| | | | İhracattaki artışın 2004 yılının ilk aylarında da süreceği ve bahar aylarına kadar devam edeceği bekleniyor. Ancak ihracattaki artışın sürdürülebilir nitelik kazanabilmesi ve 2004 yılı ve sonrasında da aynı hızla devam edebilmesi için ihracatla ve genelde ekonomi ile ilgili bazı yapısal sorunların çözüme kavuşturulması gerekiyor.
Yapısal sorunların çözümlenmesi yanı sıra, kalıcı ve sürdürülebilir ihracat artışı için yatırımlara hız verilmesi kaçınılmaz gözüküyor. Bütün ekonomi çevrelerinin son günlerde ağız birliği yapmışcasına 2004 yılının yatırım yılı ilan edilmesi gerekliliğine işaret etmeleri de bunun bir göstergesidir diye düşünüyoruz.
GÖSTERGELER YATIRIMA İŞARET EDİYOR
Geçtiğimiz yıl firmaların kapasite kullanım oranının artış kaydetmesi ve yeni yatırımlara başlanmış olması sevindirici.
Makine-teçhizat yatırımlarının 2003 yılında yaklaşık 15 milyar dolar civarında olduğunu, yatırım malı ithalatının 2003 artış hızının son iki yılın rakamının üstünde seyrettiğini düşünecek olursak tablo güzel görünüyor. Ancak ihracat artış hızının devamı için yeterli düzeyde olduğunu söylemek zor.
Nitekim Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın geçtiğimiz haftalarda yayınlamış olduğu İhracat Stratejisi ile ilgili rapor da ihracatın sürdürülebilir nitelik kazanabilmesinin koşullarından birini, ülkede yatırımların artması ve ekonominin genel gidişinin sağlıklı olabilmesi olarak tanımlıyor.
Önümüzdeki yıl sanayicilerin girdi maliyetlerinin de kısmen düşük olacağı beklentisi piyasalarda hakim kanaat niteliğinde karşımıza çıkıyor. Enflasyonun ve dövizin düşük seyretmesi, 2004 yılında tarımsal üretimde artış beklentisi, enerji maliyetlerindeki düşük seyir, önümüzdeki yıl içinde üreticilerin girdi maliyetlerinin düşmesine ve dolayısıyla ihracatta rekabet avantajı yakalamalarına sebep olacak gibi görünüyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR İHRACAT ARTIŞI İÇİN YATIRIM
İçine girdiğimiz yeni yılda ekonominin olumlu seyrine devam etmesi durumunda, makine yatırımlarının 20-25 milyar dolar seviyelerinde olması bekleniyor. Bu durumun gerçekleşmesi, son iki yıldır devam eden ülke ekonomisindeki büyümenin 2004’te de devam edeceği anlamına geliyor.
Eğer yatırımlar gerçekten bu seviyelerde olursa 2004 ihracatında da artış eğiliminin süreceğini söylemek zor değil. Zira 2003’te yakalanan ihracat artış hızının 2004 bahar aylarına kadar bu tempoda devam edeceği beklentisi yüksek. Şayet yatırımlar da istenen seviyede olursa 2004’ün ikinci yarısında da artışın devam etmemesi için bir sebep yok.
Tabii bütün bu beklentiler, hükümetin istikrarlı politikalarına devam etmesine, olağanüstü bir makro dengeleri sarsıcı siyasi-ekonomik oluşumun gündeme gelmemesine bağlı. İhracatın önündeki yapısal sorunların giderilmesi gerekliliği de ayrı bir gerçeklik olarak karşımızda duruyor.
YATIRIMCI DIŞARIYA KAÇIYOR
Türkiye’de yıllardır yabancı sermayenin gerekliliğine ilişkin yapılan vurgu, bugün de aynı düzeyde yapılması gereken önemli bir husus olmaya devam ediyor. Türkiye olarak özlenen seviyede yabancı yatırımcıyı ülkemize çekmekte zorlanıyoruz.
Son günlerde artan görece ekonomik istikrar ortamı, yabancı yatırımcının Türkiye’ye bakışını kısmen değiştirmiş olsa da halen somut adımlar atılması noktasında çekimserlik devam ediyor.
Geçtiğimiz yıl, Türkiye ekonomisi ilginç bir gelişmeye daha sahne oldu. Yabancı sermaye gelsin diye uğraşan bir ülke olarak Türkiye, yurtdışına sermaye ihraç eden bir ülke konumuna girdi.
Dış ticaret açığına alışmış bir ülke idik, ama bu yıl doğrudan yabancı sermaye yatırımları konusunda açık veren bir ülke olma vasfını da yakaladığımızı gördük. Bu durum, Türkiye’nin bırakın yabancı yatırımcıya cazip görünmesini, kendi yatırımcısına bile güven veremediğinin bir işareti olarak yorumlanabilir. Ayrıca, Türkiye’nin ihtiyacı olan kalkınma hamlesi için gerekli sıcak paranın yurtdışına akması da göstergelere bakıldığında çok hoş görünmüyor doğrusu. | |
Ali Dölek: İhracat stratejisi neler getiriyor?
Bankaların kara tahtaları siliniyor
