Home page
Haber Menüsü


 
Tekstilde 2005 tehlikesi
 
Türkiye’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 35’ini gerçekleştiren tekstil ve hazır giyim sektörünü de 2005 sonrası için kötü senaryolar bekliyor.
 
Ali Dölek
NTV-MSNBC
 
19 Kasım 2003—  Dünya Ticaret Örgütü’nün, Uruguay Round Ticaret Müzakereleri esnasında imzalanan Tekstil ve Hazır Giyim Anlaşması (ATC) hükümleri çerçevesinde, dünya üzerindeki kota sisteminin 31 Aralık 2004 tarihinde sona ermesi kararlaştırıldı. Özellikle tekstil sektörünü yakından ilgilendiren bu kararla birlikte dünya tekstil ticareti yapısal bir değişiklik geçirecek.

   
 
       
   
MSNBC News Ali Dölek: Kayıtdışıyla mücadele ve gümrüklerimiz
MSNBC News Ali Dölek: Türk tarımı AB'ye girebilir mi?
MSNBC News Ali Dölek: Serbest bölgeler beklemede
MSNBC News Ali Dölek: Dış ticaret açığı büyüyor
MSNBC News Ali Dölek: İhracat hacminde Türkiye'nin payı düşük
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
ÇİN FAKTÖRÜ
       ATC Anlaşması çerçevesinde kotaların kaldırılmasının doğal bir sonucu olarak, tekstil ithalatçısı ülkeler konumundaki ABD ve AB üyesi ülkeler, özellikle son yıllarda ivmelenerek artan Çin üretimi karşısında neredeyse kapılarını sonuna kadar açar duruma geleceklerdir. Nitekim kota engeline rağmen ilgili ülkelerin Çin’den yaptıkları ithalattaki artış bunun somut bir göstergesidir.
       ABD’nin geçen yıl Çin’den yaptığı ithalat, bir önceki seneye oranla yüzde 140 artış göstermiştir. Amerikalı tekstilcilerin Bush’a yaptıkları müracaatta verdikleri rakamlar anlamlıdır.
       ABD tekstil pazarının yüzde 15’ini Çinliler ele geçirmiş durumdadır. Son bir yıl içinde 50’ye yakın fabrika kapanmıştır. Ayrıca ABD’nin dış ticaret açığında Çin’in payı da yüzde 20 gibi azımsanmayacak bir seviyededir. Bu ve benzeri rakamlar, ABD’nin 2005 sonrası için farklı bazı senaryolar içinde olduğu söylentilerini destekler mahiyettedir.
       Avrupa Birliği’nin de Çin faktörü karşısında kayıtsız kalması beklenemez. AB üyesi ülkelere Çin’den yapılan tekstil ithalatının her geçen gün arttığını istatistiklerden görmek zor değil. Nitekim Çin’den 2002 yılındaki tekstil ithalatı, bir önceki yıla göre yüzde 15 seviyelerinde artış kaydetti.
       
TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN TEHLİKE
       Türkiye’nin toplam ihracatının yaklaşık yüzde 35’ini gerçekleştiren tekstil ve hazır giyim sektörünü de 2005 sonrası için kötü senaryolar bekliyor. Karamsar tablonun ilk işaretleri son yıllardaki veriler incelendiğinde açık biçimde gözler önüne seriliyor.
       Avrupa Birliği ile yaptığımız Gümrük Birliği Anlaşması’na rağmen, Çin’in halen Avrupa pazarında söz sahibi olabilmesi Türkiye için düşünülmesi gereken bir olaydır. AB ile Türkiye arasındaki serbest ticaret anlaşmalarını hiçe sayarcasına Çin’in pazar payını artırmaya devam etmesi karşısında, kotalar kalktığındaki tabloyu hayal bile etmek istemiyoruz.
       Türkiye’de bugüne kadar yaşanan büyük ekonomik krizler, içerdeki hortumculuğa, beceriksiz yönetimlere rağmen, aslında büyük ölçüde dış etkenlerden kaynaklandı. 1929’lardaki Dünya Ekonomik Krizi’nden 1973’teki petrol fiyatlarındaki aşırı yükselmeye, hatta 1997’deki Asya ve Rusya krizlerine kadar dünya üzerinde yaşanan olumsuzluklar Türkiye’de de etkisini göstermekte gecikmedi.
       Şu anda da kapıda bir önemli kriz beklemekte. 2005 sonrasında dünyadaki tekstil savaşlarının Türkiye’yi etkilemeyeceğini düşünmek safdillik olur. GSMH’nın yüzde 12’sini, istihdamın yüzde 10’unu, ihracatın yüzde 35’ini gerçekleştiren tekstil sektörü de çökerse Türkiye’nin belini doğrultması çok zor olacaktır.
       Tek pazara ve tek sektöre hapsolmuş Türk ihracatı, sahip olduğu tek ve yegane sektörü de kaybetmenin eşiğindedir. Dünyanın önemli tekstil tedarikçileri arasında yer alan Kamboçya, Bangladeş, Pakistan, Nepal gibi ülkelerin ciddi araştırmalar ve acil eylem planları hazırladığı bir ortamda Türkiye’nin global gelişmelere duyarsız kalması beklenemez.
       
YENİ TİCARET MODELLERİ GEREKİYOR
       Türkiye’nin önünde önemli avantajlar olarak duran imkanları ve birikimleri doğru değerlendirmek ve sözkonusu avantajların geliştirilmesine gayret etmek gerekiyor. Tekstil sektöründeki yatırımcıların küçük ve orta boy işletmelerden oluştuğu dikkate alınırsa, kapıda bekleyen tehlikenin yaratacağı olumsuz atmosfer daha iyi hayal edilebilir.
       Türkiye’de gelişen marka bilinci ve moda olgusuna hız verilmesi şarttır. Çin ile oluşacak rekabet ortamında sadece maliyet üstünlüğüne dayalı bir rekabet Türkiye’ye fayda yerine zarar getirecektir. Türkiye’nin tekstil alanında yeni ticaret modellerine gereksinimi vardır.
       ABD ve AB üyesi ülkeler gibi gelişmiş ülkelerde Çin faktörü karşısında rekabet edebilmenin yolu, sadece bir tekstil tedarikçisi değil, markalar yaratmış bir sektör olmaktan geçiyor. Çin’in son yıllarda markalaşma çalışmalarına hız vermesi ve ülkesinde bir moda merkezi oluşturma gayreti içinde olması düşünülmesi gereken bir husustur.
       ABD ve AB, kotalar kalksa bile nasıl olsa yeni tarife dışı önlemler bulmaktan geri kalmazlar anlayışı ile beklemek Türk dış ticaretine çok şey kaybettirecektir.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları