| | | Verilerin detayına baktığımızda, sektörel bazda geçen yılki eğilimin devam ettiğini görüyoruz. Sanayi, ticaret, ulaştırma sektörleri yılın birinci çeyreğinde yüzde 8 ile 13 arasında büyüme gösteriyor. İnşaat sektörü ile mali kuruluşlar ise geçen yılın da üzerinde bir daralma yaşıyor. Uzun süreli resesyonların bir başka adı depresyondur. Bir başka ifade ile, ekonomi büyümeye devam ederken depresyona giren ya da girmek üzere olan sektörler ortaya çıkıyor.
CANLANMA ÖZEL TÜKETİMDE
Harcamalar yöntemiyle baktığımızda, geçen yıl yüzde 2 büyüyen özel tüketim harcamalarının bu yılın birinci çeyreğinde yüzde 6,5 büyüdüğünü görüyoruz. İç talepteki bu canlanma sinyalini Merkez Bankası iktisadi yönelim anketi ve CNBC-e Tüketim endekslerinden izleyebiliyorduk. Sektörel bazda en büyük artışın talep esnekliği yüksek olan dayanıklı tüketim malı gibi sektörlerden geldiğini, gıda gibi talep esnekliği düşük sektörlerde artışın sınırlı olduğunu görüyoruz. Yatırım harcamalarındaki artışın tamamının ise özel sektör yatırımlarından, bunun içinde de makina ve teçhizat yatırımlarından geldiğini görüyoruz. Kamu yatırımları ise yüzde 37 gerilemiş durumda. Benzer şekilde, maaş ödemeleri dahil kamunun cari harcamaları da yüzde 3 gerileme göstermiş.
KAMUNUN BÜYÜMEYE KATKISI YOK
Özetle, ister istemez tasarruf yapan kamunun 1. çeyrekteki hızlı büyümeye hiç bir katkısı bulunmuyor, hatta daha hızlı bir büyümeyi engelliyor. Büyümenin tüm sektörlere ve harcama gruplarına dengeli bir şekilde dağılmadığını görüyoruz. Dolayısıyla, bazı sektör temsilcilerinin büyümeyi hissedemedikleri yönündeki açıklamaları gayet doğaldır.
Şimdi önemli soru, geçen yıldan süregelen yüzde 7-8 bandındaki büyümenin ne kadar kalıcı olduğudur. Yılın birinci çeyreğindeki hızlı büyümenin bir nedeni, geçen yılın ilk iki ayında hala düşük bir üretim bazında olmamızdır. Geçen yıl ikinci çeyrekteki hızlı büyüme nedeniyle bu yılın ikinci çeyreğinde büyüme biraz hız kesecektir.
Elimizdeki sanayi üretimi, kapasite kullanımı ve ihracat rakamları ile CNBC-e tüketim endekslerine dayanarak yaptığım kişisel tahminim yılın ikinci çeyreğinde ekonominin yüzde 6lık bir büyümeyi sürdürdüğü şeklindedir. Yalnız, bugün yayınlanan CNBC-e endekslerinde önemli bir sinyalin olduğunu düşünüyorum. Haziran ayında tüketim eğilim endeksinde görece hızlı artış olmasına rağmen tüketici beklenti endeksinde az da olsa bir gerileme mevcuttur. Yani, bizi bugün tüketime yönelten iyimserlik geleceğe ilişkin beklentilerde aynı oranda değildir. Bu veri, iç talepte bugünlerde yaşanan canlanmada TLdeki değerlenmenin önemli bir payı olduğuna da işaret etmektedir. Bir başka ifade ile, iç talebe dayalı büyümenin kalıcılığı konusunda daha temkinli yaklaşmamız gerekiyor. | |