|
|
Ali Dölek: İhracattaki artış neyin göstergesi? Ali Dölek: Yeni hükümet ve dış ticaret politikası |
|||
Nitelikli Sanayi Bölgelerinin kurulması gerçekten Türkiye için faydalı olacak mı, gerçek manada bir fayda yaratabilmesi için mevcut projeye, daha doğru bir deyişle, ABDnin halihazırda düşünmekte olduğu projeye hangi ilave unsurların eklenmesinde fayda vardır, türünden soruları irdelemekte yarar görüyoruz. ÜRDÜN ÖRNEĞİ VE TEKSTİL SEKTÖRÜ ABDnin Ortadoğudaki barışı temin etmek ve ticari işbirliğini artırmak amaçlarıyla gündeme getirdiği ve bölgede kendisine destek olan ve yandaş kabul ettiği ülkeler için üretilmiş bir proje olan Nitelikli Sanayi Bölgeleri, öncelikle Mısır ve Ürdün için gündeme geldi. Mısırın İsrail ile olan ilişkilerindeki tutumu, Arap birliği projesindeki tavrı, zamanında Mısırın Nitelikli Sanayi Bölgeleri projesini uygulamasına imkan vermedi ve proje Ürdüne nasip oldu. Ürdün, kurulan Nitelikli Sanayi Bölgesi ile Amerikaya olan ihracatını geçtiğimiz yıllarda ciddi biçimde artırdı. Türkiyede kurulacak bölgelerle ilgili olumlu yaklaşımda bulunurken kamuoyunda da sürekli olarak Ürdün örneğine atıflarda bulunuldu ve Türkiyenin ihracatında da benzer bir artışın olacağı yönünde söylemler sarfedildi. Yalnız, Ürdündeki mevcut projenin Türkiyede kurulması planlanan Nitelikli Sanayi Bölgelerinden önemli bir farkı sözkonusu. Ürdündeki Nitelikli Sanayi Bölgelerinin aksine Türkiyede kurulacak bölgelerde tekstil sektörü yer alamayacak. Buna gerekçe olarak da Türkiyenin ihracat ve yatırım alanlarında sektörel bazda bir yapısal dönüşüme gitmesi gerektiğinin altı çizilerek, tek bir sektöre odaklanmaması gerektiği vurgulanıp, özellikle katma değeri yüksek sektörlerdeki yatırım ve ihracatın desteklenmesi amacına, kurulacak bölgelerin katkıda bulunması hedefi gösterilmektedir. Türkiye ekonomisi ve ihracatı için temelde doğru bir tespit olmakla birlikte, Türkiye gibi tekstile odaklı, hele hele Amerika ile olan ticari ilişkilerini demir-çelik, makine vb. yanı sıra ağırlıklı olarak tekstil ürünleri üzerine kurmuş bir ülke olarak Türkiyenin, kısa vadede Nitelikli Sanayi Bölgelerinden beklenen faydayı sağlayacağını düşünmüyoruz. KURULACAK YERİN BELİRLENMESİ ÖNEMLİ Türkiyede kurulması planlanan Nitelikli Sanayi Bölgelerinin nerede olacağı da önemli bir sorun yumağı oluşturuyor. Amerika Birleşik Devletleri, bölgelerde üretilecek ürünlerin Ürdün ve İsrail üzerinden geçirilerek gönderilmesi gerekliliğinden dolayı, bölgelerin Ortadoğuya yakın yerlerde, mesela Güneydoğu Anadoluda kurulmasından yana tercihini kullanırken, Türkiyede yetkililer ise liman ve yollara daha yakın olan kentlerde kurulması yönünde tercihlerini kullanıyorlar. Ayrıca, zamanında benzer hedeflerle kurulan ama gerçek manada işlevsellik kazanmamış mevcut serbest bölgelerin veya organize sanayi bölgelerinin, Nitelikli Sanayi Bölgelerine dönüştürülmesi yönünde fikir beyan edenler de mevcut. Güneydoğu Anadolunun kalkınması için önemli bir girişim olabileceğini düşündüğümüz projenin, bu bölgede olmasına ilişkin tek endişemiz, tekstil gibi emek yoğun sektörlerin dışarıda bırakılması ve teknolojik yatırım gerektiren alanlarda yatırımın teşvik edileceği düşünülecek olursa, kurulacak bölgeye yatırımcı çekmekte zorlanılabileceği ve mevcut organize sanayi bölgeleri gibi atıl kalabileceği yönündedir. Nitelikli Sanayi Bölgeleri ile ekonomik canlanma beklerken, tam tersine atıl kalan bir yatırım ile zaman kaybetmiş olmayalım. SÖZ HAKKIMIZ NE KADAR OLACAK? Türkiyede kurulması planlanan Nitelikli Sanayi Bölgelerinde hangi sektörlerin yer alacağı ve ilerde gerek görüldüğünde hangi sektörlerin dışarıda bırakılabileceğine ilişkin yetki, Amerika Birleşik Devletleri başkanına verilmiş durumda. Yani, ABD istediği zaman bölgelerdeki her hangi bir ürünün Amerikaya girişine engel olabilir, kota koyabilir, vergi artırımı yoluna gidebilir ve proje çerçevesinde kapsam dışı tutabilir. Nitekim tekstil kotalarının kaldırılacağı ve Türkiyenin Amerikaya olan ihracatının artırılacağı yönündeki beklentinin de çok doğru olmadığı kanısındayız. Kotaların kaldırılması demek, vergilerin de kaldırılacağı anlamına gelmiyor. Nitekim ABD hükümetinin iç baskılar ve tekstil çevrelerinin lobi faaliyetleri sonucunda kotalar kalktığında vergileri artıracağına veya farklı tarife dışı önlemler almak yönünde dış ticaret politikası uygulayacağına ilişkin söylentiler ortalıkta dolaşmıyor değil. Amerikaya tekstil ihracatımız sözkonusu olduğunda, Çin faktörünü de unutmamak gerekir. Türkiyenin Nitelikli Sanayi Bölgeleri ile ilgili yapacağı yatırımı düşünmeden önce hukuki yetki alanlarını da çok iyi belirlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Aksi takdirde Türk kamuoyunda Nitelikli Sanayi Bölgelerinin, Amerikanın Ortadoğu politikasına ve özellikle Irak operasyonuna Türkiyenin destek olması için ağzına çalınmış bir kaşık bal olarak görülmesinin önüne geçilemeyecektir. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||