|
|
Bilindiği gibi bu kanun, 1980li yılların kısmen liberalleşme eğilimi içine giren konjonktürel ortamından nasibi aldı ve 32 sayılı karar ile kısmen daha esnek bir yapıya kavuşturuldu. Türkiyenin Avrupa Birliği macerasının bir uzantısı olarak gündeme gelen Gümrük Birliği süreci ile birlikte 1996 yılında Merkez Bankası tarafından yayınlanan genelgelerle yapılan bir dizi düzenleme ile kambiyo mevzuatımız geçmişin katı kurallarla dolu hükümlerinden kısmen arındırılmış oldu. Gelişen dünya ekonomisi içerisinde bu yönde bir düzenleme içine gidilmesi zaten kaçınılmazdı. Bir ülkenin mal hareketinde liberalleşmeye gidip de para hareketinde halen korumacı bir model izlemesi, o ülke ticaretinin uluslararasılaşmasını engellemekten öte bir anlam ifade etmeyecekti. LİBERALLEŞME NE KADAR YETERLİ? Kambiyo mevzuatımızdaki bu kısmi liberalleşme eğilimi, her ne kadar olumlu bir gelişme olarak dikkatleri çekiyor olsa da, günümüz dünya ticareti içinde gelişen bazı finansal enstrümanların kullanımı sözkonusu olduğunda kambiyo mevzuatımızın ihracatçılarımızın önünü tıkadığına da şahit olmaktayız. İhracatçılarımızın tepesinde demoklesin kılıcı gibi duran ve halen her ihracatçıya sanki bir karapara aklama makinesi gibi bakan zihniyetin değişmesi gerekmektedir. Kambiyo mevzuatının en temel sorumlulukları arasında yer alan kambiyo taahhüt hesabı kapama zorunluluğu ciddi olarak sorgulanmalıdır diye düşünüyoruz. KAMBİYODAKİ TEMEL SORUMLULUKLAR Kambiyo taahhüt hesabı kapama sorumluluğu, bilindiği gibi mal hareketi ile para hareketinin bir bütün halinde bankalarda örtüştürülmesi zorunluluğunu beraberinde getirmektedir. Yani yurtdışına satılan her malın bedelinin mutlaka ülkeye getirilmesi ve ayrıca ihracat bedelinin de döviz ise mutlaka bir bankada Türk Lirasına çevrilerek bozdurulmasını şart koşmaktadır. İhracat bedeli dövizlerin de ülkeye 180 gün içinde getirilmesi gerekmektedir. Ancak 50 bin doların altındaki açık hesaplar kambiyo takibine konu olmamaktadır. Özet halinde verilmeye çalışılan kambiyo mevzuatındaki bu temel sorumluluklar, bazı operasyonel işlemlerle bir arada düşünüldüğünde ihracatçılarımızı ciddi olarak üzen ve kur farklarından dolayı zaman zaman ciddi maliyetler yaratan unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kambiyo kapama süresinin 180 gün olarak sınırlı tutulması, gelen dövizin mutlaka Türk Lirasına çevrilme mecburiyeti de ayrıca üzerinde durulması gereken konular arasında yer almaktadır kanısındayız. İhracatta kambiyo taahhüt kapama sınırının 50 bin doların altında olması, ihracatçılarımızı çoğu zaman ihracatların 50.000 dolar altında sevkiyatlar halinde gerçekleştirilmesi yönünde bir işleme yöneltmektedir. Bu durum da büyük hacimli ve tutarlı ihracat partilerinin özlenen seviyede olmaması türünden sıkıntıları beraberinde getirmektedir. KAMBİYODA YAŞANAN BAZI SIKINTILAR Türkiyede devletin dış ticareti, daha çok ihracattan ibaret bir işlem olarak algılama eğilimi içinde olması ve halen imalatçı-ihracatçı firmaların yaptıkları ihracatları ülke için daha faydalı bir işlem olarak görme eğilimi, özellikle trader kimlikli, al-sat yapan ama ülkeye ciddi miktarda döviz getiren dış ticaret firmalarını çoğu zaman içinden çıkılmaz zor durumlara itmektedir. Dış ticaret firmalarının yaşadığı en büyük zorlukların başında transit ticaret uygulamaları gelmektedir. Gelişen ve globalleşen dünya ticareti içinde, bir ülkede kaliteli olarak üretilen bir ürünü alıp başka ülkedeki bir pazara satmak isteyen Türk dış ticaret firmalarının karşısına, adeta niçin üretmiyorsun veya Türkiyede üretileni ihraç etmiyorsun? türünden bir soruyla çıkmak, küreselleşmeyi çok iyi anlamamaktır diye düşünüyoruz. Dürüst bir girişimci olarak Türkiyede elde ettiği kazancın vergisini veren, al-sat işlemi esnasında beyanını doğru biçimde yapan ama halen gümrük ve kambiyo karşısında kaçakçı veya karapara aklayıcı gözüyle görülen dış ticaret firmalarına bakışın değiştirilmesinde fayda olduğu kanısındayız. Transit ticaretle ilgili yaşanan sıkıntıları ayrı bir yazımda tekrar ele alacağımı belirtmek isterim. BANKALARDAKİ KEYFİ UYGULAMALAR Türkiyede yaşanan yetişmiş insan kaynağı sıkıntısı ve eğitim(sizlik) problemi, dış ticarette de kendisini bariz biçimde gösteriyor. Dış ticaret firmaları, gümrükleme şirketleri, nakliye firmaları, bankalar ve sigorta şirketleri şeklinde beş ana grupta toplanabilecek olan dış ticaret oyununun aktörleri, maalesef dış ticareti bütünsel olarak görüp algılamakta zorlanan kesimler olarak çoğu zaman karşımıza çıkıyor. Türkiyede dış ticaret piyasasının bu genel yapısından ve özelliğinden bankalardaki kambiyo elemanları da nasibini almaktadır. Kambiyoda yaşanan çoğu sıkıntıyı analiz ettiğimizde bunların çoğunun oldukça küçük ve basit olduklarını ama bazı keyfi uygulamalardan ve bilgisizlikten kaynaklı sorunlar olduğunu gözlemleriz. Nitekim bankalar arası uygulama farklılıklarının altında yatan ana sebep de burada aranmalıdır diye düşünüyoruz. Kambiyo mevzuatımızda liberalleşme eğilimine hız verilmesinde ve gelişen dünya ticareti içinde Türkiyenin daha fazla yer alabilmesi için gerekli bütün seferberliğin hükümet eliyle yürütülmesinde fayda vardır. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||