|
|
Makro ekonomik rekabet açısından sözkonusu olan bu gerilemenin yanı sıra, şirketlerin kurumsal rekabet güçleri anlamında kullanılan mikro ekonomik rekabet sıralamasında da geçen yılki raporda 35.sırada yer alan Türkiye, bu yıl 54.sıraya gerilemiş durumda. Küresel Rekabet Raporunun yanı sıra pek çok diğer rapor ve ekonomik göstergeler de, Türkiyenin, küreselleşen dünya içinde ticarette serbestiyetten ve dolayısıyla rekabetten beklenen faydayı sağlayamadığını ve dünya ile olan ekonomik entegrasyonda yeterli başarıyı gösteremediğini ortaya koyuyor. Bu üzücü tablo, Türkiyenin ekonomisinin yeteri kadar uluslararası platforma taşınamadığının, global ekonomik entegrasyona özlenen seviyede dahil olamadığının bir göstergesidir. EKONOMİK ENTEGRASYON SÜRECİNDE TÜRKİYE Bir ülkenin global ekonomik entegrasyona dahil olma seviyesi, o ülkenin uluslar arası düzeydeki mal, emek ve sermaye hareketlerinin hacmiyle ölçülmektedir. Bir ülkenin mal hareketinde hangi seviyede global ekonomik entegrasyonu gerçekleştirdiği, uluslar arası ticaret hacminin genel mal hareketi içindeki payına bakılarak ve ihracat-ithalat rakamlarının GSYİHye oranlanması ile hesaplanmaktadır. Türkiye için bu oran yüzde 45ler seviyesindedir. Türkiyenin uluslararası ticaret hacmine baktığımızda ise, özellikle 80li yıllardaki ihracata dayalı ekonomik programların etkisiyle geçmişe nazaran bir artış gözlemlense de tabii ki halihazırdaki durum özlenen seviyede değildir. Türkiyenin 1980li yıllardaki 1,5 - 2 milyar dolar seviyelerinde olan ihracat hacmi, bugün 30-35 milyar seviyelerine ulaşmıştır. Ancak dünya konjonktüründe baktığımızda Türkiyenin global ekonomik entegrasyon sürecinde, ticaretini uluslararası seviyeye taşımada pek çok ülkeye oranla çok geride olduğu gözlemlenir. İHRACAT HACMİNDE TÜRKİYENİN PAYI Bir ülkenin ihracat-ithalat hacminin GSYİHye oranının, o ülkenin ekonomisinin ve ticaretinin dışa açıklığının bir göstergesi olduğunu belirtmiştik. Türkiye, halen sözkonusu göstergeler açısından bakıldığında, pek çok dünya ülkesine göre çok geri sıralarda yer almaktadır. Türkiyenin ihracattaki büyüme hızı da aslında diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla geridir. Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre Türkiye, dünyanın en çok mal ihraç eden ülkeler sıralamasında 30.sıralarda yer almaktadır ve dünya ihracatının binde altısını gerçekleştirmektedir. Türkiyenin 50li yıllardaki ihracat hacminin de dünya ihracatı içinde binde beşler düzeyinde olduğu düşünülecek olursa, aslında sadece dolar bazındaki artışın, ticaretin serbestleşme ve globalleşme trendi doğrultusunda artan dünya ticaret hacmi içinde Türkiyenin payının da artması anlamına gelmediği gayet açıktır. Bu olumsuzluğa karşın, Türkiyenin ticaretinin uluslar arası boyuta taşınması ve dışa açılması sürecinde tarih içinde yabana atılmayacak gelişmeler de küçük adımlarla da olsa atılmıştır. Türkiyenin bugün itibariyle 170 ülkeye ihracatı sözkonusudur. Ancak toplam ihracatın %50si halen Avrupa Birliği üyesi ülkelere gerçekleştirilmektedir. Bu durum, Türkiyenin halen ticarette bölgesel bağımlılıktan kurtulamadığının ve gerçek global ekonomik entegrasyona dahil olamadığının bir işaretidir. YABANCI SERMAYE YATIRIMLARINDAKİ YETERSİZLİK Mal hareketinin uluslararasılaşmasındaki kısmi başarıya karşılık, emek ve sermaye hareketleri konusunda maalesef aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Türkiye, yabancı sermayeyi ülkesine çekme konusunda gelişmekte olan ülkeler arasında oldukça gerilerde yer almaktadır. Dünyanın en çok yabancı sermaye çeken ülkeleri arasında bulunan Macaristan, Papua Yeni Gine, Angola, Malezya, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerin yabancı sermaye yatırım payları genel yatırımın yüzde beşi olarak gerçekleşirken, Türkiyede bu oran yüzde birlerin altında seyretmektedir. Tabii ki bu geri kalışta, ülkenin genel ekonomik istikrarsızlığı, siyasi belirsizliği, yabancı sermaye için gerekli hukuki mevzuat düzenlemelerinin yetersizliği, yabancı sermayeyi teşvik konusundaki eksiklikler vb faktörler, önemli sebepler arasında sıralanabilir. BÜYÜME İÇİN İHRACAT GEREKİYOR Türkiyenin ekonomik olarak büyümesi de artık, küreselleşen dünya içinde, global ekonomik entegrasyona dahil olabilmesi ve ticaretini uluslararası boyutta artırabilmesine bağlıdır. Son yıllarda yaşanan ekonomik kriz döneminde sürekli vurgulanan İhracat tek kurtuluş yoludur sözünü de bu çerçevede değerlendirmek ve yorumlamak gerektiği kanısındayız. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||