 |
|
|||||
 |   |  |  | |||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||
  |
 |
|||||||
|
|||||||
|
|||||||
| Raporun, bugüne kadar eleştirilen strateji yoksunluğunu gidermesi noktasında anlamı büyük. Ayrıca, çalışmanın kamu kesimi kadar, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinden katılımcılardan oluşturulan bir çalışma grubu tarafından hazırlanmış olması da olumlu bir adım. Yeni hükümetin bugüne kadar izlediği toplumsal katılıma açık çalışmalardan bir diğeri olarak değerlendirilebilecek olan rapor, oldukça önemli ve uygulandığı takdirde Türkiye’de son günlerde yaşanan ihracat artışının sürdürülmesinde büyük rolü olabilecek hedefleri, yöntem ve uygulama bilgilerini içeriyor. GELECEK ÜÇ YILIN İHRACAT HEDEFİ “2004-2006 İhracat Stratejik Planı” isimli rapor, Türkiye’nin sürdürülebilir ihracat artışını sağlayacak ihracat yapısını oluşturmak amacını taşıyor. Bu amaç doğrultusunda raporda belirtilen sorunlar aşıldığı, tespit edilen muhtemel riskler ortaya çıkmadan hedeflenen adımlar atılabildiği takdirde, Türkiye’nin ihracat rakamının 2006 yılında 75 milyar dolara ulaşması hedefleniyor. Hedeflenen bu rakam, gelecek üç yılda ihracatın bugüne göre yüzde altmış oranında artması demek. Tabii bu hedefin tutturulabilmesi için raporda da belirtilen ihracatımız önündeki yapısal sorunların giderilebilmesi ve tespit edilen hedefler doğrultusundaki çalışmaların uygulamaya geçirilebilmesi gerekiyor. Raporda Türkiye ihracatının tarihi gelişiminden kısaca bahsedildikten sonra ihracatımız önündeki en önemli üç yapısal sorun şu şekilde sıralanıyor: Bölgesel ve sektörel bağımlılık, dünya trendlerine uymayan ihracat yapısı, istikrarsız ihracat artışı. Özellikle son sırada sıralanan ihracat artışındaki istikrarsızlığa yönelik yapılan vurgu bizce çok anlamlı. Hükümetin de son bir yılda yaşanan ihracat artışına karşı temkinli yaklaşılması gerektiğine ilişkin kanaat sahibi olduğunun bir göstergesi niteliğini taşıyor. Türkiye’nin yapısal sorunlarını aşmadığı müddetçe bu ihracat artışını sürdürebilmesi zor görünüyor. Raporun amacının, “sürdürülebilir ihracat artışını sağlayacak ihracat yapısını oluşturmak” şeklinde tanımlanması da bunun bir işareti değil mi zaten? İHRACATTA STRATEJİK AMAÇLAR Sürdürülebilir ihracat artışı için raporda tespit edilen ilk üç yılın stratejik amaçları, gerçekten de bugüne kadar konuyla ilgili çevrelerin yaptığı eleştirilerin dikkate alındığını göstermesi açısından çok önemli işaretler taşıyor. Stratejik amaçlar, beş ana grup altında sıralanmış durumda. Her grubun altında da alt hedefler belirlenmiş ve bu hedeflerin gerçekleşebilme olasılıkları, mevcut durum analizinin yanı sıra karşılarına çıkabilecek muhtemel riskler de tanımlanarak tartışılmış. Gelecek üç yılın ihracata yönelik stratejik amaçları şu ana başlıklar altında toplanıyor:  Kaliteli Türk ürünlerinin başta hedef ülkeler olmak üzere, dış pazarlarda müşteri odaklı ve dinamik tekniklerle tanıtım ve pazarlamasını sağlamak. İhracata ilişkin her türlü bilginin eşgüdüm içerisinde, güncel, etkileşimli ve küresel standartlarla uyum içerisinde kullanımını sağlamak ve Türkiye’nin ihracat potansiyelinin tanıtılması için gerekli altyapıyı oluşturmak. Sektörel öncelikler de dikkate alınarak ihracatçılara uluslararası rekabetçi fiyatlardan girdi temin etmek, üretim ve ihracat aşamasında yeterli ve etkin destek sağlayacak mekanizmaları geliştirmek. İkili ve çok taraflı ticari ilişkiler kapsamında, ihracatçıların pazara giriş olanaklarını geliştirmek ve mevcut pazar paylarını artırmak. İhracatın geliştirilmesi ve önündeki engellerin kaldırılması amacıyla kamu, özel ve sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyonu sağlayacak yapı ve işleyişleri geliştirmek. Raporda ana başlıklar halinde sıralanan bu stratejik amaçların gerçekleşebilmesi için ara hedeflerin ve taktiklerin de belirlendiğini ve her bir hedefe ulaşmak için atılması gereken somut adımların tanımlandığını görüyoruz. Her bir adımla ilgili mevcut koşulların ve muhtemel risklerin de analiz edildiğini gözlemliyoruz. STRATEJİ UYGULAMA GEREKTİRİR Bizim de yazılarımızda sürekli vurguladığımız gibi konuyla ilgili her çevrenin katılımıyla oluşturulacak stratejinin olmayışı yönündeki eksikliğin giderilmesi açısından Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın attığı bu adım takdire şayan. Belirlenen hedefler noktasında ve tespit edilen sorunlar açısından gerçekçi ve doğru bir mantık ekseni üzerine oturtulmuş bir stratejik plan niteliğini taşıması açısından da önemli bir adım. Ancak temennimiz her plan gibi arşivlerde bir anı olarak kalmaması yönünde. İyi niyetle atılmış bu adımın uygulamalarla hayata geçirilmesi ve ihracat artışının sürdürülebilir nitelik kazanması en büyük dileğimiz. Doğru stratejinin tespiti ardından kararlı icraatlara ihtiyaç duyulduğunu hatırlatmak isteriz. Tabii mevcut hükümetin buna gücünün olduğunu ama bahanesinin olmadığını da… | ||||
| |
|||
 Bankaların kara tahtaları siliniyor |
|||
| |
|||
 |
|
 |
|||||||||||||||
   |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
 | |||||||||||||||||
Ali Dölek: Dış ticarette kamusal yapılanma ihtiyacı
