|
|
TARIM DIŞLANDI Türkiye, yıllarca tarım-sanayi ikilemi içindeki anlamsız kısır tartışmaların ortasında bir ülke görünümü çizdi. Tarım, sanayileşmenin ve gelişmenin önünde bir engel gibi gösterildi. Ancak Türkiye neticede ne sanayide ne de tarımda gelişme kaydedebildi. Yıllarca tarım üreticisini destekleyen bir kurum olarak tanıtılan Ziraat Bankası, bu işlevinden uzaklaştırıldı. Üretici, devlet destekleri olmadan enflasyon karşısındaki fiyatlandırma sorununun altında ezildi. Gelişmiş ülkelerde tarıma uygulanan sübvansiyonlar nedeniyle dünya pazarlarında rekabet şansını yitirdi. Gelişen dünya ekonomisi içerisinde serbest ticaret politikaları nedeniyle Türkiye kapılarını yabancı ürünlere sonuna kadar açtı. Bu nedenle her geçen gün tarımsal ürün ithalatında ciddi artışlarla karşılaşılıyor. İTHALATTA ARTIŞ SÜRÜYOR Türkiyenin tarım sektöründeki ithalat rakamları son yirmi yılda ciddi boyutlarda artış eğilimi içine girdi. 80li yılların başında 55 milyon dolar seviyelerinde olan yıllık tarım ürünü ithalatı, geçen yıl 5 milyar dolara yaklaştı. İthalatın artışı, yerli üretimi pek çok ürün grubunda bitirme noktasında getiriyor. Bugüne kadar uygulanan yanlış ithalat politikaları, prim sisteminin tam olarak oturmamış olması, verimliliğin dünya standartlarının altında kalması gibi sebepler Türk tarımının son yıllarda nadasa yatmasına yol açmıştır. Örneğin ayçiçek üretimi ile ithalatı arasındaki ilişkiye bakıldığında Türk tarımının açı gerçeği gözler önüne seriliyor. Türkiye için büyük öneme sahip olan bitkisel yağ açığını kapamaya yönelik yağlık ayçiçeği üretimi, 80li yıllardaki 1,5 milyon tonluk yıllık kapasiteden günümüzde 700 bin ton seviyelerine gerilemiştir. Yarı yarıya düşen ayçiçeği üretimindeki bu boşluk, yine ithalatla kapatılma yoluna gidilmektedir. Sadece geçen yıl yapılan ithalata Türkiyenin ödediği para yarım milyar dolar düzeyinde. Pamukta da durum bundan farklı değil. Türk tekstil sanayinin yıllık pamuk ihtiyacı yaklaşık 1,5 milyon ton seviyelerinde. Türkiye bu ihtiyacın sadece 1 milyon tona yakınını cevaplandırabiliyor. Yarım milyon tonluk ithalat ise dünyanın önemli diğer pamuk üreticileri olan ABD, Çin, Mısır ve Yunanistandan sağlanıyor. Türkiye, pamuk ithalatı için her yıl yurtdışına yaklaşık 750-800 milyon dolar civarında ödeme yapıyor. İthalatı artan ve üretimi azalan ürünleri çoğaltmak mümkün. Ancak işin ilginç tarafı üretimi fazla olan ürünlerimizi de satmakta, ihraç etmekteki beceriksizliğimiz. Ürettiğimiz yaş meyve ve sebzenin sadece yüzde üçünü ihraç edebilen bir ülke olduğumuzu hatırlatmak isteriz. TARIMSAL DESTEKLER ARTIRILMALI Türkiyede tarıma sağlanan destekler gün geçtikçe azaltılmakta. Buna sebep olarak da ülke genelindeki mevcut ekonomik krizin yanı sıra dünya ülkelerinin Türkiyede desteklerin çok olduğu yönünde yaptıkları baskılar dile getiriliyor. Küreselleşme paralelinde alınan dünya ticaretinin serbestleştirilmesi kararı karşısında desteklerin ve sübvansiyonların azaltılması gerekliliği hatırlatılıyor. Ancak özellikle son DTÖ Cancun Zirvesinde gelişmiş ülkelerin tarımsal sübvansiyonlar konusundaki çifte standartları ve samimi olmayan yaklaşımları, bu baskıları haksız ve yersiz kılıyor. Türkiyede uygulanan tarımsal desteklerin dünya ülkeleri tarafından yüksek olarak gösterilmeye çalışılması, istatistiklerin yanlış yorumlanması ve bir tür saptırma olarak yorumlanabilecek nitelikte. Türkiyenin tarımsal nüfusunun yüksek olmasından dolayı, tarımsal destek tutarının toplamda yüksek görünmesi gayet doğal; ancak kişi başına düşen tarım destekleri, bir hektar üretim alanına tekabül eden destek tutarları türünden istatistikler incelendiğinde Türkiye dünya ortalamasının son sıralarında yer alıyor. Tarımsal desteklerin azaltılması yönünde gelişmekte olan ülkelere baskı uygulayan gelişmiş ülkelerdeki tarım destekleri ciddi rakamlara ulaşmakta. Bir hektar tarım üretim arazisi başına tarım desteğinde Güney Kore 9.341 dolarla birinci sırada yer alıyor. Onu 9.028 dolarla Japonya, 3.197 dolarla İsviçre izliyor. ABde bu rakam 730 dolar düzeyinde olup Türkiyede ise sadece 151 dolar. Türkiyede kişi başına düşen tarımsal destek tutarı da çok iç açıcı düzeyde değil: sadece 113 dolar. Bu rakam İsviçrede 635 dolar, Norveçte 489 dolar, Japonyada 438 dolar, ABDde 317 dolar, ABde ise 304 dolar seviyesinde. Dünya genelinde tarımsal destek tutarı ise toplamda 300 milyar dolar olup bu rakamın 280 milyarlık kısmı gelişmiş ülkelere ait. Bize sürekli baskı yaparak tarımsal destekleri kaldırmamız yönünde baskı yapan Avrupa Birliğinde ise tarımsal destek tutarı 100 milyar dolar seviyelerinde. Savunma sanayi kadar önemli olan tarımsal üretimde bir ülkenin kendi kendine yeterli olması gerçeği maalesef hükümetler tarafından bugüne kadar en çok ihmal edilen konuların başında geliyor. Yeni hükümetin tarım alanına ilişkin yasa çalışmalarına hız vermesi olumlu bir adım ancak köklü reformlara ve cesur icraatlara ihtiyaç olduğu da unutulmamalı. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||