenlerden itibaren hükümetler nezdinde siyasilerin sigara ithaline izin vermesi, Tekel’in yabancı tütünlerle ve özellikle Virginia tarzı tütünle üretim yapabilmesine zemin hazırlanabilmesi için yürütülen “siyasi girişimleri” de anımsıyorsunuzdur. Sigara ve tütün ithali konusunun, siyasilerin dayıları, amcaları, kuzenleri ve bilumum akraba-i taallukatın gündemine nasıl düştüğünü unutmamışsınızdır. Paparazzi kültürüyle zihinleri iğdiş edilen toplumun bilinçaltında tütünle ve Tekel’le ilgili bu anılar mevcuttur.
       Tekel idaresinin özelleştirilmesinde yaşanan son fiyasko ve son bir yıllık gelişmeler, zamanında önemli bir kamu iktisadi teşekkülü olan Tekel’in son halini göstermesi açısından ibret dolu sahneler içeriyor ve gelinen noktayı çok güzel özetliyor.
       Pazarlama Yoksunluğu
       Satmak ile pazarlamak arasındaki farkı halen kavrayamayan Türkiye, son tütün olayıyla, tarım sektörü, teşvik politikaları, stratejik bakıştan yoksunluk konusundaki niteliklerini bir kere daha göstermiş oldu.
       Türkiye dış ticareti, bugüne kadar maalesef “ihracat” ile “uluslararası pazarlama” kavramları arasındaki farkı bile ayıramayan bir öğrenci benzeri siyasi kadrolarla yönetildi neredeyse. Bugüne kadar ve halen de üretememekten yakınan Türkiye, ürettiğini satamamaktan, değerlendirememekten de muzdarip olacaksa vay bizim halimize…
       Ülkem adına umut aşılamak ve karamsar yazılar yazmamak konusunda okurlarıma söz vermiştim ama sigaramı yakarken yanan tütünleri hayal etmekten kendimi alamadım, kusura bakmayın. “Son gelişmeler çok iyi canım; buna hakkın yok” diyorsanız, fikirlerimi size satamadığıma göre yazımla ilgili bir önerim var: Yakın gitsin!..
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları