Home page
Haber Menüsü


 
Kıbrıs Türkleri tavuk yemek istiyor
 
Çetin pazarlık ve anlaşmazlık Türkiye ile Kıbrıs halkı arasında. Bakmayın, bu durumlarda en iyi çözüm işleri kendi akışına terk etmektir. Bırakın Kıbrıs halkı, nereye ait olduğuna kendisi karar versin.
 
Hakan Yaman
NTV-MSNBC
 
7 Ocak—   20 Temmuz 1974 günü, dokuz yaşımın sıcak bir sabahına uyandım. Tam karşımızdaki Mersin Tren İstasyonu’ndan, asker ve malzeme ara vermeden birliklere sevk ediliyordu. Evimizin opera locası gibi balkonundan sanki bir savaş filminin başlangıcını seyrediyorduk.

   
 
       
   
MSNBC News Hakan Yaman: Hülya Avşar bal gibi de bir markadır!
MSNBC News Hakan Yaman: Timsah, nehir ve baş örtüsü
MSNBC News Hakan Yaman: "No Logo" neden büyümeli?
MSNBC News Hakan Yaman: AKP, omlet ve ekonomik tabularımız
MSNBC News Hakan Yaman: Annemin küresel tişörtü
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Bilirsiniz; geç kalanların, yerlerine geçmeye çalışırken, oturanların ayaklarına basa basa izledikleri şu açılış sahnelerinden söz ediyorum. Sonra, karartmalı ve sıkıcı geceler takip etti. Ve babam, bir öğleüzeri, tankların fotoğrafını anı olsun diye çekerken gözaltına alındı. Neyse ki, bir hakim olduğu için karakolda onu uzun süre tutmadılar.
        Mersin şehri, 1974’ün Temmuz ayında, genç irisi bir askeri üs haline dönüşmüştü. Bu sırada, bir tanıdık yüzbaşı adaya görevli gitti. Döndüğünde yanında, on beş, bilemediniz on altı yaşında Kıbrıslı bir genç kız da vardı. Öğrendik ki zavallının ailesi Rumlar tarafından katledilmiş. Gazetelerde, televizyonda bize anlatılanların dolduruşuyla, genç Kıbrıslıya karşı şefkatle karışık ve sadece hayat kurtarıcılarda rastlanan bir üstünlük duygusu beslemeye başladık. Bütün gazeteler cayır cayır yazmıştı: Biz onların canlarını ve namuslarını koruyorduk.
       Teoride, hepsinin bize yerden göğe kadar müteşekkir olmaları gerekiyordu. Ben yaştakiler ilk defa, başka bir ülkeye, iyileri kurtaran Tommiks’in temiz yüzlü özgüveniyle, yukarıdan bakıyorduk. Gücümüz şimdilik Kıbrıs’a yetiyordu, ama olsun; “Bugün Kıbrıs, yarın kim bilir neresi” diye düşündük. Şu “Megalo idea”nın bir tür yerli uyarlaması yani...
       
TAVUK BİLE BULAMAMAK!
        Sonradan anladım ki, kazın ayağı ve soydaşlarımızın hissiyati bizim düşündüğümüz gibi değilmiş. Rum süngülerinden kurtardığımız Kıbrıslı kız, bir sohbet sırasında demesin mi: “Müdahale kötü oldu, Türkler geldikten sonra tavuk bile bulamadık” diye.
        Şaşırmıştım, çünkü kendisini ejderhanın pençesinden aldığımıza inandığımız bir “prenses”, bize vefasını değil hoşnutsuzluğunu itiraf etmişti. Şaşırmıştım, çünkü bizim için av eti yokluğunda olan tavuk, meğer dışardaki dünyanın en harcıalem çereziymiş. 1970’lerde biz tavukları daha çok, babamın davalarına baktığı köylüler evimize ricaya geldiklerinde, onların ellerinde canlı canlı baş aşağı beklerken görürdük. Köylüler akıllıydı: Babamın hediyeleri kabul etmeme olasılığına karşı, değerli hayvanlarını öldürmeden sunuyorlardı...
        Kapıların arkasına saklanarak izlediğimiz bu tiyatro, “hakim bey”in ricacıları geri çevirmesiyle biterdi. Sonra da kırk yılın başını bekle ki, köylüler, her biri farklı biçim ve ağırlıktaki tavuklarını şehir kasaplarına satsın, biz de tavuk yiyelim. Ölme tavuğum ölme!
        Buna benzer ikinci bir şoku ise 1980’lerde, üniversitede Kıbrıslı bir öğrenciyle tanıştıktan sonra yaşadım: Kantin seansları sırasında arkadaşımız, kendilerini İngiltere’ye daha yakın hissettiklerini söyledi ve Türklerin müdahale sırasında verdikleri zararları bize şikayet etti. Hangisine yanıt vereceğime karar verememiştim: Neredeyse işgalci gibi görülmemize mi yoksa adaya o kadar para ve insan gömmemize rağmen kendilerine yaranamamış olmamıza mı? Ama yanıt vermedim, çünkü biliyordum ki algılanan şey gerçeğin ta kendisidir...
       
