Home page
Haber Menüsü


 
İhracatımız önündeki engeller
 
Dövizdeki düşüşle yaratılmak istenilen olumlu havanın, ihracatçıya zarar vermeyecek şekilde ayarlanması önem arzediyor.
 
Ali Dölek
NTV-MSNBC
 
2 Aralık—  Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarının piyasalarda yarattığı olumlu hava, dövizde yüzde 6’ya varan bir düşüşe sebep oldu. Dövizdeki bu düşüş, finans piyasalarında ve ekonomi çevrelerinde olumlu bir gelişme gibi görünse de, ihracatçılarımız için aynı yorumu yapmak mümkün gözükmüyor.

   
 
       
   
MSNBC News Ali Dölek: NSB, ne kadar nitelikli olacak?
MSNBC News Ali Dölek: İhracattaki artış neyin göstergesi?
MSNBC News Ali Dölek: Yeni hükümet ve dış ticaret politikası
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  İhracattaki kur beklentilerine göre yapılan tahminler ve fiyat ayarlamaları, ihracattaki hammadde ve enerji girdilerindeki yüksek fiyatlarla birlikte dikkate alındığında, dövizdeki düşüş ihracatın tıkanmasına sebep olabilecek bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor.
       
DÖVİZDEKİ GERİLEME ALARM VERİYOR
       Kura müdahale, ihracatçılarımızın zaten düşük olan kar marjlarının iyice erimesine, hatta yok olmasına sebep oluyor. Dövizdeki düşüşle yaratılmak istenilen olumlu havanın ihracatçıya zarar vermeyecek şekilde ayarlanması önem arz ediyor.
       İhracatçılarımız, aslında kura müdahaleden çok, hammadde girdileri ve enerji maliyetlerinde düşüşü sağlayacak müdahaleden ve ihracatın önündeki engellerin kaldırılması anlamında yapısal bir takım sorunların giderilmesinden yana görüş beyan ediyor.
       Özellikle sektörler bazında sorunların ele alınması ve ihracatın artışı için gerekli hukuki, ekonomik vb reformların yapılması zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor.
       Tekstil sektöründeki markalaşma sorunu, madencilik, toprak ve seramik sektörünün enerji girdi maliyetleri sorunu, otomotiv ve beyaz eşya sektörünün yeterli ar-ge desteği alamama sorunu vb. sorunlar, sektörlere özel yapılacak iyileştirme çalışmaları ile bertaraf edilmeyi bekliyor.
       
SEKTÖRLERİN SORUNU ORTAK
       Sorunların sektörlere göre özellik arzediyor olmasının yanı sıra, ihracat söz konusu olduğunda bütün sektörlerin ortak sorunlarını dile getirmek gerekiyor: Kredi faizlerinin yüksekliği, sağlanan kredilerin yetersizliği, hammadde ithalatında alınan fonların maliyeti olumsuz etkilemesi, dış ticaret iş akışlarındaki bürokrasinin halen tam olarak giderilememiş olması, firmalara sağlanan teşviklerin ve devlet yardımlarının istenen düzeyde olmaması vb…
       İhracatçımızın en önemli sorunlarının başında gelen vergisel ve mali sorunları da gidermek büyük önem arzediyor. KDV İadelerinin geç alınmasının yarattığı finansal kayıp, teminat mektubu komisyonlarının yüksekliği gibi olumsuzlukların yanı sıra, ihraç mallarının maliyeti içine sızmış olan KDV yüklerinin giderilememesi de temelde önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
       Gümrüklerde yaşanan gecikmeler ve bürokratik aksaklıkları da ihracatımızın önündeki engeller arasında sıralamakta fayda görüyoruz. Özellikle hammadde ithalatı esnasında kimi sektörlerde yaşanan TSE Uygulamaları, İthal İzinleri vb. problemler, üretimin gecikmesine, zaman ve enerjinin yanlış kullanılmasına sebep oluyor.
       İhraç ürünlerimizin katma değerinin düşük olması da makro planda ihracatımızın önemli sorunları arasında sıralanabilir.
       
ÜRÜNLERİN KATMA DEĞERİ DÜŞÜK
       Çıktı değerlerinin girdi değerlerine bölünerek hesaplandığı sektörlerin katma değer katsayıları dikkate alındığında, Türkiye’nin ihraç ürünlerinin katma değer katsayılarının oldukça düşük olduğu gözlemleniyor.
        İhracatımızın yüzde 70’ini oluşturan ürünlerin katma değer katsayıları yüzde ikinin üstüne çıkmıyor ne yazık ki. Katma değeri yüksek sektörlerimizin ise, ihracat hacmimizin sadece yüzde onunu oluşturduğu ise ayrı bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Nitekim Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Türkiye Dış Ticaret Stratejisi” isimli yayın da bu soruna dikkat çekmesi açısından önemli.
       Türkiye’nin dış ticaret hacminin artırılması ve ihracata dayalı ekonomik kalkınma hamlesinin başlatılması için seksenli yıllarda gündeme gelen ve yasal zemini oluşturulan serbest bölgeler de, bugünkü tarih itibariyle baktığımızda maalesef beklenen faydayı sağlayamadı.
       Yatırım-üretim-ihracat çizgisi içerisinde gelişimi planlanan serbest bölgelerin temel kuruluş amacı, üretim yapıp üretilen malların ihraç edilmesi yönündeydi. Ancak zaman içinde serbest bölgeler, vergi avantajından dolayı, Türk pazarını hedef alan ithalatçı firmaların kar maksimizasyonunu yaptıkları off-shore mantıklı bölgeler olarak işlev görmeye başladı.
       
REFORM TARAFLARI TEDİRGİN ETMEMELİ
       Bu gerçeği dile getirmekle birlikte, hükümetin serbest bölgelerle ilgili yapacağı reformun ve yapısal değişimin, bölgedeki gerçek üretici ve ihracatçıyı da tedirgin etmemesi gerekliliğinin altını çizmekte de fayda görüyoruz.
       İhracatımızın önündeki bu ve benzeri engellerin ve sorunların giderilmesi, genel ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanması önkoşuluyla birleşebilirse, ülkemiz ekonomisinin gerçek manada iyileşme sinyalleri verdiğini söyleyebiliriz. Özlenen siyasi istikrar ve güçlü hükümet modelinin, bu tarihi fırsatı kaçırmaması en büyük temennilerimiz arasındadır.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları