|
|
Yatırım-üretim-ihracat çizgisi içerisinde gelişimi planlanan serbest bölgelerin temel kuruluş amacı, üretim yapıp üretilen malların ihraç edilmesi yönünde idi. Devletin serbest bölgelere bakışı, bu amaç doğrultusunda, serbest bölgelerle ilgili yaptığı yasal düzenlemelere tarih içinde bu çerçevede yansıdı. Transit rejimine izin verilmemesi, kar maksimizasyonunun serbest bölgelerde bırakılması amacına yönelik olarak yapılacak kağıt üzerinde serbest bölgelere giriş-çıkışa müsaade edilmemesi türünden yasaklamalar da bu yaklaşımın birer göstergesi olarak karşımıza çıktı. YATIRIMCI SERBEST BÖLGEDEN UZAK DURUYOR Alınan kararlar ve uygulamaya yansıyan yasaklayıcı tutum, her ne kadar serbest bölgelerin kuruluş amacı doğrultusunda olsa da, piyasalarda tedirginlik yaratıcı niteliktedir. Özellikle son günlerde gündeme gelen serbest bölgelerde vergi muafiyetinin kaldırılacağı yönündeki açıklamalar, serbest bölgeyi düşünen yatırımcıların düşüncelerinden vazgeçmelerine sebep olmuştur. Bu ve benzeri yaklaşımlar, serbest bölgelerin atıl kalmasına ve beklenen ekonomik ve ticari dinamizmi yaratmaktan uzak yerler konumuna itilmesine neden olmaktadır. Serbest bölgelerin sağladığı ciddi avantajlar, muafiyetler ve bürokrasideki kolaylığa rağmen, niçin beklenen canlanmanın ve yatırım patlamasının olmadığı yönündeki soru, serbest bölgelerin konuşulduğu ve tartışıldığı her seminerimde gündeme gelmiştir. Yanıtı ise belki tatminkar olmaktan uzak ama doğru ve basit bir söylemle sözkonusu tedirginliğin altını çizmek şeklinde olmuştur. Serbest bölgelerin, kuruluş amacı dışında, tamamen fiktif hareketler çerçevesinde vergi kaçırmaya teşebbüs maksatlı faaliyetlerin merkezi haline gelecek şekilde bazı firmalar tarafından kullanıldığı doğrudur. Ancak bu durum, gerçek manada ticari aktivite gerçekleştiren ve özellikle ciddi yatırımlar yapmış üretici firmaların da ticaretine ve hareket kabiliyetine engel olucu nitelikte uygulamalar yapılmasına ve yasal düzenlemeler içine girilmesine sebebiyet vermemelidir diye düşünüyoruz. Serbest bölgelerde, gerek mevcut yatırımcıyı, gerekse yeni yatırımcıları tedirgin etmeyecek nitelikte bir yapısal, hukuki düzenlemeye gidilmesi şarttır. Özellikle serbest bölge müdürlüklerinin insiyatifine bırakılan ve kullanıcı firmaların uygulamada karşılaştıkları ciddi sorunlar hakkında, serbest bölgelere ilişkin kanun, yönetmelik ve genelgelerde yeterli açıklayıcı hükümlerin olmaması, gündeme gelen söylentilerle birleşince, serbest bölgelere ilişkin olarak firmalarımız nezdinde bir güvensizlik duygusu yaratmaktadır. Serbest bölgeler üzerinde ciddi birikimleri olduğunu ve Dünya Serbest Bölgeler Birliği (WEPZA)nin başkanlığını yaptığını bildiğimiz, konuyla ilgili yeni bakanımız Sayın Kürşat Tüzmenden özellikle bu konuda yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve serbest bölgeler ile ilgili yapısal bir reforma gidilmesi yönünde adım atması en büyük temennilerimiz arasındadır. YENİ HUKUKİ DÜZENLEME GEREKLİ Serbest bölgelerin ölü bir yatırım alanı olmaktan çıkması, reel ekonomiyi hareketlendirecek ve ihracat kapasitemizi artıracak bir hüviyete kavuşması için serbest bölgelerle ilgili hukuki düzenlemeye gidilmesi şarttır. Yeni hükümetin bu düzenlemeyi yapabilmesi için gerekli siyasi irade elinde mevcuttur. Kendilerine bu imkanı ve şansı veren milletin de bu talepte bulunmaya hakkı vardır diye düşünüyoruz. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||