TARİH BİLGİSİ YERİNE EKONOMİK VİZYON
        Sonraları Kıbrıs’la ilgili tüm tartışmalara, bu iki olayı kerteriz almadan bakamaz oldum. Bugün görünen o ki, baba Denktaş’ın ve bizdeki şahinlerin istedikleriyle, Kıbrıs halkının planları örtüşmüyor. Kıbrıslının düşünceleri 1974’den bu yana da pek değişmemiş.
       Onlar kendilerini Türkiye’nin yavrusu gibi görmek istemiyorlar. Bunca yıldır süren, ama bir yere varamayan ilişkimizin, ekonomik açıdan, kuru kuruya bir iki turist ve üniversite öğrencisi demek olduğunun farkındalar. Ayrıca, kendisine bile faydası tartışılacak Türkiye’nin, yavrusuna yardım edebileceğinden de emin değiller. Kıbrıslı öz kimliğini, Avrupa’ya daha çok yakıştırıyor.
        Tarihin gereğinden fazla ayrıntılı irdelenmesi, Kıbrıs’taki kararları çözümden uzaklaştırıyor. Amaç sanki, bize en yüksek faydayı sağlayacak kararı vermek değil de, bir tarih münazarasını kazanmak; bir tür “Tarihi Fazla İyi Bilme Felci.” Oysa, Kıbrıs kararınızın jürisinde, tarihsel ayrıntılardan daha çok, gelecek vizyonu ve ekonomik değerlendirme yer almalıdır.
        Belli ki insanlar gibi ülkelerin de canı çıkmadan huyları çıkmıyor. Kıbrıs’ı kendi ülkemiz gibi görüyor ve aynı çürük paradigma tahtalarına basarak değerlendiriyoruz.
        Gelin biz, rahatsız edici sorulara yaslanıp bu paradigmalara biraz kabadayılık taslayalım: Kıbrıs halkının gerçek hissiyatını yansıtan görüşler, basınımızda neden bölücü örgüt muamelesi görüyor? Yeni küresel düzende artık, “yumuşak karın” gibi anlamsız kavramlar kaldı mı: Fark ettiniz mi, adam baskın bir devlet olduğu için, istediği zaman atlama taşlarını kullanıp dünyanın öbür ucundaki ülkelere bile müdahale edebiliyor.
       Statüyü korumak, ne zamandan beri “pazarlığı kazanmak” olarak adlandırılıyor: Bunca senedir bir anlaşma yapılamaması ve ada ekonomisinin geriye kaymasını önleyememek bile kendi başına başarısızlıklar değil mi? İnsanlara ilaç gibi geleceği biliniyor olmalı ki, kendi kaderlerini belirleme hakkı Kıbrıs’ta yıllarca halkın “erişemeyeceği, serin ve kuru bir yerde” saklanmış. Şimdi AB yumurtası kapıya gelince köşeye sıkışıp varılacak anlaşmadan ne hayır bekliyorsunuz?
        Asıl çetin pazarlık ve anlaşmazlık Türkiye ile Kıbrıs halkı arasında. Bakmayın, bu durumlarda en iyi çözüm işleri kendi akışına terk etmektir. Bırakın Kıbrıs halkı, nereye ait olduğuna kendisi karar versin. Bırakın Kıbrıs halkı, artık istediği gibi “tavuk” yesin...
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları