|
|
IMF, Dünya Bankası gibi ekonomi çevreleri, büyümenin önümüzdeki yıl da devam edeceği yönünde görüş bildiriyor. Oldukça kırılgan bir yapıya sahip olan finans kesiminin ise halen bazı riskler taşıdığı ve en ufak bir dengesizlikte sarsıntı geçireceği yönündeki yorumlar ise ağırlıklı olarak devam ediyor. Ekonomideki olumlu havanın 2004 yılında da ihtiyatlı olunmakla birlikte temelde süreceğini söylemek mümkün. İhtiyat payını biraz daha yüksek tutarak olumlu havanın 2004 yılında Türkiye için de sözkonusu olduğunu söyleyebiliriz. Ekonomi çevrelerinin genel yorumu da bu yönde seyrediyor. HER ŞEYE RAĞMEN BÜYÜME Geride bıraktığımız 2003 yılının küresel ekonomi dengeleri açısından beklenenin üzerinde olumlu seyrettiğini söyleyebiliriz. ABDnin Irak müdahalesi, Dünya Ticaret Örgütünün Cancun Zirvesindeki görüşmelerin tıkanmaya girmiş olması, ABDnin dev mali açığının ülkedeki büyüme hızını kesmesi türünden korkutucu etkenlere rağmen, 2003 yılı genelde olumlu bir havada geçti. Çindeki SARS virüsü, Uzakdoğu dış ticaretinde yılın ilk yarısında bir gerilemeye sebep olsa da 2003ün ikinci yarısından itibaren hızla kendini toparlamaya başladı. Başta Çin ve Japonya olmak üzere Uzakdoğu ülkelerinin dış ticareti ve ekonomilerindeki büyüme oranları hızla yükselişe geçti. Japonya, son yılların en yüksek büyüme oranını yakalayarak sürpriz bir gelişme kaydetti. Her ne kadar dünya ortalamasının altında bir oran olarak karşımıza çıkıyor gibi görünse de Japonyanın bu yıl kaydettiği yüzde 2.2lik büyüme oranıyla 2003 yılı, Japonyanın son 10 yıllık dönemdeki en verimli dönemi olarak değerlendirilebilir. Arjantinin IMFye çektiği rest ve yaptığı baskılar sonucunda borcunu ödememesi Arjantin ekonomisinde kısmi bir iyileşmeye sebep oldu. Arjantin için sözkonusu olan iyileşmenin, genelde Latin Amerika ülkeleri için de gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Örneğin, Brezilyanın devlet başkanlığına Lula da Silvanın seçilmiş olması, ekonomi çevrelerince olumsuz yönde yorumlansa da, Silvanın politikaları Brezilya ekonomisinde iyileşmeye sebep oldu. Türkiye de 2003 yılında ekonomik büyüme hızında, ihracat artışında, enflasyon oranında beklenenin aksine olumlu bir seyir izledi. OLUMLU HAVA SÜRECEK Mİ? Küresel ekonomide yaşanan bu olumlu havanın 2004 yılında da sürmesi bekleniyor. Ancak olumlu yöndeki beklentiyi çok fazla da abartmamak gerektiğini söyleyenler de mevcut. İçinde bulunduğumuz yılda küresel ekonomi dengelerini bekleyen bazı tehditlerin olduğunu belirtenler de yok değil. İhtiyatlı yaklaşan sözkonusu ekonomi çevreleri, 2004 yılında özellikle ABDdeki mali açığın ve dış ticaret açığının yüksek seyrediyor olmasından, doların aşırı değer kaybından dolayı finans alanında risk algılamasının halen sürmekte olduğunu belirtiyorlar. Petrol fiyatlarının aşırı yükselmiş olmasının, enflasyonist baskıyı artıracağı ve bu durumun da dünya ticaretine olumsuz yönde etki edeceğini savunanlar da az değil. Ekonomik iyileşmenin ve yatırımların hız kazanmasının, ülkelerin aşırı borçlanma talebini artıracağını ve bu durumun da faiz oranlarını tetikleyeceğini öngörerek, bu durumun finansal risk anlamına geleceğini ve yükselen piyasaları tehdit edeceğini ileri süren yorumcuları da hesaba katmak gerekiyor. Türkiyenin de geçtiğimiz yıl yakaladığı iyileşmeyi sürdürebilmesi, kendi içindeki risk faktörleri kadar, küresel dengelerdeki risk faktörlerine sıkı sıkıya bağlı gözüküyor. 2003 yılı başında yazılan kötü senaryoların ortaya çıkmaması gibi, umarız 2004 yılı için tanımlanan risk faktörleri de gerçekleşmemiş birer senaryo olarak sadece hafızalarda kalır. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||