|
|
Rasyonel olmayan çoşkunluk, temel (fundamental) bir neden olmadan, sadece geçmişte arttığı için gelecekte de artmaya devam edeceği beklentisiyle hisse senedi piyasasında ortaya çıkan talep davranışını ifade eden bir kavram. | ||||
16 yıldan bu yana ABD Merkez Bankası Başkanı olan Alan Greenspan, dört yıl daha bu görevini sürdürecek. |
Greenspan, rasyonel olmayan bu çoşkunluk ya da iyimserliğin her an tersine dönebileceği konusunda bir uyarıda bulunmuştu. Bu uyarı oldukça etkili oldu ve arkasından ABD borsalarında sert düşüşler yaşandı. Elbette piyasalarda yaşanan bir çoşkunluk ya da iyimserlik rasyonel de olabilir. Temel bazı nedenlere, haberlere dayanan bir davranış, ya da aldığı riski bilerek spekülatif olarak yapılan bir davranış rasyonel olarak nitelendirilebilir. Greenspannin hisse senedi piyasaları için söylediği bu sözleri Türkiyede döviz piyasalarında bugünlerde yaşanan duruma uyarlamak mümkün mü? Yani TLnin değerlenme sürecinde rasyonel mi yoksa rasyonel olmayan bir çoşkunluk mu yaşanıyor. Hemen belirtelim, bu sorunun cavabını tam olarak bilmiyoruz. PİYASANIN ÖNÜNDEKİ RİSKLER Geçen yazımızda da belirttiğimiz döviz piyasası temel belirleyenlerini biraz daha açalım. Reel döviz kurunu belirleyen iki temel faktör bulunuyor. Birincisi, reel faizin yüksekliği, ikincisi ise beklenen reel kurdur. Ekonomik ve siyasi istikrarsızlığın fazla olmadığı bir ortamda, yüksek reel faiz ülke parasının değerlenmesine yol açar. Bu şartlar, içinde bulunduğumuz günlerde Türkiyeye çok uyuyor. Reel faiz, nominal faiz ile enflasyon arasındaki farktan kaynaklanır. Nominal faiz kabaca merkez bankasının belirlediği gecelik faize bağlıdır. Merkez bankasından bir faiz indirimi bekleniyor. Bu gerçekleştiğinde reel faizi indirecek bir gelişme yaşanacak. Fakat bu, reel faiz düşüşünü garanti etmeyecek, çünkü Mayıs -Temmuz döneminde enflasyon da ciddi boyutta düşecek. Örneğin, MBnin faiz indirimi aylık faiz getirisini yüzde 3den yüzde 2,5e indirebilir. Fakat aynı dönemde enflasyon yüzde 1,5den yüzde 0,5e gerilerse, reel faiz yüzde 1,5dan yüzde 2ye çıkar. Bir başka ifade ile reel faizin kısa dönemde hızlı inebilmesi için nominal faizin de çok hızlı düşmesi gerekir, bu pek olası olmadığına göre, kısa dönemde Türk Lirası cazibesini koruyacak. Yukarıda belirttiğimiz gibi kuru belirleyen ikinci önemli faktör, gelecekte beklenen kur seviyesidir. Örneğin 6 ay - 1 yıl sonra kurun ne olacağıdır. Bir ülke parasının orta ve uzun dönemdeki değeri o ülkenin dış ticaretini dengeye yaklaştıran değerdir. Son veriler cari işlem açığının ciddi bir artış eğiliminde olduğunu gösteriyor. Dışarıdan yabancı sermaye girişi olduğu müddetçe cari açık kurlar üzerinde baskı oluşturmaz. Fakat cari açık yükseldikçe de artan risk sermaye girişini durdurur, hatta tersine çeviririr. Rasyonel beklenti bunu gerektirir. Geriye bir tek, içeriden ya da dışarıdan Türklere ait dövizin piyasaya girmesi kalıyor. Ters para ikamesi dediğimiz bu sürecin boyutu ya da ne kadar süreceği en büyük belirsizliği oluşturuyor. DTH mevduatlara bakarsak bu süreç yavaşlamış ya da bitmiş durumda. Fakat yastık altından çıkan ve çıkacak olan, yurt dışından gelen ve gelecek olan döviz arzı konusunda belirsizlikler mevcut. Böyle bir para girişi ya da bunun artacağı yönünde beklentiler, bilgiler olabilir. Bu tür beklentilere dayanan bir hareket varsa TLnin bir süre daha değerleneceği yönündeki beklentiler rasyoneldir. Böyle bir beklenti ya da bilgi olmadan sadece geçtiğimiz haftalarda yaşanan TLnin değerlenme sürecinin devam edeceği beklentisiyle döviz arzı, TL talebi oluşuyorsa ortaya çıkan sonuç rasyonel olmayan bir çoşkunluktur. DEĞERLENME SÜRECİ TERSİNE DÖNEBİLİR Temel nedenlere dayanmayan bu psikoloji ile gerçekleşen TLnin değerlenme süreci her an tersine dönebilir. Kendim de dahil olmak üzere iktisatçıların büyük bir kısmı, artan cari işlem açığına dikkat çekerek kur konusundaki beklentinin önümüzdeki dönemde TLnin değer kaybedeceği yönünde olması gerektiğine işaret ediyorlar. Bu, beklentilerin rasyonel olması için bir öngörüdür. |
|||
| Fakat döviz piyasasında, özellikle son 2-3 haftadır yaşananlar, tam olarak açıklayamadığımız bazı temel değişimlerin olabileceğine de işaret ediyor. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi bunlar arasında en önemlisi Türklere ait dövizin içeriden ve dışarıdan piyasaya girmesi ya da bu yöndeki beklentidir. Döviz piyasasında ya temel bazı değişiklikler oluyor ve bunu şu anda tam teşhis edemiyoruz ya da rasyonel olmayan bir çoşkunluk yaşanıyor. Bunun cevabını verebilmek için bir süre daha beklememiz gerekiyor. Şu anda bildiğimiz iki şey var. Birincisi, böyle bir ortamda döviz kurunun kısa dönem dengesini tahmin etmek çok daha güçtür. İkincisi, gecikse bile orta ve uzun dönemde bir ülke parasının değerini belirleyen, ülkenin dış ticaretini dengeye yaklaştıran değerdir. | |||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||