| | | Gözler ilk virajda ikisinin yine çarpışıp çarpışmayacağına çevrilmişti ki, virajdan bu kez Schumacher çıkamadı. Kariyerinin en iyi yerinde start alan Zonta ve yine kariyerinin en iyi yerinde start alan Diniz, Schumacher ve Fisichellaya arkadan bindirince, zaten işin şekli belirlenmişti. Bundan sonrası Hakkinen için kolay oldu. 15 ila 23. turlar arasında sürekli hızlanan Hakkinen pist rekoruna çok yaklaştı. Yarış öncesi motor performanslarının eşit olduğu söylenen Hakkinen-Coulthard ikilisinden Hakkinen cesurca sürdü otomobilini. Devri düşürmesi için kenardan yapılan ikaz bile, aslında onun temposunu kesmedi.
Pedro De La Rosanın 33 tur üçüncü sırada kalması, aslında bir sürpriz değildi. Ama otomobillerin dayanıklılıklarını sorgulayan bu pistte, Supertecin çok fazla nefesi yetmedi. Şunu gördük ki yarışın üçüncüsüne bile tur bindirecek güce ulaşan Hakkinenin kullandığı McLaren-Mercedes, geride bıraktığı tüm olumsuzlukları aşmışa benziyor. Bir kez daha McLaren takımının, takım emirleri uygulamayarak olağanüstü bir iş gerçekleştirdiğini, iki sürücüsünü de zirvede tutmasından anlıyoruz. Rubens Barrichellonun sürücülük yetenekleri, McLarenlerle yarışmak için yeterliydi, ama otomobilin gücü yetmedi(!?).
Almanyaya Mercedes büyük bir sükseyle gidecek, Almanyada Mercedes mi, yoksa Schumacher mi daha çok ilgi görecek merak ediyorum.
Avusturya Grand Prixsinde şimdiye kadar hiç bir Alman birinci olamamış. Tarih tekerrür etti, bu kez dört Alman da yarışı bitiremedi. Heinfeldin Alesiye Fransada olduğu gibi çarpması gülünç olarak değerlendirebilir. Oysa büyük bir fırsat ellerine geçmişti.
Bu arada David Coulthard son bölümde riske girerek 1.11.783 yaptı ve Villeneuveün pist rekorunu kırdı. 97de Villeneuveün silik lastiklerle ulaştığı hızı Coulthard 2000de oluklu lastiklerle kırıyorsa, teknolojiyi durdurmak gittikçe güçleşiyor demektir. Coulthard için bir başka ilginçlik de, dördüncü kez üst üste Avusturya Grand Prixsi ikinciliğiydi.
Trafiğin olmadığı, doğayla sanayinin içiçe çok rahat yer bulduğu muhteşem Avusturyanın Spielberg Kasabası, sıradışı bir hafta sonu yaşadı yine. Sadece pistin 300 metresini kullanabilen Schumacher, yarışın birinci saati dolmadan, çoktan İsviçredeki evine uçuyordu.
Sonuçta bu bir spor, ama ne spor. Bu cümleleri toparlarken en çok merak ettiğim konu ise Alain Prostun Nick Heidfeld ve Jean Alesiye yarış sonrası neler demiş olabileceği... | |